Misafir Kalem

Misafir Kalem

Misafir Baştacı

Neremizle(!) Düşünüyoruz?

16 Ocak 2025 - 21:17


Hüseyin Acarlar | Yazar
NEREMİZLE(!) DÜŞÜNÜYORUZ?
(Geçmişin ihyasından geleceğin inşasına/ İslam düşünce yapısı üzerine kısa notlar- كشف قد يم وعظ جديد (keşf-i kadim va'zı Cedid)
-12-
“Hayat 
dört şeyle kaimdir, derdi babam 
su ve ateş ve toprak. 
Ve rüzgâr.(İsmet ÖZEL, Amentü şiirinden)”
“Eşrefi mahlûkat on şeyle dirilir 
Su, ateş, toprak, rüzgâr, kalb, ruh, sır, hafi ve ahfa
Tütsülenir ab-ı hayat alem-i emirden
 Hafıza-i, hayal vicdan-ı akılda
 Zikri ile var olur ilahi feyizden ”
(Hüseyin ACARLAR)
“ Nedbe” Kelimesi tıbbi bir terim olsa da, arapça “yara izi” demektir. Ağzımızdan çıkan kelimeler muhatabımızda iz bırakır, yara açar. Onun için arifler Kelimeyi süz de söyle der! 
Kemâl, bir kuvvetin/gücün/yetinin gerçekleşmesi, yani fiil hâline gelmesidir. Modern Psikolojik kuramlar bu kemâl hâlinin karşısına 'tatmin' (doyum) kavramını oturtur. İslam düşüncesinde insan psikolojisi üzerine söylenenler, modern psikolojinin Antik çağda histeri, ortaçağda melankoli, modern çağda ise depresyon suretine bürünmüş travması karşısında bugün dimdik ayakta tozlu rafların arasında kendisine ulaşacak nesilleri dört gözle bekliyor. Kemalat, kadim hikmetin ifadesiyle, kuvveden fiile dönüşmüş haldir. Yani doymanın bitmesi açlık zevaline karşı, yemek yemeyle zeval biter kemal başlar. Modern psikoloji buna tatmin der. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde birincil güdüler/ihtiyaçlar; yeme içme barınma cinsel istekler olarak tanımlanırken sosyal ihtiyaçlar saygınlık, takdir görme vb. olarak tasnif edilir. Oldukça indirgemeci bu yaklaşımın eksiği modern psikolojinin metafizik diye reddettiği kadim bilgiden yoksun olmasından, son kertede pozitivist yönteme bağlı darlıktan kaynaklanmaktadır.
Gerekli terbiye safhalarından geçmeyen organizma /ki modern psikologlar organizmadan çok mekanizma olarak insanı anlamışlardır/tabiatıyla zamanında uyarılmayan dolaysıyla güdükleşmiş yetilerin ortaya çıkışıyla terbiyeciye ihtiyaç duyar. İnsanı üzen zorlayan, üzen, canınızı acıtan yetiler... Gerçekleşmeyi hak ve ümid eden yetiler... fiile dönüşmeyi isteyen, kemâline ermeyi taleb eden yetiler... Modern psikoloji, nefsin bu taleplerinin press, reddedilmesini depress(nihayetinde depresyon)'baskılama' sözcüğüyle tanımlıyor. Bilinçdışının taleplerini baskılama Modern psikolojinin buna cevap arayışı devam ederken kadim hikmet bilgisi bunun cevabını vermiştir. Ancak bütün bir İslam coğrafyası modern bilgi tasallutuna itiraz etmekten aciz, tartışmaya açık kuramalara/ kuram bile demek doğru değil görüş daha uygun/mutlak kanun gözüyle bakmakta hayatı tanımlamayı bu arazi bakışla yapmaya çalışmaktadır. Temelden sorunu şu soruyla yeniden başlatmak bir yöntem bilim arayışı olarak kabul edilebilir.
 Modern bilginin dediği ve mutlak olarak kabul görmüş ön kabule, soruyu yeniden yöneltelim; Düşünmenin merkezi Beyin midir?  Eğer cevap beyinse
O halde şu ayetler nasıl izah kazanır?
 Muminun 63 suresi "Fakat onların kalpleri bu konuda bir dalgınlık içindedir ve onların bundan başka bir takım işleri vardır...”
Muhammed Suresi 24 “e fe lâ yetedebberûnel kur’âne em alâ kulûbin akfâlühâ.
Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerin üzerinde kilitleri mi var?”

Nahl Suresi 22 ”Sizin ilahınız tek bir ilahtır. Ahirete inanmayanların kalpleri bunu inkâr etmekte, kendileri de büyüklük taslamaktadırlar.”

İsra Suresi 36 ”Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.”
Nahl 108 “Onlar öyle kimselerdir ki, Allah kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlemiştir ve işte onlar, gafillerin ta kendileridir.”
İsra Suresi 46 “Kur'an'ı anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Kur'an'da (ibadete layık ilah olarak) sadece Rabbini andığın zaman arkalarına dönüp kaçarlar.”
Enam 46 “De ki: Söyleyin bakayım, eğer Allah, kulaklarınızı ve gözlerinizi alır, kalplerinizi mühürlerse, Allah'tan başka hangi tanrı onu size iade edecek?"
Kehf Suresi 57 “Kim, kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatılıp da onlardan yüz çeviren ve elleriyle yaptığını unutandan daha zalimdir? Şüphesiz biz, onu anlamamaları için, kalplerine perdeler gerdik, kulaklarına da ağırlıklar koyduk. Sen onları hidayete çağırsan da artık ebediyen hidayet bulamazlar.”

Araf Suresi 179 "And olsun, cehennem için cinlerden ve insanlardan çok sayıda kişi yarattık. Kalpleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha aşağılıktırlar. İşte bunlar gafil olanlardır."

Hud suresi 120 “Ey Muhammed! Peygamberlerin haberlerinden, kendileriyle senin kalbini pekiştirdiğimiz her bir haberi sana aktarıyoruz. Bunlarda, sana hak, müminlere de bir öğüt ve hatırlatma gelmiştir.”

Necm11 “Gözün gördüğüne kalp yalan demedi.”
“ Eddebeni Rabbi” (beni Rabbim terbiye etti) mi doğru bir ifadedir, yoksa  “allemeni ebi” (bana babam öğretti)mi doğrudur? Düşünmeye değer mi? Tabi beyinle düşünmeye kalkmadan(!) 
BU KONUYA DEVAM EDECEĞİZ…

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum