Yıldırım Demirci
Emekçinin omuzlarına basarak yükseldikleri zirvede maaşlarını ve mal varlıklarını açıklayamayan sendika ağalarının, Kur’an-ı ifadeyle; ağızlarıyla, kalplerinde olmayanı söyleyerek 1 Mayıs’ta şov yapanlara ortak olmayın!
Aylık aidatı, emekli maaşı kadar olan ultra lüks sitede oturanlar, hangi yüzle 1 Mayıs’ta emekliye hitap edecek acaba! TOKİ arazisine deniz manzaralı muhteşem lüks villa yaptıranlar, hangi yüzle 1 Mayıs’ta maaşının yarısını kiraya veren çalışana hitap edecek! Daha düne kadar kirada oturanlar ve şimdi ise mal varlıklarını açıklayamayanlar, hangi yüzle 1 Mayıs’ta emekçiye hitap edecek! Devletimizin üye adına ödediği aidatlarla oluşan gelirden maaşını alan ve aldığı bu maaşı açıklayamayan sendika başkanı hangi yüzle, 1 Mayıs’ta mütevazı maaşlarıyla kıt kanaat geçinenlere hitap edecek! Çocuklarının, eşlerinin, kardeşlerinin ve kendilerinin yönettikleri yedi tane yapı kooperatifi üzerinden mülklerine yenilerini katanlar, hangi yüzle 1 Mayıs’ta; iş arayan çocuklarına harçlık veren anne ve babalara hitap edecek!
1 Mayıs’ta meydanlar, sahneler, kürsüler ve mikrofonlar; tekstil atölyelerinde çalışan emekçi kadınlarındır. Yerin 700 metre altında çalışan maden emekçilerindir. Fabrikalarda 1200 derece sıcaklıktaki fırının karşısında buram buram terleyen emekçilerindir. Yazın sıcağında kışın soğuğunda sebze, meyve ve gıdalarımızı üreten tarım emekçilerinindir. Akşama kadar ders anlatmaktan sesi kısılan eğitim emekçilerinindir. Günde sekiz saat bilgisayarda yazı yazmaktan boynu tutulan büro emekçilerindir. Gece gündüz demeden hayat kurtaran fedakâr sağlık emekçilerindir. Bayramlarda elini öpmeye gelen torunlarına cebindeki paranın yetip yetmeyeceği endişesini yaşayan emeklinindir. Kısaca 1 Mayıs’ta söz de karar da gelecek de evine alın teriyle, el emeğiyle ve göz nuruyla helalinden ekmek götüren emekçilerindir.
Emekli maaşı kadar aidatı olan ultra lüks sitelerde ve villalarda oturanlar, hiç emekçinin derdiyle hemhal olabilirler mi? Emekçinin omuzlarına basarak yükseldikleri zirvede maaşlarını ve mal varlıklarını açıklayamayan sendika ağaları, Kur’an-ı ifadeyle; ağızlarıyla, kalplerinde olmayanı söyleyerek 1 Mayıs’ta şov yapanlara ortak olmayın!
Sendikacı maaşıyla memurun maaşı arasındaki makas giderek açılmıştır. Konuyu bir örnekle somutlaştırmaya çalışalım. 2002-2003 yılları arasında Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 No’lu şubesinin kurucu başkanlığını yapan Şükrü Mutlu; o yıllarda çamurlu, tozlu ve topraklı olan Sultanbeyli’nin patika yollarında omuzunda su sebili ile saatlerce yürüyerek öğretmen odalarına su sebili kazandırdı. Kendisi 34’üncü hizmet yılını çalışıyor ve hâlâ oturacağı bir evi olmadığı için maaşının yarısından fazlasını (32.000 TL) kiraya vermektedir. Şükrü Mutlu sendikacılığı davası ve emekçinin menfaati için yaptı. Yine aynı şubenin 2004-2011 arasında şube başkanlığını yapan ve beş yıl öncesine kadar kirada oturan Ali Yalçın ise maaşını ve mal varlığını yakınlarının üzerindekilerle birlikte açıklamıyor. Eğer dedikleri gibi sendikacılığı dava hareketi olarak yapıyorlarsa niçin öğretmen maaşıyla yetinmeyip de 16.02.2019 tarihinde tüzüğün 58. maddesini değiştirerek sendikacı maaşlarını astronomik rakamlara yükselttiler? Demek ki dillerine pelesenk ettikleri dava, rantlarınızın kılıfı olmuş. Sendikacılığı rantı ve şahsi menfaati için yapan Ali Yalçın, değerlerine göre değil diğerlerine göre hareket ediyor. Birileri bu soylu hareketin birlerden milyonlara gelmesine; gönül verdi, emek verdi daha da önemlisi ömrünü vakfetti. Diğerleri ise bu işin edebiyatını yapıyor. Her yıl 1 Mayıs’ta emek sömürüsü yaptıkları gibi…
Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır: “İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek, kişi malını helâlden mi yoksa haramdan mı elde ettiğine bakmayacak.” Selam olsun ekmeğini alın teriyle kazananlara. Çoluk çocuğunun iaşesini helalinden kazananların 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun.
Yıldırım Demirci
YORUMLAR