Biraz yavaşlasak mı acaba?
Allah’ım, beni yavaşlat, aklımı sakinleştirerek kalbimi dinlendir. Zamanın sonsuzluğunu göstererek bu telaşlı hızımı dengele. Günün karmaşası içinde bana sonsuza kadar yaşayacak sukuneti ver.
Bu yazı M.Ö 2000 yıl önce hititlere ait kalıntılar içerisinde bulunan bir duvar yazısına ait, ama sanki bugünün hız ve haz çağında yaşayan insanlara şifa ve teselli olsun diye söylenmiş gibi.
Günümüz insanları olarak bizler hızlanarak herşeyi tamamlayıp bitirebileceğimizi düşündük. Bitirdikce yenileri karşımıza çıktı, hep yetişmemiz gereken yerler, arayacağımız kişiler ve bitirmemiz gereken işler vardı.
İşler çok zaman yoktu.
Bitmeyen yoğunluk ve yorgunluklarımız vardı.
Malum ya haz ve hız çağındayız bundan maalesef yeni yetişen nesil çocuklarımız da bu hızdan nasibini aldı. Okuldan çıkar çıkmaz anne ve babaları tarafından kurslara, dershanelere ve özel derslere taşınmaya başladı. Plan ve proğram yapmak için konuştuğum bazı öğrencilere proğram yapmaya çalıştığımda öğrenciye bana boş zamanlarını söyle dediğimde boş boş bana bakarak hocam boş zamanım yok ki diyorlar. Peki, bana bir gününü anlat dediğimde okuldan sonra dershane, arkasından özel ders için öğretmen eve geliyor, hafta sonu ise yine ingilizce kursu ve dershane dediğinde çocuğa diyeceğim bir söz kalmıyor.
Düşünün böyle bir koşuşturma içinde büyüyen bir çocuk büyüdüğünde hayatın ritmi ona yavaş gelmeye başlıyor. Evde boş kaldığında yapacağı birşeyler olmayınca sürekli olarak sıkılıyor, yeni birşeyler yapmaya çalışıyor, yeni bir yere gitmek isteyorlar.
Herşeyin hızı arttığı gibi hızlı yaşamak hızlı tüketmek fast food moda olarak çocuklarımızın hayatımıza girdi. Buna rağmen hiçbir şeyden mutlu ve mesut değiller.
Günümüzde herkes yoğun herkes yorgun. Kimsenin kimseye ayıracak ne vakti ne de eve misafir davet edecek zamanı yok maalesef.
Tüm bu nedenlerden dolayı ruhun dinlenmesi huzur bulması için biraz hızımızı düşürmeli yavaşlamalıyız.
Kalın Sağlıcakla
Sait ÖZDEMİR
Uzman Psikolojik Danışman
www.saitozdemir.net
YORUMLAR