Ramazan Bayramı, Müslümanlar için bir neşe ve huzur zamanıdır. Sofraların bereketlendiği, gönüllerin yumuşadığı, kinlerin unutulup kardeşliğin pekiştiği mübarek bir vakittir. Ancak bu bayram, dünyanın dört bir yanında zulüm ve acılarla sınanan kardeşlerimiz için ne yazık ki her zaman aynı anlamı taşımaz. Filistin’de ve Doğu Türkistan’da, Ramazan ayını bombaların gölgesinde, baskının pençesinde geçiren kardeşlerimiz için bayram, buruk bir hasretin ve özgürlüğe duyulan özlemin simgesidir.
Filistin: Bayram Sabahına Uyanamayan Çocuklar
Filistin, yıllardır işgalin, zulmün ve direnişin adıdır. Bayram sabahı, yeni kıyafetler giymesi gereken çocuklar, sevdiklerine sarılması gereken anneler, bayram namazına gitmesi gereken babalar, ne yazık ki bombalarla uyanıyor. Bayramın neşesi yerine hüzün, kahkahalar yerine ağıtlar yükseliyor. Bayram sofraları kurulamıyor, mezarlıklar bayram ziyaretlerinin en çok yapıldığı yerler hâline geliyor.
Ancak Filistin halkı, bu zulme rağmen dimdik ayakta. Çocukları taşlarıyla, anaları dualarıyla, babaları dirençleriyle bu topraklarda kalmaya devam ediyor. Onların bayramı, bir gün özgür Kudüs’te kılınacak bayram namazına olan inançlarıdır.
Doğu Türkistan: Sessiz Çığlıkların Duyulmadığı Yer
Doğu Türkistan, bir milletin kimliğinin silinmeye çalışıldığı, sessiz çığlıkların yankı bulmadığı bir coğrafya. Camiler kapatılıyor, oruç yasaklanıyor, Kur’an öğrenmek suç sayılıyor. İnsanlar bayramlaşmak için bir araya gelemiyor, toplama kamplarında kimliklerinden, inançlarından, sevdiklerinden koparılıyor.
Bayram, Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz için sadece hatıralarda kalan bir kavram. Anne babalarının akıbetini bilmeyen çocuklar, bayramda onların elini öpmek yerine uzak diyarlarda gözyaşı döküyor. Ancak tarih bize gösterdi ki zulüm ebedi değildir. Mazlumun duası yerde kalmaz ve bir gün Doğu Türkistan’ın da özgürlüğü bayram sevinciyle kutlanacaktır.
Bayramı Gerçek Bayram Kılmak
Bayramı bayram yapan sadece sofralarımızdaki bolluk, giydiğimiz yeni kıyafetler değil; aynı zamanda kardeşlerimizi unutmamak, onların acılarına ortak olmak ve elimizden geldiğince yardım eli uzatmaktır. Filistin ve Doğu Türkistan başta olmak üzere zulüm altındaki coğrafyalarda bayramı hüzünle karşılayan kardeşlerimiz için dualarımızı eksik etmemeli, onların sesi olmaya devam etmeliyiz.
Çünkü gerçek bayram, tüm mazlumların özgürlüğüne kavuştuğu, adaletin tesis edildiği ve İslam coğrafyasının gözyaşı değil sevinçle dolduğu gün olacaktır.
Bayramımız mübarek, kardeşliğimiz daim olsun.
YORUMLAR