Yazlık sebzelerin kışın seralarda üretilmesi ve halkımız tarafından bu sebzelerin artarak tüketilmesi sağlık açısından bazı endişeleri veya tartışmaları da gündeme getirmektedir.
Ülkemizde seralarda en fazla üretilen sebze domatestir. Buna rağmen seralarda üretimi olan 6-7 tane daha yazlık sebzenin var olduğunu da hatırlatmak isterim. Yani sadece domatesin değil kışın serada üretilen yazlık sebzelerin tamamının tüketilmesinin güvenli olup olmadığı mutlaka iyi irdelenmelidir.
Sera Üretimi
Ülkemizde toplam sebze üretimi 31-32milyon ton olup, bunun 7-8 milyon ton ile %25-30’u örtüaltında üretilmektedir. Yani tükettiğimiz her 3-4 kilogram sebzenin yaklaşık 1 kilogramı seralardan gelmektedir.
Örtüaltı sebze üretiminin % 54’ünü domates, %16’nı hıyar, %10’nunu karpuz, %9’unu biber, %4,3’ünü patlıcan, %2,5’ini kavun ve %2’ini sakız kabağı oluşturmaktadır. Bu verilere göre sera üretiminin %98’ni 7 sebze türü oluşturmaktadır. Bu sebzeler yazlık sebzeler olarak tanınmakta olup doğaları gereği yazın sıcak mevsimlerde yetiştirilmeleri gerekir…
Sera ürünlerinin pazar payının her geçen gün artması bazı tartışmaları da beraberinde getirmektedir. Bu tartışmalardan en önemlileri sera ürünlerinin insan sağlığına olan etkileri ve perakende fiyatlarının yüksek olmasıdır.
Hormon/BGD!
Sera ürünlerinin tüketiminin sağlıklı olup olmadığı sıkça tartışılmaktadır. Tartışmalar hormonlarında dahil olduğu Bitki Gelişmesini Düzenleyiciler (BGD) kullanımı, tarımsal ilaçlar ve bitki beslemesinde kullanılan kimyasallar (gübreler vs) konusunda yoğunlaşmaktadır. Bu tartışmayı yapanların konunun uzmanı olmamaları da sorunu daha karmaşık hale getirmektedir.
-BGD/Hormon Kullanımı: Geçmiş yıllarda sera üretiminde döllenmeye yardım amacıyla hormonlar yaygın olarak kullanılmıştır. Bu durum kamuoyunda sera ürünleri tüketiminin sağlık üzerinde olumsuz etki yapabileceği endişesini artırmıştır. Ancak günümüzde bambus arılarının kullanımı hormon kullanımını oldukça azaltmıştır.
-Tarımsal İlaçlar: Aynı seralarda aynı ürünün (Ör. Domates) yıllarca yetiştirilmesi (monokültür) yoğun bir hastalık/zararlı sorununu ortaya çıkartmaktadır. Çözüm olarak sera üreticileri hastalık/zararlı mücadelede tarımsal ilaçları sıkça kullanmaktadır. Son yıllarda Gıda ve Tarım Bakanlığı elemanlarınca sera üreticilerine yönelik Bitki Koruma Ürünlerinin (BKÜ) uygulanması eğitimin verilmesi, BKÜ’nün reçeteye bağlanması, uygulanması için belge istenmesi ve biyolojik mücadele yapan üreticilere destek verilmesi gibi tedbirler gereksiz ilaç kullanımında önemli bir kontrol sağlamıştır. Ayrıca, Bakanlığın hasat öncesinde seralarda, hasat sonrası paketleme birimlerinde ve perakende satış noktalarında (market vb.) sıkı denetimi tüketici sofrasına kadar gelen pestisit (tarımsal ilaç) kalıntıları önemli ölçüde azaltılmıştır.
-Bitki Beslemesinde Kullanılan Kimyasallar (Gübreler vd.): Seralarda monokültür ve birim alandan elde edilen yüksek verim nedeniyle yoğun bir bitki besin maddesi kullanılmaktadır. Bu besinlerin tüketilen kısımlarda birikmesi sonucu tüketenlerin sağlığını olumsuz etkileyeceği iddia edilebilir. Ancak bu iddiaların gerçekliği çok düşüktür.
Kalite/Sağlık
Birçok tüketici sera sebzelerinin tüketiminin sağlık üzerine riski olduğu düşüncesindedir. Bu düşünceyi taşıyanların önemli yanlışlığı; sera sebzelerinin yeterli güneş ışığı, sıcaklık vs. eksikliğinden ortaya çıkan “gelişme ve kalite sorunlarını (renk açıklığı gibi)” hormon/tarımsal ilaç kullanımı ile izah etmeye çalışmalarıdır. Örneğin domates meyvelerinin yaz aylarında ki gibi aromalı ve kırmızı renkte meyveleri olması için günde 6 saat yoğun güneş ışığına maruz kalması gerekir. Bu şartlar olmadığında rengi daha açık, asitliği yüksek domatesle oluşmaktadır. Sera ürünlerin erken hasat edilmesi de kalite düşüklüğünün bir başka nedenidir.
Tüketicilerin mevsimindeki kalitede ürünleri sera ürünlerinden bekleyerek değerlendirme yapmaları doğru değildir. Yine geçmişte sera üretiminde yoğun girdi kullanımına bağlı hormon/ilaç kalıntısı sorununun günümüzde her üründe var olduğunu düşünmeleri de önyargılı bir yaklaşımdır. Tüketicilerin ürün kalitesi ve güvenliği konusunda hassas olmaları önemlidir.
Sonsöz: Her kalite kaybının nedeni aynı değildir.
YORUMLAR