Hiç şüphesiz yaptığım en doğru şey; kendini vazgeçilmez sanan insanlardan uzaklaşmam oldu der, Charles Bukowski.
Kendini dünyada vazgeçilmez biri olarak gören adamın biri doktora, “gerginlik ve tedirginlikten” şikâyeti için gitmiş. Yapması gereken çok işinin bulunduğunu; fakat kendisinin rahatsız, işlerin ise beklemeye tahammülü olmadığını söylemiş.
Doktor;“Bu işleri başka biri yapamaz mı? Ya da bir başkası size yardımcı olamaz mı?” diye sormuş.
Adam;“Onları yalnız ben yapabilirim; bütün işler bana bakıyor!” diye cevap vermiş.
Doktor;“Sana bir reçete vereceğim. Bu reçeteyi aynen tatbik etmen gerekiyor! diyerek, yazıp eline vermiş.
Adam reçeteyi eline alıp baktığında, hayretler içinde kalmış. Reçetede,
“Her gün en az iki saat işi bırakıp yürüyüş yapacaksın ve her haftanın yarım gününü bir mezarlıkta geçireceksin” yazıyormuş.
Hasta adam;“Yürüyüşü anladık ama; neden mezarlık?” diye sormuş.
Doktor,“Oraya gidip mezar taşlarına bakmanı istiyorum”.“Mezarlıklar, kendilerini vazgeçilmez sanan insanlarla doludur”.“Sen de onlar gibi ölüp mezarlığa gömülünce, kendinden başkasının yapmasına imkân olmadığını zannettiğin işlerin, başkaları tarafından da yapılmaya devam ettiğini göreceksin”, demiş.Ne kadar yaşarsak yaşayalım, ne kadar zengin olsak da, bir elimiz yağda, bir elimiz balda olsa da, yatlar, katlar, sonsuz lüks yaşam olsa da sonunda gidilecek yer bellidir.Aslında hiç kimse vazgeçilmez değildir de, ya bizler insanlara hak ettiğinden fazla değer veririz, ya da insanlar bize hak ettiğimizden daha fazla değer verir, kendimizi bile bilmediğimiz egolarımız yüzünden Kaf dağında görürüz. Bu durumda iltifat ya makamımızadır, ya da paramıza. Oysaki biz de kendimizi vazgeçilmez zannederizUnutmayınız ki; Bütün mezarlıklar kendilerini vazgeçilmez sanan insanlarla doludur”.
Hayatımızın bazı zamanlarında yeterli olsa da olmasa da kendini vazgeçilmez zanneden insanlarla siz de muhakkak karşılaşmışsınızdır. Bu insanlar her şeyi en iyi kendilerinin bildiğini ve dünyanın kendi ekseninde döndüğünü, o olmadığı zaman dünyanın ekseninden çıkacağı varsayımıyla yaşarlar. Çoğunun gözlerini dünya hırsı bürümüş, gönüllerini ise makam, mevki ve koltuk sevdası esir almıştır
Evet, bulundukları noktada kendilerini “vazgeçilmez” gören; hâlbuki orada, problem çözmek yerine problemin bir parçası olduğunun farkına varmayan insanlar için de, geçerli hayat reçetesi bellidir.Bu dünya hayatın bir döngü olduğunu unutmamak, ne kadar üstün de olsan, ne kadar yetenekli de olsan bile, hayat her zaman senin yerini alacak birilerini çıkaracak.Senin eksikliğini Dünya umursamayacak bile.Dünya her zamanki gibi dönmeye devam edecek doktorun reçetesinde belirttiği gibi.
Unutmayınız ki bu dünya da hiç kimse vazgecilmez değildir.
Ha birde kendini dünyalar kadar değerli görenler şunu unutmasınlar ki dünya beş para etmiyor.
Kalın sağlıcakla
Sait ÖZDEMİR
Uzman Psikolojik Danışman
YORUMLAR