Gökmen CAN | Eğitimci | Sosyolog

Gökmen CAN | Eğitimci | Sosyolog


İNSANIMIZIN YÜKSEK EZAN BİLGİSİ

22 Ağustos 2024 - 11:20

Gün geçmiyor ki yeni şeylere şahit olmayalım. Görüp duyduğumuz şeyler çoğunlukla bizi mutlu etmek yerine derinden üzüntülere boğmaktadır. Hani, gerçekten bazen akla hayale gelmeyecek kadar şaşkınlığın en üst basamağına çıktığımız oluyor. Tahmin etmişsinizdir, makalenin başlığı size konu hakkında bir ipucu vermiştir. Ben, şahsen gördüğüm, duyduğum şeylerin karşısında adeta dona kaldım. Evet, yıl 2024, yer Türkiye/İstanbul ve muhataplar bizim insanlarımız.

Bilindiği üzre Türk toplumunda İslam dini ve esasları, tarih boyunca önemli bir yere sahip olmuştur. İslam’ın şiarlarından biri olan ezan, biz Müslümanların günlük namaz ibadetlerini yerine getirmeleri için bir çağrıdır. Aynı zamanda dini kimliğin temel unsurlarından da biridir. Ancak günümüzde bazı gençlerin ezanın ne için okunduğunu dahi bilmemesi, dini ve kültürel değerlerin genç nesiller arasında zayıfladığının bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Pardon, eksik ifade ettim; sadece gençler demeyecektim. Toplumumuzu oluşturan insanların diyecektim. Hatta çok daha acı bir şey demek istiyorum size: Sosyal medyada “sokak röportajları” yapılırken yaşlı genç, kadın erkek, tahsillisi tahsilsizi, yani bir cümle alayı ne halde oluyorlar izleseniz hakikaten ağlarsınız. Yanlış anlamayın, bu sevinç gözyaşları değil, ne hale geldiğimizin ibretlik gözyaşları olacaktır. Cevap veremeyen kimselerin sorudan sonra; “ben ateistim, ben ne bileyim, bana ne ezandan, bu çağda ezan da neymiş, bırakın kardeşim milleti rahatsız etmeyi, namaz mı kılıyorum sanki, beni ilgilendirmiyor, vs.” türünden ifadeleri adeta birer ok misali yaralamaktadır biz duyarlı vatandaşları.

Peki, değerli dostlarım sizce bunun nedenleri olarak neleri gösterebiliriz? Seslerinizi duyar, yüzünüzdeki ifadeleri görür gibiyim. Dilerseniz hislerinize ve fikirlerinize tercümanlık edeyim. Hepsi birbirinden önemli nedenleri belli bir sıralamaya bağlı kalmadan şöyle açıklayabiliriz:

1.Aile İçi Dini Hassasiyetlerin ve Dini Eğitimlerin Zayıflaması/Ortadan Kalkması: Geleneksel aile yapımızı koruduğumuz vakitlerdeki ailelerimiz, dini değerleri ve bilgileri çocuklarına doğrudan aktarırlardı. Ancak modern (!) yaşamın getirdiği baş döndürücü hızlı tempo, ailelerin dini eğitime yeterince zaman ayıramamasına yol sebep olmuştur. Özellikle şehirleşme olgusu, aile yapısındaki çözülmelere ve kuşaklar arasındaki iletişim kopukluklarına, dini bilginin aile içinde aktarılmasına sebep olmuştur. Neticede de kan kayıpları önüne geçilemeyecek seviyede “vahamet” durumuna gelmiştir.

2.Eğitim Sisteminin Savruluşları ve Yetersizlikleri: Eğitim sistemimizde “din eğitimi” yer alsa da dini derslerin içerikleri, veriliş yöntemleri ve öğrencilere sevdirilemeyip cazip gelmemesi bu derslerin etkisini bir hayli azaltmaktadır. Sistematik eğitimde dini bilgilerin yüzeysel bir şekilde aktarılması, gençlerin dini kavramları derinlemesine anlamasını engellemektedir. Ayrıca, ezanın anlamı ve önemi gibi temel konular üzerinde yeterince durulmaması da önemli bir eksikliktir. Sıkıntı sadece “ezan” ilgili olmayıp bütün dini sahanın temel taşlarıyla ilgilidir.

3.Basın Yayın ve Medyadaki Dini İçeriklerin Azalması ve Erozyona Uğramış Halinin Verilmesi: Medya ve günümüzde sosyal medya mecraları sadece gençlerimizin değil tüm yaş gruplarındaki insanlarımızın kültürel ve dini bilgi edinimlerinde büyük bir öneme sahiptir. Lakin günümüz popüler kültürün etkisiyle medya içeriklerinde dini konulara daha az yer verilip gençlerin ilgisini çekecek kaliteli dini programlar ve içeriklerinin yeterince sunulmaması bu sıkıntıyı/sorunu daha da bir katmerleştirmektedir.

4.Seküler ve Modern (!) Yaşam Fırtınasına Kapılmak: Modern (!) yaşam tarzları, seküler değerlerin baskın hale gelmesi ve “bireyci yaşam” anlayışı, dini ve manevi değerlerin arka planda kalmasına neden olmuştur. Bu süreçte, her yaştan insanımız arasında dine/maneviyata yönelik ilginin azalmasına, “ezanın anlamı” gibi temel dini bilgilerin unutulmasına yol açmaktadır.

5.Teknolojik Bağımlılık ve Materyalin Yanlış Kullanımı: İnsanımız ve hususiyetle de gençler arasında “internet ve sosyal medya” kullanımının artması, dini bilgiye ulaşımı kolaylaştırsa da bu platformlarda yayılan “yanlış bilgiler” ve “dini değerlerden uzak içerikler” gençlerin dikkatini dağıtmakla kalmayıp maalesef ortadan kaldırmakta ve yok etmektedir. Bir de din eğitiminin yerine, eğlence ve popüler kültür odaklı içeriklerin tercih edilmesi, dini bilgi eksikliğini artırmaktadır.

Bu tespit görüşlerinden sonra çözüm önerilerimiz illa ki olacaktır ve aslında çare yukarıdaki sıraladığımız şeylerin ıslahı ve doğru mecrada ilerlemesini sağlamaktan geçmektedir.

1.Ailelerde Dini Eğitimin Güçlendirilmesi: Ailelerin çocuklarına dini bilgileri daha bilinçli bir şekilde aktarması için kamu kurum ve kuruluşlarda devlet eliyle eğitimler düzenlenmelidir. Özellikle ezan gibi temel dini konuların çocuklara erken yaşlarda öğretilmesi sağlanmalıdır.

2.Eğitim Sisteminde Baştan Sona Reformlara Gidilmeli: Din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinin içeriği güncellenmeli, ezan ve diğer temel dini konular daha kapsamlı bir şekilde ele alınmalıdır. Bunun yanında, dini eğitimin daha ilgi çekici ve interaktif yöntemlerle verilmesi sağlanmalıdır. Öğrencilerin sadece ezber yapmaları değil, dini kavramları anlamaları hedeflenmelidir. Hurafelerden uzak ve inanç temelli sahih bilgilerle bezenmiş bir eğitim güncellenmesine gidilmelidir.

3.Medya ve Sosyal Medyada Doğru ve Sahih Dini İçeriklerin Artırılması: Gençlerin ilgisini çekebilecek kaliteli dini içerikler üretilmelidir. Televizyon, internet ve sosyal medya platformlarında İslam’ın temel konularını açıklayan, gençlere hitap eden içeriklerin sayısı artırılmalıdır. Ayrıca, popüler kültürün etkisindeki gençler için cazip olacak formatlarda dini programlar hazırlanmalıdır.

4.Toplumda Dinî Hassasiyetin Yeniden Canlandırılması: Toplumsal faaliyetler ve etkinliklerle dini bilincin canlandırılması sağlanabilir. Özellikle gençlere yönelik düzenlenecek seminerler, konferanslar ve atölye çalışmalarıyla dini bilgi ve bilincin artırılması hedeflenmelidir. Bu etkinlikler, gençlerin dini kavramları anlamalarına ve günlük yaşamlarında uygulamalarına yardımcı olabilir.

5.Teknolojinin Tekno-Kültürel Edebe Uygun Doğru Kullanımı Sağlanmalı: İnternet ve sosyal medya platformlarında gençlere yönelik din eğitimi sağlayan uygulamalar ve programlar geliştirilebilir. Din eğitiminin önemi gibi temel konularda bilinçlendirme kampanyaları düzenlenerek, gençlerin doğru bilgiye ulaşmaları sağlanmalıdır. Ayrıca, dijital platformlarda yayılan yanlış bilgilerin önüne geçmek için dini içerikli kaliteli kaynaklar sunulmalıdır.

Nihayetinde dostlar, ezan gibi onlarca kavram, İslam’ın en temel sembollerinden ve konularından olup bunları bilmeyen bir gençliğin yetişiyor olması, toplumumuzun dini ve kültürel yapısı açısından ciddi bir sorundur. Bu sorunun çözümü için aileden başlamak kaydıyla, eğitim sisteminin toptan ıslahı ve reformu gerçekleştirilip, medya ve toplumsal bilinçlendirme alanlarında da köklü değişikliklere gidilmelidir. İnsanlarımızın dini bilgileri anlamaları ve içselleştirmeleri, güçlü bir dini ve kültürel kimliğin oluşması için vazgeçilmezdir. Bu bağlamda, toplum olarak dini değerlere sahip çıkan ve bu değerleri yeni nesillere aktaran bir yaklaşım benimsenmelidir. Yoksa gitti gidiyor nokta kom, dönülmez akşamın ufkundayım der dururuz.

Kalın sağlıcakla
Gökmen CAN
Eğitimci Sosyolog

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum