Sedat Memili

Sedat Memili


Ağrı'da İsyan; Memişpaşa Camii'nde Duruşma

27 Kasım 2022 - 15:41

AĞRI’DA İSYAN; MEMİŞPAŞA CAMİİ’NDE DURUŞMA

“Memişpaşa Camii’nin kubbesinde bu kez, imamın duası değil
Cumhuriyet Başsavcısının iddianamesi yankılanıyordu.”


Cumhuriyet henüz 3 yaşında iken, Zilan’da bir isyan başlar ve isyancılar “Ağrı Cumhuriyeti”ni ilan ederler. Türk Siyasi tarihinde “Ağrı Dağı İsyanı” olarak yerini alan bu hareketin failleri gazetelerde “Ağrı Dağı Şakileri” olarak adlandırılır.

Hareket Cumhuriyet tarihinin tek Kürt isyanıdır.
Zamanın İnönü Hükümeti, üç harekât sonunda 1930 yılında ayaklanmayı bastırır.

Konumuz bu ayaklanma ile değil, yargılamanın yapıldığı yer ile ilgilidir.
Yargılama nerede yapılmıştır? Şimdi ona bakalım?

Bütün Türkiye’de olduğu gibi, Adana’da da bu ayaklanma basından günü gününe izlenmiştir.

Adalet Bakanlığı bir sabah, duruşmaların Adana’da yapılmasına karar verir.
Bu kapsamda ilk grup olarak 192 kişi 23 Kasım 1930 tarihinde Adana’ya getirilir.

Yolculuk şekli ve güzergâhı, başka bir yazının konusudur. İki kişi yolda hayatını kaybetmiştir.

Adana’da yargılamam kararı şehrin yöneticilerini kara kara düşündürür. Çünkü gruplar halinde gelecek şaki sayısının 800’e ulaşacağı bildirilmektedir.
Adana hapishanesinde bu kadar mahkumu barındıracak yer olmadığı gibi, yargılama yapacak bir bina da yoktur.
 “Zira bu kadar mevkufu istihabe kâfi şehrimizde hiçbir bina bulunmamaktadır.”(1)
İlk olarak sinema salonunda yapılması düşünüldü.

ÖNCE ELBİSELERİ ÜTÜLENDİ
Şehirde bir hareketlilik başlamıştı; özellikle adliyeler ve hapishanede. Geniş güvenlik önlemleri altında şakiler gruplar halinde getirilmeye başlandı.
“190 mevkufun, dün beraberlerinde getirdikleri eşyalar ütüden geçirilmiş ve bu ameliye gece geç vakte kadar devam etmiştir. (Duruşmalarda kılık kıyafetin etkisi o zamanlarda varmış.) Bunun dışında koğuşlar dezenfekte ve hapishane berberleri tarafından saç ve sakalları tıraş ettirilerek hamamda yıkandırılmışlardır. Bu suretle herhangi bir hastalığın zuhuruna mani olmak için hapishane müdürlüğünce her türlü tertip alınmıştır…”
İl Sağlık Müdürlüğünün organizasyonu ile de çiçek aşıları yapılmıştır.

KOĞUŞLARDA YER OLMAYINCA OTELLERE…
Ardından, tren yolu ile kafileler halinde tutuklular gelir.
“Gerek evvelce ve gerekse dün akşam şehrimize gelen 343 tutuklu ve sanık ile 200’ü aşan diğer sanıklarla birlikte hapishane mevcudu 740’ı geçmiştir.”
Hapishane binasının kapasitesi yeni gelenleri barındırmaya uygun olmayınca bir yer aranmış ve ilk olarak, Karasoku’daki Hürriyet Oteli’nde muhafaza edilecekleri açıklanmıştır.  
Tutukluların bundan şikâyeti olmuş mudur? Sanmıyorum.
Daha sonra gelen mahkumlardan 80 tanesi hapishane revirinde muhafaza edilirken 20 tanesi de Kozan'a gönderildi.

DURUŞMA YAPILAMIYOR
Tutuklu ve sanıklar Adana’ya geliyor ama iki nedenden dolayı da duruşmalar yapılamıyordu. Birincisi yargılamaya uygun bir binanın olmayışı, ikincisi de bu insanlarla ilgili evrakların henüz gelmemiş olması.
Gelen sanık ve tutuklular Adana şehir Merkezi’nde gözlü görülür bir yoğunluğa neden olmuşlardır. Sıkılaşan denetimler, kapanan yollar… Artık duruşma zamanın belirlenmesi ve duruşmalara başlanması kamuoyunun talebine dönüşmüştür.

Evrakları seyri, gazetelerde pehlivan tefrikası gibi an be an yayınlanmaktaydı…

“PEHLİVAN TEFRİKASI VE 11 KİLO EVRAK…”
“Mevkıflar geldi, evrakları gelmedi… “
“Mevkufların evrakı henüz gelmemiştir…”
“85 mevkuf geldi, ama evrakları gelmedi…”
“Mevkufların evrakı şehrimize gönderilmek üzeredir…”
“Mevkufların evrakı Temyiz Mahkemesinden şehrimize gönderildi… Evrakların ikmaline çalışılmaktadır.
Bu haberler, bir ay devam etmiş ve 24 Aralık’ta beklenen müjde gelmiştir.
“Önümüzdeki hafta, duruşmalar başlayacaktır…”  
“Erciş’ten de 57 mahkûm daha gelmiş, ancak duruşma zamanı henüz belirlenememiştir.

“Erciyas’tan getirilen 93 mahkûm ve mevkufun evraklarının tahkiki devam ettiğinden henüz şehrimize gelmemiştir.
Fakat önümüzdeki hafta duruşmalar yapılamamıştır. Nihayet yılbaşı günü:
“Mevkufların evrakı şehrimize gönderilmiştir… Bir torba içerisinde gelen evrakların ağırlığı 11 kiloya yakın bulunduğu anlaşılıştır...”
Evraklar farklı illerden geldiği için ilk anda 249 kişinin evrakları gelmiş ve duruşma için adliyeye sevk edilmiştir.

Duruşma Salonu’nun Asri Sineması olacağı kamuoyunda konuşulmaktadır. Bina belirlenemediği için duruşma tarihi de belirlenememiştir.

Nihayet 7 Ocak 1932 tarihli gazetelerde bir müjde verilir: “Mazmunların ilk isticvabı yarın yapılacaktır…” Türkçe meali, duruşmaya hazırlık olarak sorgulama… Sanıklar, kendilerine isnat edilen suçlar hakkında dinlenecektir.
Adliyenin üçüncü katı boşaltılmış ve sanıklar dinlenmiştir. Bu uygulama 12 Ocakta sona erdi ve ilk duruşmanın tarihi belirlendi: 3 Şubat 1932

İLK TÜRKÇE EZAN VE İLK DURUŞMA
Adana Ağır Ceza Mahkemesinde yapılacak duruşmanın Adana Adliye Binasında yapılmasına karar verildi. Belki de mahkeme salonunun yetersizliğinden sanıklar gruplara ayrılarak mahkeme edilmişlerdir.
Duruşmadan bir gün öncesi, adliyede olağanüstü güvenlik önlemleri altında hazırlıklar yapılırken, hemen yakınında bulunan Ulucami’de tarihi bir gün yaşanıyordu.

İstanbul ve İzmir’den sonra ilk Türkçe Ezan Adana Ulucami’de okunacaktı. Bu haberi duyanlar Ulucami’ye akın etmiştir.
Jandarma ve diğer emniyet güçleri, bir gün sonra yapılacak duruşma için kuş uçurtmazken, Ulucami dolmuş, halk avluya taşmıştı.
Saat 12.00’de Mühendis Rafi bey, “Vakit geldi” diyerek Adana tarihinin ilk Türkçe ezanını okurken, hemen yan başında Adana tarihinin en kapsamlı duruşmasının hazırlıkları tamamlanmıştı.
İlk duruşma yapıldı.

MAHKEME, MEMİŞPAŞA CAMİİ…
Duruşmalarda yerin darlığından dolayı sıkıntı yaşanıyordu. Bu sorunun çözümü için şehirde bina arayışı hızlanmış ve sonunda yeni mahkeme binasına karar verilmiştir: Memişpaşa Camii…

12 mart 1932 günü memişpaşa Camii, duruşmalara tahsis edilmiştir.
Memişpaşa Camii’nin kubbesinde bu kez, imamın duası değil de Cumhuriyet Başsavcısının iddianamesi yankılanıyordu. Abdülkadir bey:
“Dünyada en adil Cumhuriyeti kurmuş olan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti rejimini yıkarak yerine bir Kürdistan hükümeti teşkil etmek için isyan ederekbir çok Türk kanlarının dökülmesine sebebiyet veren sanıklardan bir kısmının “İdamını” talep ederim…”(3) dedi ve diğer taleplerini sıraladı.
Sanıkların bir kısmının idamı diğerlerinin ise 3 yıldan 20 yıla kadar hapsi isteniyordu.
Hakim, sanıklara bir diyecekleri olup olmadığını sordu. Sanıklar da:
“Adaletin tecellisini isteriz” dediler.
Bundan sonraki duruşma da (13 Nisan) memişpaşa Camii’nde yapılmıştır.

Ve 34 İDAM KARARI
22 Mayıs 1932 tarihinde karar duruşması yapılmıştır. Mahkûmlar, aldıkları cezalara göre gruplar halinde Adliye Binasına getirilmişlerdir.
44 kişiden oluşan ilk kafile ile 47 kişiden oluşan ikinci kafile beraat etmiş ve serbest bırakılmıştır. “Sanıkların sevinçlerine payan yoktu. Cumhuriyet hükümetine mütamediyen dua ediyorlardı…” (4)
48 kişiden oluşan üçüncü kafile ise 3 seneden 10 seneye kadar hapis cezası alanlardan oluşmuştur.
34 kişiden oluşan dördüncü kafile ise idama mahkûm edilmiştir.
Gruplar halinde getirilen diğer mahkûmlara da eylemlerine uygun hapis cezaları verilmiştir.

 

  1. 22/23.11.1931 Türksözü Gazetesi
  2. 13.01.1932 Türksözü gazetesi
  3. 09.05.1932 tarihli Türksözü gazetesi
  4. 23.05 1932 Tarihli Türksözü gazetesi





Not: Bu bilgiler 23 Kasım 1931 – 20 Eylül 1933 yılları arasında yayınlanmış 44 haberden derlenmiştir. Bilgiler ana hatları ile paylaşılmıştır. Konu geniş olarak yayınlanacak Adana’nın Aynası kitaplarında ele alınmıştır.
Fotoğraf: https://twitter.com/argesizm/status/1209585174696091649/photo/1





 

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum