Öyle bir zaman mı geldi artık?..
Ey salâhaddin!
Döneklik çağıdır bu, kavî kabîlecilik kabarması.’’
Süriyeli şair Nizar Kabbani nefis şiiri ‘’Halid Bin Velid’in İşten Çıkarıldığının Resmidir’’ de anlam veremediği hallere dair sorar;
Öyle bir zaman mı geldi artık?..
‘’Öyle bir zaman mı geldi artık; Yapan ellere zıt yapılan iş?
Öyle bir zaman mı geldi; söylenen söz, söyleyen dudaklara zıt?
Ey salâhaddin!
Döneklik çağıdır bu, kavî kabîlecilik kabarması.’’
Öyle bir zaman mı geldi artık?..
Bu mübarek ayda suçsuz günahsız masum insanlar -üstelik aynı kıbleye döndüğümüz insanlar- katliama uğrarken hiçbir şey yokmuş gibi mükellef iftar sofralarında oruç açıp ışıl ışıl camilerde teravih namazlarını kılıp itikafa girip TV’lerde yayınlanan ‘’Kur’an’ı Güzel Okuma’’ yarışmalarını izleyip mukâbele ile hatim indirip Allah’ı razı edeceğimizi mi düşüneceğiz bilemiyorum Allah kabul etsin ama daha da mühimi bizi affetsin, Bize feraset ve Basiret ihsan etsin…
Öyle bir zaman mı geldi artık?..
Özgün,köklü,tavizsiz ve bağımsız İslami hareketler yerini adından başka hiçbir tarafında sivillik olmayan ve asla bağımsız olmayan( siyasal yapıya bağımlı) hale gelmiş,gündemlerinden eğitim,davet ve cihadı çıkarmış, güdümlü,tavizkar,pısırık sözüm ona “Sivil toplum örgütü” adını taşıyan dernekler, vakıflara dönüşmüşler… (İstisnaları tenzih ederim.Ama istisnalar kaideyi bozmaz)
Öyle bir zaman mı geldi artık?..
Bütün insanlığın içinden geçtiği bu sınavda; sözde dindar Müslümanların, bilhassa boyuna “ümmet” diye bir “dava”dan söz edip duran “Hükümet Müslümanları”(“Hükümet Müslümanı” tabirinde kasıt; Particilikle dini karıştıran, hükümet politikalarını sıratı müstakim olarak gören nevzuhur İslam anlayışına sahip olanlar ve tüm faaliyetlerini hükümete tevdi edenlerdir.(yok sa kimilerinin “Siyasal İslamcı” dedikleri kesim değil,daha doğrusu münhasıran onlar değil)
Öyle bir zaman mı geldi artık?..
“Sizden olan yöneticilere itaat edin” emri aynı zamanda “Sizden olanlara toz kondurmayın” anlamına da mı geliyor. Mevcut hükümet her ne yaparsa yapsın eleştirmemek, bilakis destek vermek, çünkü her yaptığında hikmet olduğuna inanmak mı gerekiyor.
Filistin, Kudüs, Mescid-i Aksa denildiğinde mangalda kül bırakmayan “Hükümet Müslümanları”na bakarsanız İsrail’in Gazze’de yaptıklarına karşı elimizden gelen tek şey “boykot”. Sözgelimi alış veriş marketlerinin raflarındaki İsrail’e açıktan veya gizli destek veren ünlü bazı ürünler, bazı kahve zincirleri ve markaları,bazı kolalı içecekler vs yerine başka bazı markaları tercih etmemiz yeterli… Elbette Gazze’de olup bitenlere karşı duyarsız değiller. Ama bu konuda hükümetin eleştirilmesine tahammül edemiyorlar. Onların nezdinde Gazze’nin temsil ettiği kutsallıkla hükümetin temsil ettiği kutsallık eşdeğer. Öyle ki ülkeyi yönetenlerin Gazze konusunda sergilediği çelişkili ve tutarsız tutuma (One Minüte’’ diyerek hepimizin yüreğine su serpen, İşgalci ve katil İsrail’in katliamlarına başkaldıran yerinde bir tanımlamayla HAMAS’ı işgale direnen mücahidler olarak tanımlayan bir noktadanKatil İsrail’in zulümlerinin zirve yaptığı şu günlerde hala ticaretini devam ettirme noktasına gelen) itiraz edenleri “İsrail’in adamı” diye suçluyorlar!
Türkiye’nin toplumsal yapısının ürünü maalesef bu tablo. “Hükümet/İktidar Müslümanlığı” da bu toplumsal yapının ürünü. Düpedüz çok renkli ve çok yüzlü,kaygan,kaypak,vıcık vıcık riya ile kaplı bön ve ahmakça,ne idüğü belirsiz bir ‘’Muhafazakar Demokratlık’’ ‘’ Özgün bir din yorumu falansa asla değil...
Geri kalanlara dedikleri ise şu: “Oturun oturduğunuz yerde, hükümet ne gerekirse yapar. Siz boykot listesindeki ürünleri almayın o kahveleri kolaları içmeyin”
Bu yaklaşım kendi aklına ve kendi vicdanına tâbi olmak isteyenler açısından kabul edilebilir bir yaklaşım olabilir mi?
Avrupa ve Amerika şehirlerinde ve dahi dünyanın her yerinde her hafta sonu yüz binlerce insan meydanlara çıkıyor, Siyonist vahşetin durdurulması veya İsrail’e desteğin sonlanması için kendi hükümetleri üzerinde bir kamuoyu baskısı oluşturmaya çalışıyorlar.
Bizde ise ‘’boykot’’la yetinen kitleler ancak hükümet çağırırsa protesto gösterilerine katılıyorlar. Bunda bir tuhaflık yok mu?
Mesela hükümete İsrail ile ticari ve diplomatik ilişkilerin bitirilmesi yolunda baskı yapmaya çalışmak niye kimsenin aklına gelmiyor?
Öyle bir zaman mı geldi artık?..
Tamam… Boykot cidden çok önemli…Ama ülkemizin limanlarından İsrail’e her gün demir-çelik, çimento, petrol, gıda maddesi vs taşıyan gemiler kalkıyor…Yok sa hala haberiniz yok mu?
Silah bile satıyoruz. Ama TÜİK- çıkan haberler üzerine- açıklama yapıp “Sattıklarımız harp silahı değil, av silahı” deyiveriyor…
En son İsrail polisinin Mescidi Aksa’nın etrafına gerdiği dikenli telin de Türkiye’den gittiği ortaya çıktı.
Daha ne olsun?...Sözün bittiği yerdeyiz…
Öyle bir zaman mı geldi artık?..
Gazze’de çocuklar açlıktan ölürken İsrail ordusunun gıda ihtiyacını bizim tedarik etmemiz normal mi oldu?
Yoksa “O ürünler aslında İsrail gümrüğünden geçip Filistinlilere gidiyor” yalanına inanmayı mı tercih edeceğiz ?
Dilerseniz bu bahaneyi de kullanabilirsiniz vicdanlarınızı rahatlatmak için. Midemiz kaldırır,vicdanımız kabul ederse…
Öyle bir zaman mı geldi artık?..
Kimilerinin;’’Din işleri başka dünya işleri başka’’dediği gibi;
“Siyaset başka ticaret başka” mı diyeceğiz ?
Vallahi İşgalci ve Terörist İsrail’le-özellikle son altı aydan beri yaşananlardan sonra-kim hangi gerekçeyle yaparsa yapsın her türlü ticaret ve oradan elde edilecek kazanç -bir adet ürün dahi olsa-meşru da değildir,helal de değildir…
Elli bine yakın kardeşimizin şehit edilmesine,on binlercesinin yaralı ve sakat bırakılmasına,sivil halka yapılan soykırıma rağmen halen hala Katil İsrail’le ticarete devam ediliyor sa artık sözün bittiği yerdeyiz demektir.Filistin(Gazze) halkının yaşadıkları ve ödedikleri bedeller ne kelimelerle ne de rakamlarla ifade edilebilir.Onların çektiği acılara sessiz ve tepkisiz kalırsak tarih bizi yargılar,Allah(cc)bunun hesabını bizden sorar…
Hem yerel seçimde yaşanılan hezimette İsrail ile yapılanticaret mevzuunda resmi ve yetkili ağızlardan tatmin edici bir açıklama gelmemesinin payı göz ardı edilmemelidir.
Yapacağınız açıklamanın ‘’Sizin bilmediğiniz şeyler var’’ klasiğinin çok ötesinde olması şart.
Siz susarsanız dahi halk susmaz…
Size der ki; Hesap var…
Şayet biz de susarsak; Tarih susmayacak,tarih sus sa hakikat susmayacak…
ALLAH SONUMUZU HAYR ETSİN…
BİZE FERASET VE BASİRET İHSAN ETSİN…
* ‘’Hükümet Müslümanlığı ‘’ ve ya İktidar Müslümanlığı’’ tabiri Karar Gazetesi yazarı İbrahim Kiras’tan alınmıştır…
YORUMLAR