Gözlerin ağlaması ruhun gülmesidir.
İnsanlar neden ağlar? Ağlamak, mahzun olup Allah korkusundan yahut herhangi bir dert, tasa acı, ümitsizlik ve bazen sevinçten dolayı gözyaşı dökmek demektir.
Ağlama bir sosyal etkileşim ve iletişim biçimidir. Ağlamak İnsan vücudunun fiziksel ve psikolojik strese karşı verdiği koruyucu fizyolojik bir reaksiyondur. Araştırmalar, gözyaşının, ağlama esnasında insandaki moral bozukluğunu giderdiğini ortaya çıkarmıştır. Toplum içindesıkıntılı İnsanlar için genellikle “ağla, rahatlarsın” diye bir deyim vardır. Ağlamakla insan, hapsedilmiş duygularını dışarı vurur. Ağlamak öyle önemli bir duygusal boşalmadır ki, neticede insan kendisini daha sakin ve daha iyi hissederek meselesini daha iyi halleder. Hatta iyice bir ağlama sonunda insan, içindeki korkulardan ve endişelerden de kurtulabilir
Araştırmanın enteresan neticelerinden birisi de kadınların % 85’inin, erkeklerin % 73’ünün ağladıktan sonra kendilerini daha iyi hissetleri idi.
Tom Lutz kitabında şöyle diyor: „Gözyaşının bir dili ve bu dilin bir dil bilgisi kuralı vardır. Bu kurallar, kültür, kişinin toplumdaki yeri (mesleki ve ekonomik durumu), cinsiyet, hormonlar, beyin biyokimyası, yetiştirilme, bireysel eşik gibi birçok yan öğeye göre şekillenir. Gözyaşının ne zaman ve ne şekilde döküleceğini bu şekillenmiş kurallar belirler diyor.
Gözyaşı toplumda öyle etkili araç ki, iki damla gözyaşı ile milyonları etkilemeniz mümkün. Zira Niklas Holzberg’in “Ars Amatoria Ovid” adlı kitabında dediği gibi “Gözyaşı sizi kazanan taraf yapar. Ellerinizle ıslanmış gözlerinizi ve yanaklarınızı silerken çeliği bile yumuşatabilirsiniz.“Kur’ân-ı Kerim’de kâfirlerin katı kalpliliğine işaret edilmiş, Allah korkusundan ağlayan yumuşak kalpli, merhametli mü’minler cennetle müjdelenirken; katı yürekli kâfirlerin cehenneme gideceği haber verilmiştir.
Eğer gönüller kurursa, kalpler rikkate gelmezse, şefkat ve merhamet duyguları ortadan kalkarsa, elbette göz pınarlarının kuruması kaçınılmaz olacaktır. İbni Abbâs radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"İki göze cehennem ateşi dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz ve Allah yolunda nöbet bekleyerek geceleyen göz." (Tirmizî, Fezâilü'l-cihâd 12)
Taş kalplilik, merhametsizlik, bencillik, insanlığın derdi ve bunalımı karşısında ıstırapsızlık, insan fıtratına aykırıdır. İşte bunun için Peygamber Efendimiz (s.a.s.): “Ürpermeyen kalpten, yaşarmayan gözden Sana sığınırım Allah’ım!” diye yalvarmıştır.
Selam ve dua ile
Kalın sağlıcakla
Uzman Psikolojik Danışman
Sait ÖZDEMİR
YORUMLAR