Reklam
Gökmen CAN | Eğitimci | Sosyolog

Gökmen CAN | Eğitimci | Sosyolog


Kanayan Yara Aziz GAZZE...

27 Nisan 2025 - 12:12

KANAYAN YARA AZİZ GAZZE’NİN MAGAZİN KÜLTÜRÜNÜN GÖLGESİNDE BIRAKILMASI
Maalesef modern (!) dünyanın bilgi akışı hızlandıkça, içerik üretimi ve tüketimi daha yüzeysel hale gelmiştir. Bu süreçte toplumsal trajediler, kahreden olaylar ve infiale yol açacak hadiseler magazin kültürünün parıltılı ve parıltılı olduğu kadar da aldatıcı yüzeyinde kaybolma riskiyle karşı karşıya bırakılmaktadır. Özellikle Kanayan Yara Aziz Gazze gibi uzun yıllardır sistematik şiddete, kuşatmaya ve insanlık dışı muamelelere maruz kalan bölgelerin yaşadığı insani krizler, çoğu zaman ya popüler gündemlerin arkasında kalmakta ya da yalnızca estetik hale getirilmiş ve adeta gözler içine sokulurcasına kurgulanarak, alta ritimler ekleyerek ve tınıların duygusallığında renderlanan görüntüler ve sloganlarla birkaç kısa vakit sonra kaybolacak yüzeysel bir ilgiye mahkûm edilmektedir. Bu yazımızda, Kanayan Yara Aziz Gazze'nin magazin kültürünün gölgesinde bırakılarak tam anlamıyla anlaşılmamasının arkasındaki nedenler ve bu durumun doğurduğu sonuçları ifade etmeye çalışacağız.

Evvela Sebepler
1.Küresel Medya Tekelleri ve İçerik Manipülasyonu
Kanayan Yara Aziz Gazze, büyük medya kuruluşlarının editoryal tercihleri ve siyasi çıkar dengeleri sebebiyle çoğu zaman sadece savaş görüntüleriyle, dramatik manşetlerle ve anlık tepkilerle gündeme gelir. Bu medya organları, izleyiciyi habere değil, haberdeki duyguya bağlamaya çalışır. Bunun sonucunda, derinlemesine analizler, tarihsel bağlamlar ve yapısal sorunlar göz ardı edilir. Edenler çıksa bile o adamları ya da kanalları platformlarda ara ki bulasın. Çölde iğne aramak misali. Asıl mesele arka plan, asıl mesele tarihi hakikat, asıl mesele “insanlık insanlık” diye caka satanların ne kadar “insafsız ve merhametsiz” olduklarının bilinmesi, cezalandırılması ve dünyanın neresinde olursa olsun aynı türden olaylara topyekûn tüm insanlığın ayağa kalkmasıdır.                                                                                                                      

2.Sosyal Medyada Tüketim Kültürü ve Duygusal Doyum Arayışı
Sosyal medyada kullanıcılar içerik tüketirken çoğu zaman estetik kaygılarla hareket eder. Gerek video gerek görseller hep aynı mantık ve kaygılarla editlenir. Gazzeli bir çocuğun gözyaşı, bir annenin feryadı ya da bombalanmış bir evin fotoğrafı; kullanıcıya kısa süreli bir "vicdan tatmini" sunar. Fakat bu tatmin, eyleme dönüşmez. Gündem hızla değişir, Kanayan Yara Aziz Gazze unutulur. Nasıl yani? Yani bir kaza haberi, iç siyasette bir şok dalgası, dış siyasette adamın birinin diğerini kovması, kimi hadsizlerin had bildirir yöndeki vızıltıları hemen tabut üzeri örtü olan kara toprak gibi çöker durur Kanayan Yara Aziz Gazze’nin üzerine. Sonra bekle ki sıra gelsin tekrar ona ve insanlık merhamete davet edilsin.

3.Magazin Kültürünün Egemenliği ve Gerçeklikten Kaçış
Magazin kültürü, acı gerçeklerden kaçışı simgeler. Eğlence, dedikodu, ünlülerin hayatı gibi konular; bireyin içinde bulunduğu dünyadan uzaklaşmasını sağlar. Kanayan Yara Aziz Gazze gibi kriz bölgeleri, bu parıltılı dünyanın karanlık köşelerinde kalır. Gerçekle yüzleşmek yerine, çoğu insan dikkatini daha “kolay hazmedilir” içeriklere yöneltir. Parlak ve ışıltılı, dekolteli ve mini, zenginliği özendirir ve şuh, anlık tatminler dolu ve uyuşturan bir albeniyle hipnotize olmuş göz sahipleri ortalıklarda zombi gibi dolaşır hale gelen bir dünyadayız. Ya aile, cemaat, oda, birliktelikler, parti, purti gibi şeylerin gözleri kör, kulakları sağır, aklı havalara uçuran şaşalı çekişmelerine ne dersiniz? Yani ikinci, üçüncü ve dördüncü kanal magazinel şeyler yani!

