Yazar: Bilinmiyor
Deprem afeti için altın kıymetinde uyarılar içerdiği için paylaşmak istedim:
*1) Orada 2-3 güne salgın hastalıklar başlayacak muhtemelen, kemirgenler ortalığa çıkacak. Çöplerin sıkıştırılarak, ağzı kapatılarak ve derhal uzaklaştırılması çok kritik.
*2) Kedi-köpekleri besleyerek kontrol altına almak ve açıkta asla gıda artığı bırakmamak orada çok önemli.
*3) İlk stoklar eriyince son kullanma tarihi geçmiş ürünler depolara çekilecek, buna muhakkak dikkat etmeleri lazım. Özellikle mamalarda ve az bilinen markalarda son kullanma tarihi geçmiş ürünlerle daha çok karşılaşılıyor. Birilerinin bunları sürekli kontrol etmesi lazım.
*4) Çok acı ama köpekler ölülerin parçalanmış kolunu bacağını yemeye başlayacak.
*5) Motorize ekipler varsa onlar hasarlı bölgelere çok iyi giriyorlar, onları aktif kullanmak lazım. Çok hızlı malzeme taşıyabiliyorlar. Coğrafya çok geniş, motorize ekipler çok aktif kullanılmalı.
*6) Demir kesme makası ve bilimum tersine inşaat materyali, tecrübeli inşaat ustası veya inşaat mühendisi marifetiyle çok iyi iş görür. İnşaat ustalarından, inşaat amelelerinden çok yararlanılabilir. İnsan kaynağından ziyade ekipman yetersizliği oluyordur sıkça. Onun için inşaat işçilerini inşaat malzemeleriyle beraber bölgeye çağırmak lazım.
*7)* Yardıma giden herkeste bir shift problemi var. Herkes gider gitmez çalışıyor ve ertesi güne bitap düşüyor ama ertesi gün de devam edilmesi lazım. 48 saat çalışanlar oluyor ama verim çok düşüyor. Bu farkındalığı gönüllülerde yaratmak lazım. Öte yandan onlar da hastalanabiliyor orada ve gönüllülerin sağlık problemleriyle uğraşılıyor; bu çok gereksiz ve önlenebilir bir işgücü kaybı. Akdeniz milleti olduğumuz için insanlar beklemeye-dinlenmeye alışkın değiller ne yazık ki.
*8)* O bölgede çalışan herkesin tetanoz ve kuduz aşısı olması lazım çünkü tetanoz ve kuduzun ilacı yok ve inşaat parçacıklarından vücudu kesip 3-5 gün sonra acıyla öldürür bu hastalıklar. Eldivensiz iş yapılmamalı orada. Gerçekten enkazdan kurtarılanlarla enerji harcamak varken gönüllülerle uğraşmak çok acı veriyor insana. Gözlerini iyi koruması lazım herkesin. Çevreye her aşamada moloz vs yayılabilir; gönüllerin kalıcı görme kaybı yaşamaması lazım.
*9)* Su kaynakları çok kritik. Özellikle deprem dolayısıyla yeraltındaki çatlaklar suları kirletebilir. Öte yandan çevrede barajlar da var; o barajlar güvenlik açısından kontrol edilmiştir ama sağlık açısından da kontrol edilmeli.
*10)* Abdest alan vs. insanlarda bile birkaç gün içinde ishaller görülmeye başlanabilir. Çeşme suyu kültürü orada yaygın olabilir, depremden kurtulanlar hasbelkader çeşme suyu içip hasta olabilirler. Mesela önümüz şadırvanların bağlı olduğu depolar derhal klorlanmalı. Basit bir klor seviye ölçme cihazı var sağlık müdürlüklerinde, onunla ölçüp depoyu klorluyorsun.
*11)* Sular paket su dahi olsa açıkta beklerse, iyi şartlarda saklanmazsa ishal yapabiliyor. Hava soğuk olduğu için bu ihtimal düşük ama su şişelerinin ağzı kirlenip bu şekilde de ishal olabiliyor. Dağıtılan yemeklere konulan sular da aynı şekilde hasta edebiliyor. O yüzden suları yerden yüksekte ve üzeri opak bir örtü ile örtülerek muhafaza etmek gerekiyor.
*12)* Gıda yardımları iyi saklanmazsa hiç akla gelmeyecek şekilde gıda zehirlenmeleri olabilir. Dağıtılan tavuklu-etli yemekler il dışından gelmiyor, orada yapılıyordur. 1. haftadan sonra depo koşulları iyi değilse veya havadaki tozu üzerlerine alırlarsa toplu zehirlenmeler olabilir bak 1-2 gün sonra haberlerde bi de bunları görebiliriz.
*13)* Koordinasyon için yeterince alan açılmıyor genelde. Orada her 1000 metrekarelik bir alan için 10.000 metre karelik bir alan açmak gerekiyor çünkü hem konaklama, hem tuvalet-duş gibi ihtiyaçlar, hem yeme-içme servisleri, hem çöpler, hem depo alanları, hem koordinasyon merkezleri... için büyük alanlara ihtiyaç duyuluyor.
*14)* Bu koordinasyonları AFAD yapıyordur ama AFAD'ın tüm kadroları yetişemeyebilir ne yazık ki, olay çok büyük bir olay. Gönüllüler ise genelde iyi niyetle oradalar ama ya herkes enkaza odaklanmış, ya tamamen amatör insanlar ya da orada drama kovalamak için kalabalık yaratıyorlar. Ben de bana ayrıca konaklama-yemek vs. gideri olmasın diye yerimde kalıyorum şu an. Ama çok üzülüyorum çünkü acaba profesyonelce sonraki süreçleri düşünecek kaç kişi vardır orada?
*15)* Artık enkaz altından çıkanlardaki yaşam beklenti oranı çok düşmüş durumda ne yazık ki. Buna hazırlıklı olmak lazım. Tespitlerin doğru yapılması çok kritik. Epey bir kayıp vaka olacak; bunlar için kalanları şimdiden hazırlamak lazım. Yani bu insanlar ne ölü olacaklar ne de diri, kayıp olacaklar. Kalanların psikolojik durumları bu durumda iyice berbat oluyor. Toplumsal psikolojiyi de etkiliyor bu durum. O yüzden psikologlara büyük iş düşüyor. Sürekli herkesin story atması, video çekmesi oradaki insanları çok kötü etkiliyor. İnsanlar acılarını rahatça yaşayamıyor. O kalabalık içinde yalnız kalabilecekleri alanlar açmak lazım. AFAD kontrolü ele aldıkça oradaki dramaqueen'leri bi uzaklaştırması lazım.
*16)* Kalanlar için barınma sorunu bizim için büyük problemdi. O zaman COVID-19 dolayısıyla üniversiteler kapalıydı ve KYK'lara almıştık onları. Orada özellikle çocuklar çok ihmal ediliyor. Aileler kaybettikleri yakınların acısına düşüyorlar istemsizce, çocuklara çocuk psikologları acil destek olmalı yoksa bunun acısını 20 yıl sonra görmeye başlarız.
*17)* Bak çok kritik başka bir şey söyleyeceğim: Enkaz kaldırılırken elektrik verilecek o bölgeye. Burada elastik çizmeler çok önemli. Yerdeki açık uçlardan, elektriğin olmadığı düşünülen yerlerden elektrik çarpmasıyla insanlar ölebilir. Bir anda olup biter her şey. Çok kötü sonuçları olur. Özellikle ıslak elektrik hatları ölüme davetiye çıkarır. Bu konuda insanlar çok ciddi uyarılmalı. Çok çok hayati bir sorun bu, kalanlar için.
*18)* Gözlerde siperlikle çalışılması gerekiyor demiştim, özellikle enkaza fiziksel olarak girecek herkes için yanlış müdahaleler sonucu enkaz altında kalması veya molozlarla yaralanmalar çok tehlikeli. Gönüllü biri oradan bir yerini sakatlayıp, kör olup dönebilir, hiç şakası yok.
*19)* Fareler çıkacak demiştim ya, hiç beklenmedik hastalıklar görülebilir. Özellikle afetin 2. dalgası için enfeksiyon hastalıkları ve halk sağlığı uzmanlarının sahada olmasına ihtiyaç var.
*20)* Ara ara belirli bölgelerin böceklere karşı ilaçlanması lazım hijyen açısından ama bunu yaparken doğal denge bozulacağı için sürekli birilerinin bu durumlara karşı tetikte olması gerekiyor. Tarım Müdürlükleri'nin bu konuda yetişmiş elemanları var ama, herkes enkaza odaklanmış durumda değildir inşallah.
*21)* Tüm enfeksiyon derneklerini, halk sağlığı hocalarını ve daha önce afetlerde görev almış tüm tecrübeli isimleri tek tek aranmalı. Ortak akıl ihmal edilmemeli asla.
*22)* 2. el kıyafetler başta olmak üzere, uyuz vakaları görülebilir.
İyi niyetli davranışları bu noktada insanları kırmamak da afet yönetiminin bir parçası. Bu bile organizasyon gerektiren bir durum.
YORUMLAR