Pazartesi yazdığım ve bu yazı dizisinin ilkini oluşturan Muhafazakâr Camia Seçimlerden Ne Bekliyor başlıklı yazıma hem muhafazakâr camiadan hem de Millet İttifakı’nın omurgasını oluşturan değişik görüşteki insanlardan çok farklı tepkiler aldım.
Yazdıklarıma katılanlar da vardı, eksik olduğunu düşünenler de gereksiz bulanlar da… Bunları da önemsiyorum tabi ama o değerlendirmeler sırasında CHP’de çok önemli bir görevde bulunan etkili ve yetkili bir arkadaşımın söylediği kulağıma küpe oldu; "Bizim de Muhafazakâr camiadan beklentilerimiz var" deyince uzun uzun bu konuyu konuştuk.
Belki daha sonra biraz daha geniş çaplı araştırmalar yaparak bir yazı ortaya koyabilirim ama bugünkü yazımın konusu muhafazakâr camianın Millet İttifakı’ndan beklentilerini ele almak üzere dizayn edildi.
Millet İttifakı’nın bu seçimlerdeki en büyük kazancının tepedeki birleşme olduğunu düşünüyorum. 21 yıllık Recep Tayyip Erdoğan iktidarını bir zamanlar birlikte yol yürüdüğü insanlar ile sona erdirebilirler. Bu şu an için biraz zor gözüküyor çünkü hala çok daha önemli meseleler varken bizler seccadeye ayakkabı ile basma olayını konuşuyoruz.
Basit bir olay gibi gözükebilir ama değil. Çünkü önemli olan bastığınız yere atfedilen değer. Seccadeyi küçük bir halı parçası gibi görüp hayatında dinle imanla ilgisi olmayan kişilere bir de 'fetva' verdirtirseniz o zaman zaten 28 Şubat döneminin yeniden hortlatılacağı korkusu pompalanan ve bu endişe ile yaşayan muhafazakâr kesimi anlamamışsınız demektir.
Yine dini inançlar noktasında başa dönüleceğine dair korkunun bir an önce bertaraf edilmesi lazım. Bununla birlikte özellikle savunma sanayi başta olmak üzere milletin ve devletin çıkarlarına yönelik her projenin destekleneceği mesajı net bir şekilde verilmeli ve doğru anlatılabilmeli.
Meselenin ekonomi ve terör noktasında da iki boyutu daha var. Birincisi ekonomiyi nasıl düzelteceğinize dair çözümleri anlaşılabilir bir şekilde izah etmeli, terör örgütlerine karşı mesafe koyarak mücadele yöntemlerini de millete kabul ettirebilmelisiniz.
Şimdiden HDP’lilerin özerklik, Apo’nun serbest kalma vaatleri ile FETÖ’cülerin Millet İttifakı’na tam destek veriyor görüntüsü en büyük zararı yine bu ittifaka veriyor.
Aslına bu sorunları aşmanın çok kolay bir yöntemi var. Mevcut iktidardan istediğiniz adaleti kendi içinizde sağlayabilmek. Biraz samimiyet biraz da iş bilmek. O gün Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında muhafazakâr camianın hassas noktalarını bilen tek bir danışman olsaydı bugün bütün bunları konuşmuyor olacaktık.
Benzer bir eleştiriyi daha önce Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’a da yapmıştım. Karalar’ın etrafındaki insanlar içerisinde bir kişi bile gösteremezsiniz muhafazakâr camianın hassasiyetini ona anlatacak, düşüncelerini kendisi ile paylaşacak. Hal böyle olunca; Karalar’ın mezhepçiliği ön planda tuttuğu ve Adana Büyük Şehir Belediyesi’ne bırakın yönetici atamayı işçi alımında bile adalet ve/veya liyakat ile değil de mezhepçi/kayırmacı bir anlayışla hareket ettiği düşüncesini değiştiremezsiniz.
2023 seçimlerinde Adana özelinde Zeydan Karalar’ın Millet İttifakı listelerinin oluşturulmasındaki etkisini bilmeyen ya siyasetle ilgilenmiyordur ya da zır cahildir. O yüzden Zeydan Karalar’a muhafazakâr camianın derdini anlatabilecek, beklentileri karşılayabilecek bir yol arkadaşı gerekir. Karalar’ın muhafazakâr camiadan zannederek düşüncelerine başvurduğu kişiler olduğunu biliyorum ama pazartesi günü yayınlanan yazımda da belirttiğim gibi Zeydan Başkan’ın da en büyük yanılgısı ya bir dini gurubu tüm muhafazakâr kesimlerle bir tutuyor ya da artık 'mahallede' adı da saygınlığı da olmayan, sözü dinlenmeyen kişilere danışıyor.
Her neyse bu, Zeydan Karalar’ın sorunu. Ben bu yazımda Millet İttifakı için bir amme hizmeti yapıyorum. Nihayetinde ittifak içerisinde en az bir belki iki aday Gelecek, Deva ya da Saadet Partisi’nin belirlediği kişilerden oluşabilir.
Açıkçası ben Saadet Partisi Adana İl Yönetimi’nin daha önce Genel Merkez ile yaşadığı problemden dolayı Adana'dan Saadet Partili bir aday gösterileceğini düşünmüyorum. Eğer öyle olsaydı aklımda çok güzel bir isim vardı ama şimdi adını buraya yazarak kendisini de üzmeyelim.
Saadet Partisi yoksa geriye Gelecek ve Deva Partisi kalıyor. Pazartesi günü Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın söylediği iddia edilen; "20 vekillik sözü verdiler şimdi 3-5 anca verebiliriz diyorlar. Bunu kabul edemeyiz" sözlerini yokmuş gibi (varsa zaten bu seçimde Recep Tayyip Erdoğan’a hayırlı olsun) kabul etsek bile Deva Partisi’nin Adana’dan kendi listeleri ile seçime gireceğini biliyorum. Dolayısıyla teşkilatçı yapısı ve siyaset deneyimi ile ön plana çıkan ve genel Merkez ile de çok iyi ilişkileri olan Sadullah Kısacık’ın da son dakikada bir değişiklik olmazsa CHP listelerinden aday olarak gösterilmeyeceğini yazabilirim. Burada bir kulis bilgisi de vereyim; Zeydan Karalar ile Sadullah Kısacık’ın da hiçbir şekilde bu konuyu baş başa görüşmediklerini biliyorum.
O zaman geriye tek bir seçenek kaldı; Gelecek Partisi’nden bir ismin CHP Adana listelerinde yer alma ihtimali. 20 milletvekili sözü verilen Gelecek Partisi’nde bir ismin Adana’dan olması kimseyi şaşırtmasın. Eğer siyasi tahminlerim doğru ise CHP’nin Adana’dan çıkarabileceği en fazla 5 adaydan birisi kontenjan adayı olacak ve o da Gelecek Partisi’nden bir isim olacak.
Peki, kim olabilir? Açıkçası aday çok. Gelecek Partisi Adana Teşkilatı da diğer illerin teşkilatlarından öne çıkıyor. Dolayısıyla yarış bir hayli zor olacaktır fakat hem muhafazakâr camialar içerisinde yetişmiş olması, hem daha önce Ak Parti’nin Gençlik Kolları içerisindeki performansı hem Gelecek Partisi’nin kurucuları arasında yer alması hem de yaklaşık 2 yıldır Gelecek Partisi Adana İl Başkanlığı sırasında gösterdiği başarılı yönetimiyle Ebubekir Yıldırım’ın adının öne çıkacağını düşünüyorum. Zeydan Karalar ve CHP İl Yönetimi ile de iyi ilişkiler kurabilmesi, muhafazakâr camia içerisinde her kesimden insanla görüşebilmesi Yıldırım’ı bir adım öne çıkarıyor. Ben Ebubekir Yıldırım’ın listede olabilecek adaylar içerisinde en şanslısı olduğunu düşünüyorum.
Bu ihtimalin dışında da Deva kontenjanından Sadullah Kısacık anlaşma sağlanabilirse en güçlü adaylardan olur. Deva Partisi içinde milletvekili aday adayı olan Ömer Musabeyoğlu, Ömer Faruk Talaş, her ne kadar milletvekili aday adayı olmadıklarını bilsem de Mehmet Ali Önal, Özlem Öncel, Elif Şeyma Tepeli de muhafazakârların sesi olabilecek durumdalar.
Hiç kuşkusuz şu an ismi aklıma gelmeyen veya benim tanımadığım çok kıymetli isimler de vardır ancak Millet İttifakı eğer muhafazakâr camiadan oy almak istiyorsa aday seçiminde çok ama çok dikkatli olmalıdır.
Zaman daraldı. Bakalım gömleğin ilk düğmesi olan Adana’da ilik doğru mu atılacak yanlış mı? Yaşarsak hep birlikte göreceğiz.
YORUMLAR