İslam, aşkla yargılayanların akılla sevenlerin dinidir. İnsanın yaratılış serüveninde Azazil, aslında kötülüğün temsilcisi değil akılla seven aşkla yargılayan İblis olarak insanın yücelmesi adına insanın bilinçaltına yerleşmiştir. İnsanın bilinçaltında İblis, yaratılıştan kıyamete değin şeytanlık görevini yürütmektedir. İnsanın bilincinin değil bilinçaltının etkisinde kalması sonucunda psikolojik sorunlarla, kişilik bunalımları yada bozukluklarıyla bocalaması şeytanla dans etmesinden kaynaklanmaktadır. İnsanın görevi bilinçaltındaki şeytanın vesveselerinden, vehimlerinden ve vehimlerinin kendisini kurtarmaktır. "Evham", olmayan bir şeyi olur zannı ile meraklanma, kuruntular, zarar ihtimâli çok az olan bir şeyden meraklanma ve üzülme demektir. "Vesvese" ise kuruntu ya da aslı olmayan ihtimaller demektir. Hışırtı, fısıltı gibi gizli ses demektir. İnsan, vesveselerinin ve vehimlerinin etkisinden kurtulmadıkça selamete eremeyecektir. Şeytan gerektiğinde hasetle gerektiğinde şükranla kötülüğe çağıran içimizdeki gizli sestir. İnsan, içindeki şeytanını imana davet etmedikçe iç huzurunu asla yakalayamayacaktır. Şeytanını imanlaştırmamış insanında duaları asla kabul görmeyecektir. İnsanın asli görevi içindeki şeytanı imana erdirmektir. İçimizdeki şeytan iman etmedikçe mümin insan mertebesine ermemiz mümkün değildir. İnanmış insan içindeki şeytanın fısıltılarına kulak vermiş insandır. Mümin insan ise içindeki şeytanı yaratılış öncesindeki asli görevine yani Allah'a teslimiyete yönelten insandır. İçimizdeki şeytanı, asli görevi olan İblis'e dönüştürmek en erdemli ve en onurlu görevimizdir.
YORUMLAR