ATİYE MEKTUP
Yazar: Şifanur ÖZÇELİK ŞİRİN
Mehmet Memdoğlu müstear ismiyle eserler veren Mehmet Feti Ceylan’ın araştırma - inceleme, İslam, siyaset - politika kategorileri olmak üzere birçok türde eserleri yayınlanmıştır. Yayınlanmış eserleri, Pıra Çande, Kürt Sorunu Çözüm Önerileri ve 2009-2011 Panoraması, Öcalan’ın Mustafa kemal Okumaları, Abdullah Öcalan’ın Din Okumaları, Düşler Ülkesi, Yırtık Ayakkabı, Letaif-i Hoca Nasreddin, Ben Kimim, İnkılab-ı Osmaniden Bir Yaprak Yahut 31 Mart 1325 Kıyamı, Atiye Mektup ve Radde’dir.
“Atiye Mektup” öykü kitabı, Alaska yayınlarından çıkmış olup 112 sayfadır. İçerisinde on bir öykü bulunmaktadır.
Arka kapak yazısında, “Kültür, bir milletin geçmişini geleceğine bağlayan köprüdür. İnsanlığın varoluşundan günümüze, kültür köprülerini muhafaza eden toplumlar hayatiyetlerine devam edebilmişlerdir. Kültürün unutulan, kaybolan her bileşeni o toplum için yitik bir hazinedir. Günümüzün modern yaşamı, toplumu geçmişinden ve kültüründen uzaklaştırmakta, gençliğimizi geçmişine ve kültürüne yabancılaştırmakta, hafızaları adeta formatlamaktadır.” sözleri ile okuyucusuyla buluşuyor.
Yazılan öykülerin her biri ayrı bir düşünce ekseninde tefekkür etmemize sebep olmaktadır. Hayatın içinden, bizden karakterler çerçevesinde işlenen konularda, sevgi, iyilik, hoşgörü ve barışın penceresinden öyküler bulunmaktadır.
Dili sade, anlatımı akıcı bir üslupla yazılmıştır. Birçok alıntı ve özlü sözlerin yer aldığı öyküler menkıbe ve iktibaslarla süslenmiştir.
Atiye Mektup'taki öykülerde sırasıyla okuyucu:
“Muhalif Dostlar” öyküsünde zaman olarak, Cumhuriyet sonrası dönemi görüyor. “Varlık vergisinin çıkarıldığı, ekmeğin karneyle dağıtıldığı, vatandaşın elindeki tarım, hayvan ve orman ürünlerine idarenin el koyduğu, karaborsacılığın ticarete hâkim olduğu yılların Türkiye’sini,” okuyor.
İbrahim ile Muhammed Alinin dostluklarını, onların dilinden,
“Ölçüyü kaçırma İbrahim hadsize hat bildireyim derken hadsiz duruma düşme”
“Ruh akla hükme derse aklıselim, vicdan ruha hükmederse kalbi selim hali oluşur insanda.” gibi önemli nasihatleri işliyor.
“Merhamet” öyküsünde, merhametli ve eğitimli bir anneyi işliyor.
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) "Merhamet etmeyene merhamet edilmez.” ve "Merhamet edene Rahman da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin." buyurmaktadır.
“Düğüm” öyküsünde, akıllı ve bilge bir terziyi, işliyor.
“Yaşarken sadece düğüm çözmeyi değil, düğüm atmayı da öğrenmeli insan.”
“Bulutlar neden bu kadar ağlar ki?”
“Havanın kararması ile birlikte sokaktaki çam ağaçlarının koynuna sığınan kuşlara göze ilişti bu kez. Dışarıda olmalarına rağmen, sığınabildikleri ağaç dalları vardı ve bir kez daha daldan dala uçuşan kuşlar gibi sığınabileceği sevgi evinin hayalini kurmaya başladı Cemanur."
"Çok yaşadım diye sevinmemeli, dünya hayatı içinde nasıl bir eser bıraktığına bakmalı, ona göre sevinmeli ona göre üzülmeli insan."
"Kim ki insanlara yardım ettiğini düşünüyorsa insanların mutluluğuna sebebiyet veriyorsa aslında kişi kendisine yardım etmiş kendisini mutlu etmiştir "
“Delikanlı Süleyman” öyküsünde, 1980 sonrası Türkiye’sini,
“Sağcı kim, solcu kim?” sözleriyle okuyor.
“Sivas’ın Ulu Camisi şefkatle kendine nasihat ediyordu. Sıkıntılı anlarda abdestli dolaşmayı babası öğretmişti kendisine”
“Mektup” öyküsünde, 1980 öncesi döneme misafir oluyoruz.
“Baba sözü duadır.”
"Ne için kimin için eylem yaptıklarını bilmeyen ve sürekli slogan atan”
“Ömür ile Bir Ömür” öyküsünde, aileyi ve sevginin gücünü okuyoruz.
"Uçun kar taneleri, uçun! Gurbetten Sıla'ya uçan kuşlar gibi yare haber götürün. Beyaz kelebekler gibi ahenkle dans edin. Gelinlik misali sarın bahçemdeki çam ağaçlarını, kefen oluverin örtün toprağı kar taneleri. "
Yusuf'un Fabrikası'nda kanaatkârlığı ve gönül zenginliğini,
"Hal ilminden bihaber olanlar, ne bilsinler velinin halinden delinin ah-valinden"
"Kalbin en büyük düşmanları nefis ve şeytandır şeytandır. Şeytan kalbe vesvese ile yaklaşır, nefis ise kaleyi içten fethetmeye çalışır. Kalbi şeytanın hile ve saldırılarından korumak için aklımızı rahmani yönünde kullanmalıyız. Akıl, rahmani yönde kullanılırsa iman daha da güçlenir."
“Çerçi Sadık ve Ebubekir Dayı'da” diğerkâmlığı, vefayı ve ahde vefayı görüyoruz.
"İnsanın bir yüzü, bir de astarı olmalı."
"Yüz, insanın karakteridir. Karakteri ve kişiliği oturmuş kâmil bir insanın bir yüzü olur. Astar ise hayâdır, büyüklerimiz yüzü yok ki astarı olsun sözüyle kişiliği ve karakteri oturmamış birinin hayâdan bihaber olduğuna dikkat çekmişlerdir. Allah bizleri iki yüzlükten korusun."
“Son Mesaj'da” gerçek dostluğu görüyoruz.
"bin yıl yaşayabilen gücün ve azametin sembolü sedir ağaçlarıyla kaplı yemyeşil bir köy."
"Şiir yürekliler! Dokunmayıverin! Yürekleri okyanus misali geniştir şiir yüreklilerin. Sessiz ve durgun göründüklerine de aldanmayın. Dokunduğunuz an yüreklerinden gözyaşı Misali şiir dökülüverir. O şiirlerde sevgi, saygı, aşk, ayrılık, yalnızlık acı ve hüzün vardır. Hüzünlü oldukları anlarda bile mutlu olabilmeyi başarabilirler şiir yürekliler."
“Beyaz kaplı defter” öyküsünde, insanı düşündüren ve tefekküre sevk eden cümleler ile hayatı sorguluyoruz.
"Çoraklaşmış toprağı su insanı ise sevgi filizlendirir "
"İnsan kalbi gizli hazinelerle doludur maharet hazinenin Kapısını açabilmektedir "
"Kırma gönül gülünü yaprak solar dal kurur "
"Ucuz hesap peşinde koşanların hayatları da dostluklara da ucuz olur "
“Firdevs” öyküsünde ise Osmanlı-Rus harbinden yakın tarihimize köprü olmuş bir hikâyeye kulak veriyoruz.
"Özlem'e özlem duymayı seviyoruz çünkü özlem bizi vuslata yaklaştırıyor."
"Yaşlı bir Bilge öldüğünde bir kütüphane yanmış demektir."
Atiye Mektup eserinde bulunan, her bir öykü, birbirinden bağımsız konular üzerine yazılmış olsa da bir bütünü tamamlar nitelikte, okurun gözüne yaşadığı çevre hakkında farklı bir pencereden bakmayı sağlıyor.
Sonuç olarak, bu kitap, içten bir anlatım ve derinlikli hikâyelerle donatılmış bir eser olarak ön plana çıkıyor. Okuruna insan olma kılavuzunu incelikli bir dille sunuyor.
Yazarımızın emeğine ve yüreğine sağlık diyoruz. Okuruna ulaşmasını ve ruhlarında demlenmesini diliyoruz.
YORUMLAR