Sedat Memili

Sedat Memili


BİR KALP ATIŞI VE BİR SOLUK…

11 Mart 2025 - 17:56

Hayatın anlamı: “Bir kalp atışı ve bir soluk…”
Brahman yaşamın anlamını bulmak için ormanın derinliklerinde oruca başlar. Müritleri de karşısında onu izlemektedir. Bir gün. İki gün.  Beş gün. Bir hafta… Brahman neredeyse bilincini kaybedecektir. Müritleri sorar:
“Üstat yaşamın anlamını bulabildiniz mi?” Brahman açlık ve susuzluktan baygın halde:
“Evet, bir tas su ve bir dilim ekmek…” der.
Bu ibret v erici hikâyeye geçen yılın Mart ayına kadar inanıyordum. Ama tam bir yıl oldu artık Brahmanları da aşarak yaşamın anlamını buldum:
“Bir kalp atışı ve bir soluk…”
Evet, o ekmeğin ve suyun anlam olabilmesi için önce atan bir kalbe ve alınan bir soluğa ihtiyaç var.

“TELEFONU AÇIK TUTUN !”
Hikâye on üç yıl önce başladı ama ben geçen yıldan alayım.
2024 Şubatının son pazarı… Biraz kitap karıştırırken, göğsümde tanıdık olmayan bir ağrı başladı. Dayanılmaz olunca Dr. Fatma Akdoğan’ı aradım. Ağrıyı tarif ettim.
“Kalp krizi geçiriyorsun, hemen 112’yi ara” dedi. Aradım.
Nazik bir hanım çıktı, konudan söz edince:
“Telefonu açık tutun dört ya da en geç beş dakikada oradayız dedi… İnanmadım…
Ama beş dakika dolmadan evin içinde iki görevli vardı. İki dakikada evden çıktık ve 10 – 12 dakikada şehir hastanesinin Kalp ve Damar hastalıkları servisinde ameliyatta idim.
Doktor, hemşire ve sağlık çalışanlarının çabaları bir hayal perdesinden zihnime, bölük pörçük yansıyordu.
Hiç tanımadığım o insanlar beni yaşama döndürmeye çalışırken zihnimden -çok tuhaf şekilde-   James G. Frazer’in “Altın Dal” adlı kitabının sayfaları geçiyordu. Hani derler ya bir film şeridi gibi hayatım geçiyor… Hayır, o kitaptan okuduğum satırların anlamı geçiyordu.   “Gökyüzü ile Yeryüzü Arasında” bölümü… O bölümden şu sonucu çıkarmıştım:
“İnsanlık tarihinin ilk melekleri sağlıkçılar olmalıydı…”
Evet, ilkel kabilelerinin tapındığı Tanrılar ile insanlar arasında ilişkileri, büyücü dedikleri o sağlıkçılar sağlıyordu.
Aklımdan bunlar geçerken, daha sonra adının “Caner Türkoğlu” olduğunu öğrendiğim Doktor; “Geçmiş olsun” dedi ve derin bir nefes aldı.
O ana kadar nasıl ve her saat kaç kere attığını bilmediğim kalbimin, yeniden atmaya başladığını hissettim.
Yoğun bakımda dağılan bir sisin ardından netleşen görüntüler arasında Onkolog Fatma Akdoğan’ı gördüm. O an, Altın Dal’ın ve Antropolog James Frazer’in zihnime neden “Yeryüzünün ilk meleklerinin sağlıkçılar” olduğunu kazımasının nedenini anladım. 
Bir soluğun değerini on üç yıl önce Akciğer kanseri olduğum zaman öğrenmiştim.
O gün de bir kalp atışının değerini öğrendim.
Evet, yaşamın anlamı, “Bir soluk ve bir kalp atışıdır…”

TEŞEKKÜR
Geçen yıl, Acil Sağlık Hizmetleri Başkanlığına bağlı “112 Acil Çağrı Merkezi”ni aradığım zaman, beş dakika bile dolmadan evime gelip ilk müdahaleyi yapan o sağlıkçıları görsem tanımam… Hala tanımıyorum. O gün Pazar günüydü. Üstelik saat 16.00 suları idi. Herkesin tembelleştiği ve yavaşladığı saatler… Ama 112’ ile gelen o gençler – Doktor mu hemşire mi onu bile bilmiyorum – birileri ambulans içinde müdahale yaparken, diğerleri son hızla hastaneye yetişmeye çalışıyordu… Sadece eşimin derin hüznü ve üzüntüsünü görebiliyordum.
Ve ameliyat odasında –lokal anestezi olduğu için yarı bilincimle fark edebildiğim kadar – Başta Caner Türkoğlu olmak üzere ekibin çabası ve gayretleri takdire layıktır.
Kimileri: “Zaten kamu hizmeti yapıyorlar, görevleri” diye düşünebilir. Ama bir insanı yaşatmak için gösterdikleri çaba, sadece yasanın gerektirdiği kanuni sorumluluk değil, önce insan sonra sağlıkçı olmaktan doğan vicdani sorumluluktu.
Hepsine yürekten teşekkür ediyorum.
Bu bir yıl gecikmiş bir teşekkürdü.

VE GEÇTİĞİMİZ HAFTA
İlk kriz birkaç stent takılmasıyla bitti.
Kalbimi, Kardiyoloji Uzmanı dr. Talat Yiğit Beyefendiye teslim ettim. Bir yıl boyunca kahrımı çekti. Hemen hemen ayda bir kez yanındaydım… Sabırla dinledi, çözümler üretti.
Ve geçen ay, sıkı kontrollerden sonra anjiyoya karar verildi.
Bu kez 2025 yılı martın ilk haftasında anjiyo oldum. Doktor yine Caner Türkoğlu idi…
Kalp demişken kolay değil, yaşadığımız bu ortamda sevgiyi korumak…
Sevgiyi korumak, sevgisiz yaşamaktan kat be kat zordur. Bilen bilir…
Kalbimi devamlı insanlık değerleri ile tedavi ediyorum. Yetmiyor elbet. O zaman periyodik olarak Sayın Talat Yiğit’e koşuyorum. Uygun gördüğü zamanlarda da beni Caner Türkoğlu’na havale ediyor.
Yani dostlar emin ellerdeyim. Yapacak çok işimiz var.
İmam bekleyedursun. Zaten onun da acelesi yok.


​Halil Nacar | İl Sağlık Müdürü 
SONUÇ OLARAK

Sayın İl Sağlık Müdürümüz Halil Nacar hocamız başta olmak üzere, - Hiç tanışmadığım, ancak her mecrada saygı ve takdirle anılan- Acil Sağlık Hizmeti Müdürü Dr. Adnan Atılgan’a, Kardiyoloji Uzmanı Dr. Talat Yiğit’e, Kardiyoloji Uzm. Dr. Caner Türkoğlu’na, Şehir Hastanesi’nin sağlık hizmeti personeline teşekkür ederim…


Dr. Adnan ATILGAN
Ayrıca, bu süre içerisinde arayan, soran -Hangi mecrada olursa olsun- destek olan bütün dostlarıma teşekkür ediyorum.

Kim ne derse desin, bir şehri önce içinde yaşayanlar güzelleştirir…
Ey Güzel İnsanlar! Sayenizde Adana güzel…

Not: Şehir Hastaneleri iki sistemli bir kuruluştur. Birincisi Sağlık Hizmeti ikincisi de işletme sistemidir. Bütün alkışım sağlık sisteminedir… Lütfen işletme sistemini eleştirirken, oradaki sağlık hizmetlerine zarar vermeyelim…
Sedat (Sadettin) Memili




 
 

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum