İLK YOLCU TAYYARESİ ADANA'YA İNDİ
"Yaprak döker bir yanımız,
Bir yanımız bahar bahçe..."
Hasan Hüseyin Korkmazgil
Bir yanımız bahar bahçe..."
Hasan Hüseyin Korkmazgil
Bir zamanlar Adana'nın en büyük sorunlarından biri: "Öküz veya atların çektiği arabalar kaç tekerlekli olmalıydı?"
Bu konu için araştırmalar yapılıyor, hesap kitap ediliyor ve halk ile devlet erkânı soruna çözüm arıyordu. Hatta bu konuda Avrupa'da araştırma yapmış bir mühendisin bilirkişi raporunu yine bu sütunlardan sizlerle paylaşacağım.
Memleketimizin diğer yanında ise, Adana Havaalanı açılmış ve ilk yolcularda tayyare ile Ankara'dan gelmişlerdi.
Memleketimin bir yanı Ortaçağ'da iken diğer yanı Yeni Çağ'ı yakalamıştı. Şimdi, durumun eşitlendiğini zannetmeyin; Uzay çağını yaşayan bir azınlık ile, bu kez Ortaçağ'dan da geriye düşmüş çoğunluk yine Adana'nın havasını soluyor.
Tarihte ilk kez 1937 yılının 10 Mayıs Günü Ankara - Adana seferini yapan Tayyare hakkında bilgi verelim.
Markası 2 Kuş olan Tayyare, pilot Ekrem ve Makinist Kemal kumandasında alana inmiştir.
Bu tayyare ile Hava Yolları Genel Müdürü Sabri Tam'er ile yolcu ve nakliyat pilotu Said'de gelmiştir.
İlk yolcu uçağının güzergâhı da ilginç… Tarihe not düşme adına o bilgileri de paylaşıyorum:
Uçak saat 07.15'te Ankara'dan hareket etmiş 15 Dakika sonra Konya'ya inmiştir. (Değerli dostlarım bu tespit size bir anlam ifade etmeyebilir, ama henüz en modern ulaşım aracının Faytonla yapıldığı bir dönemden söz ediyoruz. Ben deniz bile, 1960'lı yıllarda Akkapı Saydam Caddesi'nden geçecek olan otomobili seyretmek için uykusuz nöbet tuttuğumu bilirim. Ayrıca Akkapı'dan Küçüksaat'e iki üç saatte gidildiği zamanlardan söz ediyorum nokta)
Konya'da kalmıştık. Tayyare Konya'dan 11.00'de hareket ediyor ve Karaman, Silifke, Mersin, Tarsus üzerinden Adana'ya saat 13.00'te geliyor. Uçak'ta 14 yolcu vardır.
Adana - Ankara arasındaki mesafeyi 2.5 saate indiren tayyarenin biletleri de 29 lira olarak tespit edilmiştir.
Bu uçak Türk yapımı mıydı araştıramadım. (Uçağın adına bakılırsa Türk Yapımı olması gerek) Fakat o yıllarda Türkiye kendi uçağını kendi yapacak konuma gelmişti.
Ardından Böyyüüük, böyyyyük adamlar, ülkemizin dini bayramında kurban edeceğimiz koçları bile üretemez hale getirdiler.
Arjantin köylülerinin ürettiği anguslar, Müslüman halk tarafından kurban edildiler.
Hatırlayın, üzerine İstiklal marşı yazmakla veya Türk bayrağı basmakla ithal kağıt yerli olur mu olmaz mı bir tartışma vardı…
Ah güzel Adana’m…
Bu yazının yayınlandığı tarihe bakın, Havaalanı Adana’dan gider mi gitmez mi?
Yontma Taş Devri’nden Cilalı Taş devreine geçmek için insanlık iki bin yıl bekledi. Ama, Adana hava alanına inen ilk ylcu uçağından, havaalanının kapatılmasına kadar yüz yıl bile fazla geldi…
Sizce bunun hiç anlamı yok mu?
YORUMLAR