Sedat Memili

Sedat Memili


"ŞAM FATİHİ" VE TRUMP'UN ÖVGÜSÜ!

04 Ocak 2025 - 10:58

“ŞAM FATİHİ” VE TRUMP’UN ÖVGÜSÜ 
Şam Fatihi” yakıştırması Sayın Cumhurbaşkanının şahsında 
Türkiye’ye kurulmuş bir tuzaktır.”
“Ağzından bal akıtarak belinde kılıç taşıyanlar.”

 
Otuz altı başlıkta toplanan “Çin Savaş Hileleri”nin onuncusu “Gülücük arkasına hançer saklamak” strategemi olarak bilinir. 
Çok çeşitli alt başlıklarla adlandırılan yöntemleri vardır: 
Sözlerle yaltaklık ederken, kalbinde kötülük planlama;
Kötü niyetle dıştan dostluk gösterme;
Güzel sözlerle niyeti gizleme;
Sözle söz bağlama (Uyutma);
Sahte sevgi gösterme;
*
Az buçuk ticaret, cemaat ve siyaset ilişkisi içinde olan herkes bu yöntemleri kıyısından bucağından olsa da bilir. (Ya da ahlakı ihmal eden toplumlarda yaşayanlar) 

Hele hele devletin belirli kademesine gelmiş kişilerin bilmemesi bana göre mümkün değil…

Mao, “Çin halk Demokratik Devriminin Zaferi’nden” sonra, işçi sınıfı için en büyük tehlikenin “Burjuvazinin şeker kutusu içinde gizlediği mermiler” olduğunu söyler. 

İşçi sınıfı özelinde böyle, genel olarak da şunu söyleyebiliriz: 
Bu nedenle ılımlı İslam, şeker kutusuna gizlenmiş mermidir;
Bu nedenle Ali’siz Alevilik, bal sürülmüş dudakların kalbindeki arseniktir…
Bu nedenle, işgalcilerin ‘İnsan hakları, Özgürlük, hayvan hakları, demokrasi” gibi söylemleri güzel sözlerle niyeti gizlemedir. 
Ve bu nedenle, Suriye’de olanlar, “Gülücükler arkasındaki hançeri” görmemizi engelliyor: Bir halüsinasyon ile zafer zannediyoruz. 
Ve bu nedenle Cumhurbaşkanımıza “Şam fatihi” yakıştırması tarihi bir tuzaktır. 
*
“ENVERLAND’DAN “ŞAM FATİHİNE…” 
20.yy’ın başında dağılmaya yüz tutan Osmanlı Toprakları üzerinde üç büyük devletin hain ve sinsice planları vardı: Bunlar İngiltere, Fransa ve Almanya idi. 
O yıllarda İstanbul, Alman Danışman kaynıyordu ve başlarında Liman Von Sanders adında bir general ile büyükelçi Von Wangenheim vardı. 
Danışmanlar aracılığı ile devlet yönetiminin her birimine sızmış olan Almanlar, Osmanlı yöneticilerinin zaaflarını da kullanarak, devleti parmaklarında oynatıyorlardı. 
Osmanlı hükümeti, Almanya’nın talimatlarını yerine getiren bir icra organı konumuna düşmüştü ve bu hükümetin başında “Enver Paşa” vardı. 
Almanlar “Enver Paşa”nın bir zaafını keşfetmişlerdi. 
O’na Devlet Başkanı gibi davranarak, ruhunu okşuyorlardı. 
Almanya’dan gönderilen kargoların adres bölümünde “Enverland” yazıyorlardı: “Enver’in Ülkesi” 
Almanlar, bu ülkenin “Enver’in Ülkesi” olmadığını biliyorlardı. Ama Enver Paşa bu ülkenin kendi ülkesi olmadığını anlaması için; “...Yüz binlerce kişinin, Sarıkamış’ta, Galiçya’da, Kafkasya’da, İran’da, Hicaz ve Yemen’de, Filistin’de, Süveyş boylarında çarpışması ve çoğunun ölmesi gerekti...”
Almanların siyaseti açıktı, kendi çıkarları için, Enver Paşa’ya bağlı olan askerleri kullanmıştı. Enver Paşa’ya sunulan bir hayal ile onun yetkileri, Alman Çıkarlarına alet edilmişti. 
Enver Paşa’ya düş kırıklığı, Osmanlı halkına felaket getiren bu zaaflar, Almanların büyük ölçüde işine yaradı. 

*
Trump’ın Cumhurbaşkanımız için “Çok akıllı bir adam ve çok güçlü" demesi düşündürücüdür. 
Bir grup insanın Sayın Cumhurbaşkanımıza “Şam Fatihi” demeleri ise bir hakarettir. Cumhurbaşkanımızı saldırganlık ve komşu ülkenin başkentini fetheden bir lider olarak göstermek onun şahsında Türkiye’ye kurulmuş bir tuzaktır.  
Bu fikri paylaşan geniş bir halk kitlesi oluşturulmuştur.  
Ancak bu fikri: “BOP’ni kendilerine devletin temel politikası yapanlarca söylenmesi düşündürücü ve dikkat gerektiren bir söylemdir.  
İsrail ve ABD’nin İslam inancını kullanarak şeker kurusunda mermi sunduğunu görmemiz lazım. 

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum