Yeni Adana Gazetesi:
Milli Mücadelenin simgesi kapandı
Dünyada 135 devletten daha önce kurulmuş gazete:
Yeni Adana Gazetesi
Akşam, mehtabı seyre dalmıştım. Mehtap bütün insanlığın ortak avizesidir. Mehtabın mistik aydınlığında günün bütün kaygıları dağıldı. İnsanı hülyalara sürükleyen bu ışınların ne kadar değerli olduğunu düşünürken, bir mesaj aldım. Değerli dostum, abim Hulusi Güvel’den… “105 yıllık ülkemizin ve dünyamızın aralıksız yayın yapan en eski gazetesi olan Yeni Adana Gazetesi yayın hayatına son veriyor. Çok üzgünüm…”
İçimde büyüyen bir karanlığın, mehtabın büyülü ışınlarını yuttuğunu hissettim.
Ardından Ahmet Erdoğan… “Üzülmemek elde değil. Yeni Adana Gazetesi’ni yaşatmak hepimizin tüm Adanalıların sorumluluğu. Gazete 105 yıldır okurlarının sınırlı katkısına karşı, Yüregir ailesinin sınırsız özverisi ile onurlu bir şekilde yayın hayatını sürdürdü. Çetin abinin şahsında tüm Yüregir ailesine ve gazete çalışanlarına sonsuz teşekkürler…”
Ve ardından diğer dostlar…
UNUTAMADIKLARIM
"Yüreği bu halk için atan kim varsa onları dost edindim."
Eğer yazarlığın bir okulu varsa, yeni Adana Gazetesi’nin öğrencilerinden biriyim diyebilirim. Işıklar içinde uyusun Seyit Ali Akgül vasıtasıyla 1994 yılından itibaren gazetede yazma onuruna ulaştım.
Sayit Ali Akgül’ün yönlendirmesi, uyarısı ve öğretmenliğinde uzun yıllar gazetede gönüllü olarak yazdım. Köşe yazıları, haber, seyahat yazıları, araştırma dosyaları…
Köşe yazımın isim bası merhum Akgül idi: Madalyonun Hangi Yüzü… Fotoğraf ise düş kırıklığı arkadaşım Mesut Yavuz’a aitti… O da oyun bozanlık yapıp, benden önce güvercin kanatlarına bindi… Yeri gökler olsun.
En büyük rakibim (!), Özer Öztep idi… On yıldan fazla sürede Yeni Adana Gazetesi’nde yazmış olmaktan gurur duyardı. Ben de ona:
“Özer Abi, senin rekorunu kıracağım” derdim…
Ve öyle oldu… Maalesef ondan daha uzun süre yazma hayalime ulaştım. Bu hayalime kavuştuğum için hala hüzünlüyüm.
Hayat ona da mızıkçılık yapmıştı: Nurlar içinde uyusun.
Çok değerli dostlar edindim. Şimdi saymaya kalksam…. Kimler mi? Ömer Üney, Çetin Gülbasar, Doğan Gülbasar başta olmak üzere, dostlarım kendini bilir.
Yüreği bu halk için atan kim varsa onları dost edindim. Hepsi sağ olsun var olsun…
MEZAR KAZICILIĞI
"Mezar kazmalıyız; onları kazdıkça bizi ve kendimi buldum…"
Son on yılımı Yeni Adana Gazetesi ile Türksözü Gazetesinin arşivlerinde gezinerek anlamlı hale getirdim. Bazı arkadaşlarım, bana “Mezar Kazıcısı” dediler. Mezar dedikleri Yeni Adana Gazetesinin her gün özenle hazırlanmış sayfalarıydı.
Çevirdiğim har sayfada, ilmek ilmek kurulmuş Adana’nın o muhteşem inşasına tanık oluyordum. Heyhat! İlmek ilmek çöküşüne de tanık oluyordum. Coşku ve kahroluşlarım birbirine karışıyordu.
Evet, kazdığım mezar böyle bir deryaydı…
Yetmiş bin nüfusla başlayan Adana’nın üç milyona nasıl çıktığını görmek için bu mezarı kazmak gerekti. Cumhuriyetin kurduğu fabrikalar ile cumhuriyet karşıtlığının satıp elden çıkardığı fabrikaları ancak mezar kazanlar aydınlığa çıkarabilir.
Hatay’ın ana vatana katılışı mesela..
Yurtta meydana gelen sel, deprem gibi felaketlerde insanlarımızın nasıl dayanışma içinde olduğunu anlamak…
Karanlık yıllar dediğim ikinci dünya savaşı sırasında yoksul halkın ruhunda var olan dayanışma duygununun yüceliğini ancak ve ancak Yeni Adana Gazetesini kazarak öğrenebilirsiniz.
Adana’da şeker Fabrikası planı, Liman rüyası… Ayçiçeği neden geç geldi? Neden muhalif partilerin merkezi hep Adana oldu? Demokrat Parti’nin kuruluşu, Allah neden Tanrıyı kovmak için Adana’yı seçti?
Adana bir deryadır… Kimin bu deryayı halk için kullandığı, kimin kendi hesaplarına doğru akıttığını anlamak, ancak bu gazeteleri taramakla mümkündür.
Bazı bilgilere ulaştıkça neşe ve coşku doluyorum, bazı bilgiler de beni günlerce acıya boğuyor…
Kuruluşu ile milli tarım politikasının muhteşem bir anıtı olan ÇUKOBİRLİK’in dışa bağımlı tarım politikası ile nasıl köylü refahının mezar taşına dönüştüğünü anlamak için o sayfalarda gezinmek gerekti.
Tarım alanlarını kaybedişimiz, ölçüsüz şehirleşme, imar bayramı adıyla milli felaketlere zemin hazırlama… Fabrikaların kapatılıp AVM’lere dönüşmesi…
Bu Adana…
Bu belgeleri inceleme şansına sahip oldum. Başta Ahmet Karataş (Alpaslan Türkeş Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon daire Başkanı) olmak üzere br çok dostumun katkısı var.
Bu edindiğim bilgileri Adanalı ile paylaşma sorumluluğum var. Ciddiyetle o sorumluluğumu yerine getirmeye çalışıyorum.
Bunu hayatımın son yıllarında görev edindim.
Yeni Adana Gazetesi 105 yıldır, halkımızı aydınlatma görevi sürdürdü.
Koşullar kapanmasını gerektirdi. Ahmet Erdoğan söz etmiş zaten.
Bu değerli gazeteye vefa borcumuz vardır. Bu gazeteye vefa borcu, ülkemize olan vefa borcumudur.
Gazete, Atatürkçülük ilkelerine sıkı sıkıya bağlı bir yayın politikası izledi.
Bunu devam ettirmek borcumuzdur.
GAZETE HAKKINDA BİR NOT
Bugün dünyada var olan 135 devlet Yeni Adana kurulduğunda haritada yoktu.
Dünyada şu an 208 devlet vardır. Yeni Adana Gazetesi yayın hayatına başladığı zaman bu devletlerin 135’i henüz yoktu.
- Bu gün “Yayın hayatına son veren” gazetenin tarihi dünyada mevcut 135 ülkeden daha yaşlıdır.
- Yeni Adana Gazetesi, yayın hayatına Başladığı zaman Danimarka 69, İtalya 57,Almanya 47 yaşındaydı. Norveç henüz 13 yıllık devletti.
- Yeni Adana Gazetesi Polonya ile yaşıttır.
- Gazete kuruluş tarihi olarak Afganistan’ın bir yıllık abisidir.
- Daha daha ileri gideyim, gazete Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanından yaklaşım 5 yıl önce kurulmuştur. Anlamı da şudur, Cumhuriyetin kuruluşuna ön saflarda hizmet etmiştir.
- Mısır, gazeteden 4 yıl, Suudi Arabistan 14, Suriye 28 yıl sonra kurulmuştur.
- Uruguay’ın 7 yıllık, Belçika’nin 12, Danimarka’nın 31 yaş daha büyük abisidir.
- Yeni Adana Gazetesi yayın hayatına başlarken, Suudi Arabistan’ın devlet olmasına 14 yıl vardı. İsrail devletinin henüz hayali yeni yeni doğuyordu.
- Tek tek saymak istemiyorum, bu gün 135 devletin tarihinden daha yaşlı bir gazeteden söz ediyorum.
Milli Mücadele ruhunun bir anıtı olan gazetenin yayın hayatından çekilmesi, kimseyi rahatsız etmiyor mu?
Not: Yeni Adana gazetesi ilk Türkçe basıldığı 1 Ocak 1929 tarihli gazete.
YORUMLAR