
GUERNİCA (PİCASSO), KATLİAM SOYKIRIM, GAZZE, HANZALA (NACİ EL ALİ)...
Dünyanın tüm sanatçılarına sesleniyorum. Haydi durmayın. Yazın, çizin, söyleyin, dans edin, anlatın, yontun, tiyatroya, sinemaya aktarın …
Ve tarihe not düşün…
Dünya Savaşı sırasında Nazi işgali altındaki Paris'te yaşayan Picasso Gestapo tarafından sorgulanmıştı. Söylentiye göre bir Nazi subayı, ressamın evinde Guernica'nın tablosunu görünce, "Bunu siz mi yaptınız?" diye sordu ve Picasso'dan "Hayır, siz yaptınız." Muhteşem cevabını aldı.
O sıralarda Paris’te sürgün halinde olan Pablo Picasso’dan İspanya Hükümeti, Paris Dünya Fuarı’nda sergilenmek amacıyla bir tablo yapmasını talep etmiş, ancak Picasso bombalanma haberini (Yapılan bombardımanın çoğunluğunu Alman hava kuvvetleri üstlense de İtalyan hava kuvvetleri destekte bulunarak, kasabanın üç gün boyunca yanmasına neden olmuşlardır. Dönemin Bask Hükümeti’nden yapılan açıklamaya göre, beş bin nüfusa sahip Guernica’da sivil can kaybı en az 1654, 889 ise yaralı bulunmaktaydı) alana kadar ne çizeceğini bilemiyordu. Picasso, İspanya’nın Guernica kasabasında gerçekleşen insanlığın yok edildiği olayı gazeteden öğrendikten sonra artık ne çizeceğini biliyordu.
Pablo Picasso, bir an önce bu katliamı anlatmalıydı. Bütün dünya görmeliydi İspanya’nın büyük acısını, katliamın yaradılışını, renkli vakitlerin geçtiği, insanların birbirlerine gülümsediği, çocukların oyunlar oynadığı Guernica: anaların gözyaşıyla, çocukların feryatlarıyla, kanla yıkanan sokaklara bürünmüştü. Artık küllerden oluşan, mavinin yok olduğu siyah beyaz bir tablo olmuştu…
Guernica hikayesi ve konusuyla ön plana çıkan bir Pablo Picasso tablosudur. İspanya’nın ağıtı, anaların gözyaşı, insanlığın çığlığıdır. Bu tablo hepimizindir bayım. Sadece bir tablo değildir. Geçmişin hüznünü anlatır tüm çığlığıyla. Yaklaştıkça gösterir içindeki feryadı, yürek burukluğunu… Duvarımızı süsleyen bir tablo değil, bir ülkenin yaşanmışlığını anlatan acı bir tablodur. Sessizce yüzyılları delen kanlı bir resim ortaya çıkarmıştır Pablo Picasso.
Ne hazin bir durundur ki Guernisa’da soykırıma uğrayan Yahudilerdi. Ama aynı Yahudilerin torunları kendilerine kucak açan Filistinlilerin ülkesini işgale başlamış ve Filistin’de tarihte eşine az rastlanır zulümleri yapmış ve soykırım gerçekleştirmektedir.
7 Ekim'den bu yana Gazze'de şehit edilenlerin sayısının sayısı 46 bin 913'e(yaklaşık 15.000’ i çocuk), yaralıların sayısının ise sayısı 110 bin 750. Ayrıca Gazze'de tahmini olarak 17 bin çocuğun ailesinden ayrı düşmüş veya refakatçisiz şekilde kayıp olduğu kaydedilen açıklamada, yaklaşık 4 bin çocuğun ise enkaz altında, toplu mezarlarda ya da isimsiz mezarlarda olduğunun tahmin ediliyor. "Milyonlarca insan yerinden, evinden edildi. Gazze’nin büyük bir kısmı yok edildi, evler, hastaneler, okullar yerle bir edildi. İnsanlar sığındıkları çadırlarda canlı canlı yakıldı, iki milyondan fazla Gazzeli ölüm kalım mücadelesi verdi. Çocuklar yetersiz ilaçsızlık ve susuzluktan öldü, ölüyor." …Dünyanın gözleri önünde tarihte eşine az rastlanır bir soykırım yaşandı, yaşanıyor, yaşanacak…
7 Ekim’den (ki 1946 yılından bu yana yaşanan bir işgal ve soykırım var) beri Gazze’de yaşanan soykırım ve şanlı Gazze Direnişi ile ilgili tüm Dünya’da (özellikle Avrupa’da) hemen hemen her şehirde gösteriler yapıldı, yazıldı-çizildi, İsrail ve ABD mallarına karşı boykot uygulandı (ki mutlaka devam etmesi gerekiyor)…
Ama tüm bunların artarak devam etmesi ve özellikle Sanatçıların ve sorumluluk sahibi düşünürlerin (ressamların, fotoğrafçıların, heykeltıraşların, müzisyenlerin (bestecilerin), sinemacıların (senarist ve yönetmenlerin), tiyatrocuların, mütefekkirlerin, yazarların, şairlerin, karikatüristlerin, araştırmacıların, profesörlerin…) bu yaşananlara şahitliklerini gösteren eserler vermesi ve tarihe not düşmesi en azından insanlık vazifesidir.
Hanzala Filistinli siyasi karikatürist Naci el-Ali'nin ünlü çizgi karakteri. Kendisi Filistinlilerin meşhur bir milli işareti ve kişileştirilmesidir. Karakter 1969'da el-Ali tarafından çizilmiş ve 1973'te şimdiki halini edinmiştir. Hanzala Filistin Mücadelesinin bir sembolü haline gelmiştir ve Filistin kimliği ve muhalefetinin ikonik bir temsili olmaya devam ediyor. Karakterin savaşı, direnişi ve Filistin kimliğini benzersiz bir açıklıkla temsil ettiği söyleyebiliriz. Filistin direnişinin sembolü Hanzala, Hep 10 Yaşında | Vatanı özgür olana kadar yüzünü göstermeyecek. Sırtı dünyaya dönük, ayakları çıplak, giysileri yamalı, elleri arkada bağlı 10 yaşında bir çocuk Hanzala. Yıl 2025 Hanzala hala 10 yaşında ve hala sırtı dünyaya dönük…
Demek ki iyi düşünülmüş ve üretilmiş bir düşünce,eylem ve sanat eserinin ne kadar etkili olduğu ortada…
İsrail askeri tarafından tutuklanan çocuk ve gençlerin içten gülümsemeleri,bir gencin isabet eden bir sapan taşı sonrası bombaların altında yaptığı özgürlük dansı,minicik çocukların tankların karşısına dikilmeleri, direnişin sembol komutanlarından Yahya Sinvar’ın koltuktaki o muhteşem oturuşu,Katıldığı Uluslar Arası bir toplantıda nerdeyse ailesinin tamamının şehadet haberini alan İsmail Haniyye’nin; isterseniz toplantıyı erteleyelim diyenlere ‘’Benim çocuklarımın şehadetinin Filistin’deki herhangi bir gencin veya çocuğun şehadetinden bir farkı yoktur’’ diyerek ‘’ toplantımıza devam edelim’’ derken ki gösterdiği eşsiz metanet ve sabır örneği, tüm evlatlarını şehid veren annenin ‘’ya Rabb’im bütün evlatlarımı şehid olarak kabul ettin, beni ne zaman şehid olarak yanına alacaksın’’ diye Rabb’ine sitemi, esir takası sırasında serbest bırakılan İsrail’li esirlerin neşe içinde (hatta ayrılığın hüznüyle) Kassam Askerine alnından öperek veda etmesini…
Hangisini sayalım ki? Müslümanlığı tamamen özümsemiş bir toplumun sahip olduğu değerlerle insanlığa neler vereceğine hep beraber şahid olduk. Gazze Medresesi bize ve insanlığa o kadar çok şey öğretti ki…
Onlar üzerlerine düşeni fazlasıyla yaptılar şimdi sıra bizde…
-Unutmayacağız ve Unutturmayacağız. Korkmayacağız, gevşemeyeceğiz, asla umudumuzu yitirmeyeceğiz…
-İsrail, ABD ve onların tüm destekçilerinin ürünlerine boykota devam edeceğiz.
-İnsani yardımları kesmeyeceğiz. Çoğaltarak devam edeceğiz.Ve inşallah Gazze’nin yeniden inşası için elimizden gelen her şeyi yapacağız.
-Ashab-ı Gazze’nin sahip olduğu tüm İslami değerlere sahip olmaya çalışacağız.
-Eli kalem tutan yazacak, sesi güzel olan söyleyecek, yetenekli olanlar perdeye aktaracak, şairlerimiz yazacak, ozanlarımız söyleyecek…
Bir koza gibi, bir halı gibi dokuyacağız Filistin’i. Ses dokuyacağız (besteler yapıp şarkılar söyleyip, özgürlük dansları edeceğiz), renk dokuyacağız (resimler yapıp fotoğraf albümleri oluşturacağız), duygu dokuyacağız, hikmet dokuyacağız, (Kalplere İslamın güzelliğini nakşedeceğiz), taş işleyeceğiz anıtlar yapacağız, resimler, karikatürler çizip, şiirler, hikayeler, romanlar yazacağız. İslamın tüm güzellikleri, nezaket ve letafetini, Filistinli çocukların ve şahidlerin misk kokusunu tüm dünyaya yayacağız inşallah…
‘’Ey inananlar zalimlere, yeryüzünde fesat çıkaranlara karşı) gevşemeyin, (yaptıklarından dolayı da) üzülmeyin! Eğer (gerçekten) mü'min iseniz mutlaka onlara galip geleceksiniz (ve inandığınız sürece de galip gelmeye/üstün olmaya devam edeceksiniz.’’
YORUMLAR