H.Z. İsa, memleketi olan Nasıra’ya döndüğünde, halk ondan mucizeler yapmasını bekler. Onların beklentilerine karşılık olarak İsa şöyle der: “Kuşkusuz bana şu deyimi hatırlatacaksınız: ‘Ey hekim (Kurtarıcı), önce kendini iyileştir!’
Doktor, kendini iyi et!" anlamındaki bu ifade Luka İncili 4:23’te geçmektedir.
Bu sözde verilmek istenen mesajı yazının sonuna bırakarak hekimin (kurtarıcı, rehber, aydın vs diye düşünülebilir) şifa dağıtmadan önce kendinin şifa bulması gerektiği düşüncesini irdeleyelim.
Kurtarıcı Kurtarılmak Durumunda Bir zamanlar şöyle bir gözlemim olmuştu. Evimin yakınlarında yoğun kar yağışı nedeniyle yolda kalan araç için çağrılan kurtarıcı bu aracı yükledikten 200-300 metre gidemeden kendisi yolda kaldı. Sürücü inerek çevreden insanları çağırmaya başladı. Anlayacağınız kurtarıcı kurtarılması gereken bir durumdaydı. Daha önce “Doktor Hasta Olursa!” başlıklı bir yazımda benzer bir durum çerçevesinde bir değerlendirme yapmıştım:
Doktor Hasta Olursa
Bu yazımda topluma rehber olacak doktor, din adamı, eğitimci gibi lider meslek/şahsiyetlerin sağlam karakterli ve dengeli olmasına dikkat çekmiştim. İki olay/haber çerçevesinde bir değerlendirme yapmıştım.
Haberin birincisinin konusu hastanede muayenehane odasını paylaşamayan iki doktorun kavgasıydı İddiaya göre olay şuydu: Bir Devlet Hastanesi'nde görevli kulak burun boğaz (KBB) uzmanı biri bayan biri bay, iki doktor muayene odasını paylaşamayınca birbirlerini darp etmişler. Kadın doktor meslektaşının kendine tokat atıp darp ettiğini ileri sürerken, bay doktor ise bayan doktorun karnına tekme atıp, gömleğini yırttığını savundu. İki doktor hakkında da adli ve idari soruşturma başlatılmış. Bu doktorların yaşları 42 imiş.
İkinci haber ise “Camide imam ve müezzinin kanlı tartışması!” başlıklıydı. Bu haberde iddiaya göre olay şuydu: Bir camide görevli müezzin (X diyelim) aynı camide görevli imamın plastik tabureyle saldırısına uğradı. Aldığı darbelerle kanlar içinde camiden kaçan İmam yakında bulunan jandarma lojmanına (askerlere) sığındı. X’in kafasına 10 dikiş atıldı, olayla ilgili adli ve idari soruşturma açıldı.
Düşünelim
Şimdi bu çatışmalarda ‘insan’ üzerine uzmanlık seviyesinde eğitim almak, karşı cinsiyetle iletişim ve yaşın getirdiği olgunluk (kanaatimce vaka gelişim psikologları için incelenmeye değer bir konu) dikkate alınarak uzun bir yazı yazılabilir.
Defalarca anlatmaya çalıştım: Aile ve kurumlarda verilen eğitim (birlikte eğitim sistemi olarak düşünebilirsiniz) sorunlu. Yoksa belli yaşa gelmiş ve insan üzerine en uzun eğitimi almış insanlar bu şiddette bir çatışma yaşar mı?
Bazen keşke soru(n)larımız gündemdekiler gibi, basit ve yüzeysel olsa diye düşündüğüm olur. Uzun yıllardan beri toplum ve devlet yapımızda derin ve yapısal sorunlar olduğunu düşünenlerdenim. Bu düşüncemi toplum içinde gözlemlediğim çatışmaları gördükçe pekiştirmekteyim.
Bozulan şeyi düzeltecek etken vardır. Ama bir etken var ki bozulmuşsa artık düzeltme için karamsarlık artar. Bir toplumun ayakta kalmasında eğitimci (öğretmen ve akademisyenler) ve din görevlilerinin önemli olduğu kanaatindeyim. Bu insanların normların (değerlerin) öğretilmesi ve sürdürülmesinde önemli işlevleri var.
Gelelim şu karda kurtarılmayı bekleyen kurtarıcı gerçeğine (metaforuna).
Ey Hekim
Kurtarıcı (halaskâr), kendi hayatını tehlikeye atarak bir kimseyi, bir topluluğu güç bir durumdan veya yok olmaktan kurtaran kimse olarak veya kurtarıcı kurtarma aracı açıklanmaktadır.
Güneşli günde, testten geçmeyen kurtarıcının kurtarıcılığı anlaşılamaz. Kar yakar, tipi bora olursa! O zaman bu vasfı hak edip etmediğini anlayabilirsiniz. Akıllı insan, iyi havalarda, kurtarıcı olarak peşine takıldığı veya üstüne bindiği araca (sendika, tarikat, şeyh, STK, lider, ideoloji, din vs olarak düşünebilirsiniz) dikkat etmeli. Bakarsın iklim değişir…
H.Z. İsa ne demişti:
‘Ey hekim (Kurtarıcı), önce kendini iyileştir!’
Bu söz, "sen başkasını iyileştirmeden önce kendi durumuna bak" anlamına gelen bir deyim olarak kullanılır.
Son Söz: Gerçek kurtarıcı kendi kurtuluşa erendir.
YORUMLAR