4.Siyasi Konfor Alanlarının Korunması
Kanayan Yara Aziz Gazze’nin tam olarak anlaşılması, birçok ülke ve toplum için rahatsız edici gerçekleri açığa çıkaracaktır: İslam dünyasının parçalanmışlığı, Batı’nın çifte standardı, İsrail’in sistematik politikaları ve bu politikalara verilen uluslararası destek gibi. Bu sebeple, Kanayan Yara Aziz Gazze’nin gerçek yüzüyle yüzleşmek, aynı zamanda kendi sorumluluğumuzu da sorgulamayı gerektirir. Bu sorgulamadan kaçmak ise magazinleştirme aracılığıyla mümkün olur. Yani düşünme kodları ve mecraları konularında kurgulamayı ve komplolarda uzmanlarının tereyağının içinden kıl çekmek kadar kolay gerçekleştirdiği şeyler olarak yaşanıyor her şey.

Peki, Ya Sonuçlar?
1.Duyarsızlaşma ve Alışkanlık
Kanayan Yara Aziz Gazze’de yaşanan insanlık dramı, sürekli aynı görüntülerle servis edilince toplumda bir "duyarsızlaşma" başlar. İnsanlar artık gördükleriyle sarsılmaz, tepki vermez hale gelir. Bu da krizin devam etmesine sessiz bir onay anlamına gelir. Hatta bazılarından şunları da duydum ve hakikaten çok üzüldüm: “Artık bıkkınlık geldi, yeter paylaşmayın ya!” Dumura uğradım desem az kalır.

2.Anlamdan Yoksun Dayanışmalar
Hashtag kampanyaları, profil fotoğrafı değişimleri, kısa süreli bağışlar gibi eylemler; bilinçli bir dayanışmadan çok, görünür olmak için yapılan tepkiler haline gelir. Gazze, bir “trend” olmaktan öteye geçemez duruma da getirilebilir. Hatta ilgili ilgisiz, bilgili bilgisiz, fikirli fikirsiz edilen sözler, yazılan yazılar bile “gölge için” birer araç olabilmektedir.

3.Politik Baskının Zayıflaması
Kamuoyu baskısı, siyasal kararları etkileyebilir. Ancak Kanayan Yara Aziz Gazze gibi krizler magazinleştikçe ve yüzeysel ilgiyle geçiştirildikçe, hükümetler üzerinde oluşabilecek baskı azalır. Bu da işgalci veya baskıcı politikaların daha rahat uygulanmasına zemin hazırlar. Alın size şu andaki “DÜNYA TABLOSU” dediğimizin bir göstergesi niteliğindedir.

4.Gerçek Faillerin Gizlenmesi
Magazinleştirilen bir zulümde, faillerin kim olduğu, hangi sistemin bu zulme zemin hazırladığı, hangi şirketlerin bu süreçte rol oynadığı gibi sorular sorulmaz. Sadece “acıklı görüntü” ön planda olur; sistemik eleştiri arka planda kalır. Fakat bu durum sanki biraz doğru yönde ilerlemeye başladı. Gerçekler, katiller, firmalar, destekçiler her bir şey belli ama “yaptırım ve netice” konusu, işte burası soru işaretleriyle dolu.

5.Umut ve Direnişin Tahrif Edilmesi
Kanayan Yara Aziz Gazze yalnızca bir acı değil, aynı zamanda bir direniş sembolüdür. Ancak magazin kültürü, direnişi dramatize eder, kişiselleştirir ve folklorik hale getirir. Böylece kolektif mücadele ruhu yerine bireysel trajediler konuşulur. Ama dünyanın dört bir yanında duyar sahibi kimselerin varlığı ve “korkuyu yenerek korkusuzluğu haykırmak” az da olsa “it sürülerini” tedirgin edip gözden geçirip geri vitese itmiştir.

Yani dostlar netice olarak Kanayan Yara Aziz Gazze’nin magazin kültürünün gölgesinde bırakılması, hem bölge halkının yaşadığı trajedinin doğru anlaşılmasını engellemekte hem de küresel vicdanın pasifleşmesine neden olmaktadır. Bu durum, sadece Filistinlilerin değil, tüm insanlığın ruhsal çürümesine işaret eder. Gerçek bir farkındalık için magazin kültürünün ötesine geçip, Gazze’yi bir “tema” değil, bir “insanlık meselesi” olarak ele almak gerekir. Aksi takdirde her yeni bomba, sadece binaları değil; insanlığın vicdanını da yerle bir etmeye devam edecektir.

Kalın sağlıcakla…
Gökmen CAN
Eğitimci Sosyolog 

Reklam

YORUMLAR

  • 5 Yorum
  • Seyfullah
    4 saat önce
    Aynen katılıyorum
  • Hayrettin Korkut
    11 saat önce
    Türkiye Yahudilerden nefret eden ilk onda bile değil.Biz maalesef müslüman görünümlü Batı hayranı bir toplumda yaşıyoruz.Geçen bir haberde deprem anında Allah'ı anan bir ateist vardı.İşte bu toplumun ekseriyeti o ateistin durumundadır.Ancak çoğu farkında bile değil.Duyarlılık gerektiren bir konuya değindiğin için tebrik ediyorum değerli hocam.
  • Gökmen Can
    10 saat önce
    Teşekkür ederim sayın hocam, Aziz dost.
  • Gülsüm Demiroğlu
    11 saat önce
    Eline, emeğine, yüreğine sağlık Değerli Arkadaşım..Konuyu çok güzel özetlemişsin..
  • Gökmen Can
    10 saat önce
    Diline sağlık kıymetli arkadaşım. Allah bizleri hakikatler yolunda yılmaz bir şahsiyet eylesin. Amin