Pazartesi yayınlanan son yazıma hem Ceyhan'da hem de Kozan'da yaşayan hemşehrilerimizden olumlu olumsuz çok tepki geldi. İlginç olan iki ilçemizde yaşayanlar da aynı noktada buluşuyor ve neredeyse aynı sözleri sarf ediyorlardı; "Bizi il yapmazlar. Bir ilçe il olacaksa onlar olur."
Kozanlılar da Ceyhanlılar da büyük bir hevesle il olma hayali kuruyor ancak iki taraf da kendilerinin il yapılmayacağını düşünüyor.
Bu sosyolojik bir vaka olduğu için bunu sosyologlar değerlendirsin. Ben meselenin daha çok bizi ilgilendiren boyutunu yazayım.
Ceyhan il olursa (Kozan’ın Ceyhan’a bağlanmayacağını düşünerek yazıyorum) Adana en büyük enerji bölgesini kaybetmiş olur. Ceyhan’da organize sanayi bölgesindeki enerji yatırımları herkesin malumu. Bugüne kadar atılan adımların ötesinde geçtiğimiz hafta Ceyhan Belediye Başkan Vekili Hülya Erdem’in de vurguladığı gibi ilçeye yatırımlar sürüyor. Petrokimyanın 'global üssü' olma yolundaki Ceyhan’a Körfez ülkelerinden de Avrupa ve Amerika’dan da yatırımlar var. Bununla birlikte birçok yazımda Adana’ya şaşı bakmakla eleştirdiğim iktidarın sadece Ceyhan’a değil Yumurtalık’a da özel bir ilgisi var. Geçtiğimiz aylarda Adana Valisi Süleyman Elban’ın da büyük gayretleriyle Yumurtalık’ta yapılacağı açıklanan konteyner limanı da bunlardan birisi. Yine geçtiğimiz günlerde yaygın medyanın ana haber bültenlerine de konu olan Ceyhan’da büyük bir petrol rafinerisi kurulacağına yönelik haberler de Ceyhan’ın il olma yolunda önemli avantajları.
Ceyhan’ın il olması Yumurtalık’ın da Ceyhan’a bağlanmasıyla oluşabilecek durumu şöyle özetleyelim; Ceyhan’da üretilen ürünler tüm dünyaya Yumurtalık üzerinden gönderilmiş olacak. Bir de Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetlerinin olumlu sonuçlanması ve arzu edilen miktarda doğal gaz ve petrol bulunması halinde bölge tüm dünyanın dikkatlerini daha da fazla üzerine çekecektir.
Kozan il olursa (Ceyhan’ın Kozan'a bağlanmayacağını düşünerek yazıyorum)Adana çok önemli bir tarihi bölgesini kaybetmiş olur. Kozanlıların Kurtuluş Savaşı’ndaki kahramanlıkları önemli ama daha da önemlisi bölgenin 5 bin yıllık bir geçmişinin olması. Bununla birlikte saklı bir cennet konumundaki Aladağ, Saimbeyli, Tufanbeyli gibi ilçelerin de Kozan’a bağlanmasıyla Adana muhteşem bir tarihi ve turistik potansiyelden olacak.
Kozan’da ve etrafındaki ilçelerde bulunan maden rezervleri ve yaylaların yüksekliği de bölgede kaliteli hayvancılığın gelişebilmesi için mükemmel bir potansiyel taşıyor. Hal böyle olunca Kozan’ın il olması halinde bölge tam bir tarih ve turizm cennetine dönüşebilir.
Bütün bunlarla birlikte Kozan’ın il olması halinde Tufanbeyli, Saimbeyli gibi ilçelerde yaşayan on binlerce vatandaşımızın da Adana’da halletmesi gereken resmi işleri için günlerce zaman harcamasına ve ekonomik olarak kayba uğramasına gerek kalmayacak.
İki ilçenin de gazetecileri, STK temsilcileri, siyasetçileri bürokratları il olabilmek için elinden geleni yapıyor. Ankara ile Adana arasında mekik dokuyan insanlar var. Yakında bir miting yapıp meydanlarda bu isteklerini yerine getirirlerse şaşırmayın.
Açıkçası Ceyhan’ın da Kozan’ın da il olması halinde Adana çok şey kaybedecek ama en az bu iki ilçeden birinin il olması kadar yanı başımızdaki Tarsus’un da il olması Adana’nın aleyhine olacak. Geçtiğimiz haftalarda Tarsus’a gitmiştim. Orada da neredeyse her yerde Tarsus’un il olmasına yönelik tanıtımlar ve yapılan çalışmalara dair bilgilendirmelerle doluydu. Aldığım bir duyuma göre Büyük Dikili’ye kadar olan hat üzerinden Seyhan’ın güneyindeki bazı köyleri de içine alacak şekilde bölge Tarsus’a bağlanacakmış. Böylece Çukurova Bölgesel Havaalanı’nın çevresi doğal bir kentsel dönüşüme uğrayacakmış. Kanuni olarak bunun mümkün olmadığını söyleyenler de var ama bu iddia hiç de yabana atılacak bir iddia değil.
Tarsus’un il olması, havaalanının da faaliyete girmesi ile yıllardır konuşulan Antalya’dan Hatay’a uzanan sahil şeridinin tamamlanma çalışmaları da hızlanacakmış. Böylece Tarsus hem Mersin’e hem Adana’ya hem de Hatay’a deniz turizmi ve ticareti konularında da rakip olacakmış.
Her hal ve şart altında Adana için tehlike çanları çalıyor. Türkiye’nin en önemli kentlerinden biri olan Adana önlenemez düşüşünü sürdürüyor. Şöyle bir gerçek de var;Bu yazıya konu olan üç ilçenin birisi de ikisi de üçü de il olsa her halükârda Adana kaybedecek.
Milletvekilleri, Büyükşehir başta olmak üzere merkez ilçe belediye başkanları, Valimiz ve diğer bürokratlar, STK’lar, artık hanımına bile söz geçiremeyecek durumda olsalar da havalarından geçilmeyen kanaat önderleri bakalım bu süreçte nasıl bir tavır takınacaklar? Bunu gerçekten çok merak ediyorum.
Sizce elini taşın altına koyan, Adana’nın çıkarlarını koruyan olur mu?
YORUMLAR