Sedat Memili

Sedat Memili


Eşek Nesli Azalıyor (mu)?

03 Nisan 2023 - 13:11

EŞEK NESLİ AZALIYOR (MU)?
Sahi hiç hile yapan, hak yiyen bir eşek gördünüz, duydunuz mu?

İlkokulda, öğretmen öğrenciyi sözlüye kaldırıp:
“Söyle bakalım evladım, Türkiye’nin ürettiği ve ihraç ettiği ürünlerin başında ne gelir…” Eğer buğday demezse çocuk sınıfta kalır ve ilk okulu bile bitiremezdi….  Ama aynı çocuklar zamanla bu ülkemin tarım bakın oldular.
Şimdi ithal ettiğimiz buğday geldi diye seviniyoruz.
*
ÇAĞ ATLATAN FİKİR (!)
Adı lazım değil bir adam, İnsanlık tarihinde tekerleğin icadı, ateşin bulunmasından daha önemli bir keşif yaptı.
“Kızlara ait spor salonunda “Soyunma Odası”ndaki yazıları “Giyinme Odası” olarak değiştirdi.
Allahtan ki bu sıradan bir adam… Ya insanların eğitimi teslim edilen koca bir üniversitenin koca bir rektörü olsaydı…
*
İşte o an aklıma bir gazete haberi geldi.
1980’li yıllardan kalma bir haber: “Eşek nesli azalıyor mu?”
 Evet, soru bu: Gerçekten eşek nesli azalıyor mu?
Yeni öğrendim, Adana’da 1970’li yıllarda “Yurt dışına eşek eti ihraç eden” bir şirket kurulmuş. Adı bende saklı…
Bu şirket, eşekleri toplayıp kesiyor ve etini yurt dışına ihraç ediyor.
Yani Adana’nın ihraç maddeleri arasında eşek olduğunu bilin…
Ama maalesef eşek azalmış olacak ki, zannedersem eşek ithal etmeye başlamışız…
Anlaşılıyor ki, ithalatta da ölçüyü kaçırmışız…


EŞEK DEYİP GEÇMEYİN
Eşeklerin bolca kesildiği zaman gazete feveran etmiş: “Eşek nesli azalıyor…”
Eşek deyip geçmeyin, insanlığın attan sonra en yakın arkadaşıdır.
Develerin yerini, yollarda gördüğünüz tırlar, kamyonların yerini atlar, eşeklerin yerini de hafif nakliye araçları almıştır.
Mezbahadan kasaba et taşınmasından, nehirden su taşınıp, halka ulaştırılmasına kadar eşek her türlü nakliye aracı olarak kullanılmıştı.
Köyden şehre üretilen ürünler, şehirden köye alınan malzeme ve kap kaçaktan tutun da odun kömüre kadar her şey ama her şey eşeklerle taşınırdı.
Atasözlerine de geçmiştir: Deve şanını eşek odununu satar…
Kim neyi varsa onu satar.
Eşek ayrıca hakaret ihtiyacına da cevap vermiştir. En çok kullanılan hakaret deyimidir.
Bazen eşekler de onurlandırılır: hani derler ya kırk deveyi bir eşek çeker…
Akılsız toplumların, daha başka akılsızlılar tarafından nasıl sürüklendiğini anlatan bir deyimdir.

EŞEK Mİ? EŞEKÇE Mİ?
Eşek ihracatında kalmıştık. Neslin azaldığını fark eden, Abdurrahman Çelebiler, şöyle bir öneri ortaya atarlar:
“Avrupalılar nereden bilecek, biz yaşlı ve hasta eşekleri keselim, onların etini gönderelim…”
Görüyorsunuz değil mi? Hastalıklı portakal, böcekli buğday, patates katılmış kaşar ürünlerini imal etmemizin fikir babaları bu ticaret ahlakından yoksun Abdurrahman Çelebilerdir. Eşekler bile bu kadar eşeklik yapmaz.
Ben bu çözümü okuyunca, eşeklerin neslinin azalmadığını sadece kılık değiştirerek aramızda dolaştıklarını anladım.
Bir ürün ihracat veya tüketimden sonra azalınca onu daha çok üretmek yerine ona hile katmak ve ya ithal etmeyi düşünmek…
Şimdi eşeklik desem, eşek bile bu hatayı yapmaz…
Sahi hiç hile yapan bir eşek gördünüz, duydunuz mu? (Güzel yazı konusu)
*
Bir de para yemeye düşkün eşekler var… (**)
Konumuz jakoma adlı İtalyan bir köylü ile ilgili… Jakoma, pazarda işini bitirmiş köye dönecektir. Bir arkadaşı,
“Yahu Jakoma, madem köye gidiyorsun, şu eşeğimi de köye götür…” Arkadaş hatırı kırılır mı? Jakoma eşeği arabasının arkasına bağlar ve yola koyulurlar.
Yol uzun, arabaya bağlı eşek karnını doyurmak için sağa sola bakınır ve arabaya asılı bir sepet görür. Kafasını sepete sokar, içinde renkli kâğıtlar vardır. Her ne kadar tadını bir şeye benzetemeze de, bulduğunu midesine doldurur.
Jakoba tesadüfen arkasına bakıp da, o gün hem Pazar hâsılatını hem de bankadan yem kredisi olarak aldığı parayı koyduğu sepetin tarumar olduğunu görür. Eşeğin yalanırken, ağzında görülen parayı da görünce başına gelenleri anlar.
Eşek, parayı yemiştir.
Bu olay burada bitmez. Jakobo arkadaşına;
“Para mı ver!” diye tutturur. Arkadaşı da:
“Ne parası? Parayı ben mi yedim?”
“Sen yemedin ama eşek yedi!”
“Eşek yediyse bana ne? “
“Ama eşek senin…”
Bu dava böyle bitmez konu mahkemeye intikal eder. Dava uzun sürer.
Ve mahkeme kararını verir:
“Hem Pazar hâsılatı, hem de bankadan alınan kredi, bir sepete konmaz. Jakobo, tedbirsiz davranmıştır…”
Kıssadan Hisse: Paranıza sahip çıkın. Bazen öyle saf olursunuz ki, hırsız bunu çalıp yerse yakalasanız bile kabahatli olmaz…

PARAM NEREDE?
Mesela şöyle bir tartışamaya şahit olabiliriz: Patron ile işçi konuşuyor…
“Efendim verdiğiniz 8.500 lira bana yetmiyor”
“8500 değil ben sana 13.500” veriyorum.”
“Efendim benim cebime 8.500 giriyor…”
“Ne yapayım lan… Benim cebimden de 13.500” çıkıyor…
“Allah Allah kim yedi bizim 5.000 liramızı…”
*
Efendim, Eşekler edebiyat ve sanat tarihinde de derin izler bırakmışlardır. Mehmet Akif Ersoy’un “Semerci” adlı şiiri, insanlığın yaşadığı eşekçe çelişkiyi anlatan muhteşem bir eserdir.
Ayrıca Şeyhi’nin “Harname” (Eşekname) sosyal hiciv başyapıtıdır.
Konu eşek olunca anlatacaklarımız bitmez.

 (*) 8 Temmuz 1980 Yeni Adana Gazetesi
(**) 7 Kasım 1937 Tarihli Türksözü Gazetesi





 

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum