Siyonist İsrail polisi teravih namazı sırasında Mescid-i Aksa’yı bastı. Mescid-i Aksa’nın camlarını kırarak sis bombaları attı. İbadet halinde olan Müslümanların üzerine plastik mermilerle ateş etti. Niçin? Neden İsrail, Siyonist yönetim böyle bir şeniatı icra etti?
İsrail, kurulduğu günden beri meşru bir devlet değil. BM. Her ne kadar onları meşru görse de asla meşru bir devlet değil. Kurulduğundan günümüze kadar tarihi terörle özdeş bir yapı. Gerçi kurulma aşamasında da Moşe Dayan, Ben Gurion, Levi Eşkol, İzak Şamir, Meneham Begin vd. Bunların hepsinin sicilinde katillik ve terörist damgası var. Onlar görevlerini yapıyorlar. Zira tarihleri boyunca hiçbir zaman dölek durmadılar. Onlar Babil sürgününden de ders almayan bir kavim. Hz. Peygamber (a.s.) zamanında kendilerine gösterilen can, mal, ırz güvenliğine rağmen o zaman da dölek durmadılar. Bundan sonra da durmayacaklar. Onların anlayacağı dil diplomatik dil de değil. Zira diplomatik dilden anlasa idiler Medine Vesikası’nın getirdiği imkan ve imtiyazlara saygılı olurlardı. Olmadılar. Hz. Peygamber de (as) onlara hak ettikleri cezaları vermekte cimri davranmadı. Bugün de yapılması gereken O, kutlu Resul’ün siyasi sünnetine uyarak onların anladığı dilden konuşmaktır.
İsrail’in ya da katil Netanyahu’nun Mescid-i Aksa’ya saldırması ilk değil son da olmayacak. Zira daha önce de birçok kereler bu saldırılar oldu. Lanetli Şaron da ne zaman başı sıkışsa, içeride karışıklık olsa hemen Filistinlilere saldırır, Mescid-i Aksa’ya kirli çizmeleri ile girerdi. Şu an da Şaron’un, İzak Şamir’in izinden giden Netanyahu ve onun terörist hükümeti çıkartılmak istenen bir yasa bahanesi ile yüzbinlerce İsrail’linin sokaklara inmesi, Netanyahu yönetimini protesto etmesi Netanyahu’yu ciddi anlamda endişelendiriyor. O da selefleri gibi iç isyanı, kargaşayı bastırmak için Filistinlilere, Mescid-i Aksa’ya saldırmada buluyor kurtuluşu. Tıpkı Şaron’un Cenin, Sabra ve Şatilla katliamları, İkinci İntifada’nın başlamasına sebep olan 28 Şubat 2000’deki Mescid-i Aksa baskını gibi.
Yapılması gereken ne? Anladıkları dilden konuşmak. Ya da Kur’an ifadesiyle: ‘Evet, siz onların kalplerine Allah’dan daha çok korku salarsınız. Çünkü onlar hakikatı kavramaktan aciz bir topluluktur.’ (Haşr Suresi 13)
Heyhat! Nerede onların yüreklerine Allah’tan daha çok korku salacak imanı ameline hükmedecek yiğitler! Yok. Olsa idi özel ve tüzel kişilikleri ile onların yüreklerini, bedenlerini çoktan sarsarlardı. Ne yapalım ilahiyatçılarımız mala-davara; insana faydası olmayan konuları tartışırken, sözde din görevlileri namazın, abdestin, orucun şartlarını, mübahlarını, mekruhlarını halledemediler ki, Hz. Peygamber’in stratejik sünnetine eğilsinler. Yazıklar olsun, hiç mi akletmez bu Müslümanlar. Yarın huzuru ilahide Allah öncelikle zulme katle uğrayan, mabedleri küffar eliyle kirletilen yerlerin, katledilen Müslümanların, babasının kucağında kurşunlanan Ahmet ed-Durra’nın mı hesabını soracak, yoksa suların temizliğini mi soracak? Evet özel ve tüzel kişilikler aklınızı başınıza alın. Ey Arap yönetimleri, Ey Mısır, İsrail’le yaptığın anlaşmalar, Sina Anlaşması ne işe yaradı, sana-Filistinliye ne getirdi? Ey El-Fetih! Oslo mutabakatı bölgeye huzur mu getirdi, Filistinliye can güvenliği mi sağladı? Zulüm, yıkım ve ölümden başka ne kazandı insanımız! Herkes hesap gününü hesap ederek hesap vermeye hazır olmalıdır. İşte o zaman İsrail zulmü de, başka zulümler de suküt bulur.
hertaraf.com
YORUMLAR