HAYVAN MASUMİYETİ…
“Bir Türkülük Yol” kadar olan hayatımızda nelerin peşinden koştuğumuzu bilmek önemlidir.
Hayat, hangi koşuya feda edilir?
Veya Hayat, her hangi bir koşuya feda edilebilir mi?
Feda ettiğimiz hayat, elde ettiğimiz sonuca değer mi?
Bu soruların yanıtı zamanına ve yerine göre değişir…
Ancak şimdi gerçeği kaybetmiş birçok insanın hayatını “yalanlara” feda ettiğini görüyorum.
Bu nedenle sık sık:
“Hayat bir yalanmış” diyorlar… Hayatın yalan olması kişinin hem kendisini hem de çevresiyle birlikte varlığını inkar etmektir.
“Kendini inkâr etmek”, “gerçeği özümsemekten” zor geliyor.
Hayat öylesine bir gerçek ki!
Boş hayat anlamlandırılmamış bir hayattır.
Akıl, diyorlar hayvanla insanın farkına…
Doğru; ancak çok eksik…
Hayvan ile insan arasında o kadar çok fark var ki, bunu sadece “akıl” çerçevesine indirmek haksızlık olur.
Biyolojik anlamda nice hayvanın, insandan daha akıllı olduğunu gördüm.
Akıl, insanı hayvandan üstün kılar mı?
Siz hiç yankesici bir keçi, hain bir inek, gördünüz mü?
Sadece Aslanlar Grubu faydalansın diye tavşanları keyfi olarak öldüren çakal gördünüz mü?
Yeryüzünde ihanet içinde olan bir tavşan veya kumpas kuran bir papağan biliyor musunuz?
Sizce hayvanlar akıllı olmadığı için mi?
Hayır! Hayvanlarda akıl var…
Ancak hayvan aklı kirlenmemiş bir akıldır.
Hayvanın doğallığı ve masumiyeti bozulmamıştır.
Kirli akılla yüklü bir insan, kirlenmemiş akılla yüklü bir hayvandan daha değersizdir.
Bunun dışında:
İnsan, hayatını anlamlandırmış bir hayvandır.
Bu nedenle hayvan, hayatının ve varlığının anlamını sorgulamaz…
Böyle bir ihtiyaç içinde de değildir.
Ah insan Ah!...
Hiçbir hayvan kendini mutsuz etmeyi başaramamıştır…
Sen mutsuz olmayı ne güzel başarıyorsun…
12.01.2017
[email protected]
YORUMLAR