Asıl mesele…
Sosyal medyadan, yerel ulusal basından nice acı olayları, vahşetleri, gözyaşlarını, savaşları, açlığı.. görüyoruz ve kahroluyoruz değil mi dostlar. Hangi birine can sıkılır, hangi birine yürek dayanır, hangi biri için bir şeyler yapılabilir artık bilinmez noktalara gelip kendi kendimize çıldırdığımız çok olmuştur eminim. İnsanın olduğu her yerde kötülük ve gözyaşı var diyoruz artık. Elimizden, aklımızdan, ruhumuzdan, kesemizden, kalemimizden geldiği kadar adalet için bir şeyler yapma çabasında olan insanlarımız çok şükür ki hala var.
Yeter ki bir iyiliğin ucundan tutalım. Kimisi dünyadaki savaşları kınasın, kimisi israf için mücadele etsin, kimisi evsizler için çabalasın, kimisi işsizler için, kimisi hayallere ulaştırmak için, kimisi ormanlarımız için, kimisi sokak canları için, kimisi küresel ısınma, kimisi kanunlarımızın yetersizliği için, kimisi… Sonuç olarak daha adını sayamadığım tüm bu insani çabaların temel noktası, ortak noktası, buluşma noktası adına ne derseniz İYİLİK = MERHAMET = ADALET olmuyor mu?
Gelelim gündemdeki vahşetin birine. En azından ben bunu kaleme almak istedim. İstanbul’da büyük bir sitede oturan şahsın, site sakinleri tarafından bakılan minik bir kediye, savunmasız bir canlıya, kendinden kat be kat daha küçük bir masuma (asansörde) canice saldırdığı, akabinde asansör açıldığında kapıdan kaçan kediyi koridorda açık olan kapıları da kapatıp sıkıştırarak dakikalarca tekmelerle vura vura eze eze öldürdüğü ve insanlığımızın bir daha vahşiliğe yenik düştüğünü ciğerimiz yanarak izlemek zorunda kaldık. Bu insanlık dışı görüntüleri izleyen birçok insan eminim insanlığı bir kez daha sorgulamıştır. Olayın şikâyetler üzerine, hukuka intikal etmesi ve akabinde yine insanlığımızı bir kez daha sarsacak korkutucu bir kararın çıkması toplumu tekrar tekrar yıkmış ve toplumda infiale sebep olmuştur. Süreci hep beraber sosyal medyadan takip edeceğiz.
Buradaki asıl meselenin hayvan sevgisi ile ilgili olmadığını ne zaman anlayacağız? Peki, toplum içinde yaşayan ve her canlıya her türlü kötülük yapabilecek insan türlerinin! Yaptıkları kötülüklerle ifşa olmasına rağmen kanunlarımızın bu türden insanları yatarı olmayan cezalarla topluma geri salarak hepimize birer tehdit oluşturduğunu ne zaman anlaşılacak?
Cinayet aleti kürek, bıçak, asit, demir, zehir, sopa, tel, ip... yada insan vücuduna ait organlar… Ne fark eder. Çocuklar, anneler, dedeler, kardeşler, kuzenler... bu cinayet aletlerini istediği her türlü kötülükte kullanabileceklerle bir arada mı yaşasın istiyorsunuz?
Ne istiyorsunuz?
Ben söyleyeyim; barış, adalet, merhamet, sevgi, saygı, dürüstlük, bölüşmek, yardıma muhtaca el uzatmak, anlayış, hoşgörü… Yani iyilik adına ne varsa bunları hepimiz istiyoruz değil mi? Peki bunun için çabalıyor muyuz?
Can ayrımı yapmadan yaşadığımız ve tüm canlılar için yaratılan bu eşsiz dünyamızı, her bir canlının yaşam hakkına saygı duyarak, insanlığımıza yakışır şekilde davranmak hem imanımızın, hem dinimizin, hem Müslümanlığımızın hem de Allah’a kulluğumuzun en temel göstergesidir.
“Adalet Mülkün Temelidir.”
YORUMLAR