Tarihin tozlu sayfalarını aralamak niyeti ile koyulan yollar, yorgunluk nedir bilinmeyen anlar, bıkmadan usanmadan dinlemek istediğim hikâyeler, anılar, tarih kokan yaşanmışlıklar var şimdi önümde. Bu tozlu sayfalara karışmış ne kadar bilgi ve belge varsa, yaşanmışlıkların izini tozuna katmayı çok iyi başarıyor. Şair yüreğim toza bulanmak, ize karışmak istiyor. Küçük bir ışık bulmak uğruna çırpınıyor adeta. Aradığım o ışık, kimi zaman karşıdaki tepenin ardında, kimi zaman bir evin fesleğen kokan penceresinde, kimi zaman da tarihi yaşayan bir neferin yüreğindedir.
Yani demem o ki, bir şehri tarih yapan, içindeki yaşanmışlıklar, hatıralar ve tabi ki unutulmayanlar...
Bir gün terk etmek zorunda kalırsanız asli olarak gördüğünüz vatanınızı, kıymeti o zaman anlaşılıyor ruhunuza işleyen dostlukların, sevdaların, hüznün, sevincin ve daha birçok duygunun benliğimizde bıraktığı izleri. O izler ki bizi biz yapan değerlerin baş mimarıdır.
Bazen karanlığın bitmek bilmediği gecelere dalıp giderken, odalara sızan gün ışığını fark etmek için, evlere, odalara sığmayıp, koşar adım güneşle buluşma çabası içinde kilometrelerce yol alırız. Bazen bir düzlük, bazen dağ tepe demeden, bir tarihi dokuya ulaşma çabamızı seyreylemek üzere, çetin yollar aşarız...
Kıymetli okurlarım, 01 plakayı yazmak öyle kolay bir şey değil, bu böyle biline!
Bu kez yol nereye gider şair? Dediğinizi duyar gibiyim. Yolculuk başlasın o halde. Medeniyetler şehri olarak bilinen, kendi küçük yüreği büyük bir ilçe olan KOZAN’A doğru.. .
Geceyi gündüze katarak gezmiş de olsam, hep bir tarihi mekânı gözden kaçırma korkusuyla dolaşıyorum şimdi bu nahif, pencerelerinden çiçek kokusu, tarih dokusu yayan evlerin arasında. Şimdilerde parke taşı döşenmiş olsa da yollarına, tarihinden bir şey kaybetmemiş kozan sokakları. Amacımız tarihi yaşatmaktır yazmak değil desek de, mutlaka en yakın yetmişli, seksenli, doksanlı tarihlerin adını anmadan olmuyor elbette…
Bir yere kadar yorulan dört teker atar bizi üzerinden ve emanet eder kalan mesafeleri insanoğlunun ayaklarına… Her şey bir sevda uğruna deyip başlıyorum tırmanmaya…
Bir şehrin en tepesine doğru yol alırken, geçmişe doğru da yol alıyor hayallerim. Bir gider, bir gelir dünü güne ekleme çabasıyla susmaz bir türlü konuşan dilim. Olmuşları, ölmüşleri çokça yâd edip, olacaklara ve öleceklere daha fazla ilerler meraklı hallerim.
Haydi, o zaman, kapıları teker teker aralayalım...
Sis Kalesi (Kozan Kalesi)
Kozan İlçe merkezinde, tüm yollara ve ilçeye hâkim bir tepe üzerinde bulunan Kozan Kalesi, etkileyici bir manzaraya sahiptir. Yapısal görünümünde göze çarpan yıpranmalar olsada oldukça sağlam kalarak günümüze kadar ulaşmış olan kalenin tepesine kadar araçla tırmanmak nasip oldu. Hristiyanlık için büyük önem taşıyan bir manastırın ve ünlü destan kahramanı Kozan'ın fethine katılmış, bir müddet Kozan'da yaşamış olan Battal Gazi’nin hapsedildiği zindanın ve Trabzon ilinde bulunan Sümela manastırını andıran keşiş mağarasının da burada bulunduğu kalemizin, yerel işletmesine ait mütevazı ortamı, muhteşem manzaralı kafesinde yöresel melengiç kahvesini yudumlarken tarihin derinliklerini hayal edip durdum hep.
Kalenin ne zaman ve kimler tarafından inşaa edildiği net olarak bilinmese de, bazı kaynaklar Asurları, bazıları da Hititleri gösterir. Kalede inşaa edilmiş olan 44 kule ve burcun hala ayakta olduğunu görebiliyoruz. İç kale olarak bilinen bölgenin de varlığı kendini koruyabilmiş o
günlerden bugünlere. Çok derinlere inemesem de 30 - 40 basamak merdivenle inilen mahzenler, gizli yollar, birbirine bağlanan kapılar tarihin kokusunu hissettiriyor benliğime. Ayrılmak zor geliyor kaleden, çıktığım bu tepenin ardındaki tarihi ışığı fark edince. Hisli hisli tırmandığım bu yolları şimdi sisli sisli iniyorum yavaştan...
Ve şehre doğru uzuyor yollar...
Kale yolu boyunca şehri izliyorum parke döşeli taşlar üzerine basarak. Ahşap ve taş konaklar dikkatimi çekiyor. Bir kapı tokmağı çalma arzusu beliriyor içimde...
Arıkan Konağı ( Nam-ı diğer Yaverin Konağı)
Kapı tokmağı çalındı. Ardına kadar açılan kapının eşiği selamlarken bizi, biz de geleneksel Türk mimarisinin önemli örneklerinden biri olan konağı selamlıyoruz. Şadırvandan akan su sesi eşliğinde alıcı gözle incelemeye koyuluyoruz tarihi konağı. Şiir gibi geliyor her bir kare. Kozan Kalesi’nin eteklerinde ilçeyi tepeden gören bir noktada bulunması, Çukurova’ya özgü güney cepheli ev geleneğini taşıması, tarihi motiflerin hafif tonda çalan bir türkü eşliğinde duygulu bir naz bırakması da kaçınılmaz oluyor. Zemin katı taştan olan binanın birinci ve ikinci katlarının ise ahşaptan yapıldığını görüyoruz. Bahçesinin etrafı yüksek duvarlarla çevrili olan yapının kemerli kapısı hemen göze çarpıyor. Balkonları ve odalarının döşeniş tarzı ve eşyalardaki ayrıntılarıyla ziyaretçileri geçmişe götüren bu yapı, en son 2006 yılında restore edilmiştir. Eskiden Yaverin Konağı olarak bilinen bina, günümüzde kafe restoran ve butik otel olarak hizmet vermektedir.
Namaz vakti girince, edaya hazır secdeler, rükûlar, kıyamlar var elbet. Bir Beytullah arayışında iken, maneviyat dolu bir camiden yükselen ezan sesi ile adımların yönü değişiyor. Ezan sesi işliyor yüreğimize, çepeçevre sarıyor benliğimizi... Ne hoş bir isim vermişler sana ey camii, bilirim ki kapıların ardına kadar açık beklersin bizi...
Hoşkadem Camii
Köksal Sokak burası... Hoş bir sadâ ile anılan, maneviyatı bol, yürekleri bir hoş eden, Hoşkadem camii. Gezi sırasında fark ettiğim bir şey var ki, oda, yapıların birbiriyle bütünlük sağlamış olmasıdır. Memluk sultanı Emir Abdullah Hoşkadem tarafından 1448 yılında yaptırılan cami, Osmanlı döneminden bugüne yardımların vakfedilmesi ve bakımının düzenli olarak yapılması sayesinde ve günümüze sağlam bir şekilde ulaşmıştır. Bizi dikdörtgen olarak planlanmış kesme taşlarla örülü bir yapı karşılıyor. Çimento ve demir kullanılmadığı halde sağlamlığını koruyan, Osmanlı döneminde ise Cami-i Kebir olarak bilinen bu cami, halk arasında Büyük Cami olarak bilinmektedir. Kılınan vakit namazının ardından bir manevi atmosferle daha vedalaşıyorum huzurla...
Tarihi Kozan Evleri
Geleneksel Türk mimarisinin en güzel örneklerini taşıyan onlarca evin bulunduğu sokakları adımlamaya başlıyorum. Bölgenin sıcak ikliminin etkisi taş işçiliğini öne çıkarıyor. Sıcak memleket Çukurova’da yapıların taş olması yazı serin geçirmeyi sağlıyor. Yine Türk kültüründe misafirperverliğin önemini gösteren İbrik kabartması, kapılardaki süslemeler, balkonlar dikkat çekiyor. Her bir yapının farklı bir özelliği öne çıkmaktadır. Yapılar özellikle kale çevresinde yoğunlaşmaktadır. Bu evlerden bazıları özellikle ün kazanmış olanlar; Muhtar Hacı’nın Konağı, Gökçeliklerin Konağı, Kuyumcuoğlu’nun Konağı, Çamurdanların Konağı, Hayribey Konağı, Fermanoğlu Konağı, Hacı Ağa Konağı, Arıoğulları Konağı gibi eski ve köklü ailelerin yaşadığı konaklar göze çarpıyor. Son zamanlarda birçok konak restore edilerek kamu kurum ve kuruluşlar adına faaliyet göstermektedir.
Tarihi Roma Köprüsü
Merkeze doğru ilerlerken boynumda asılı fotoğraf makinesi, elimde not defteri ve kalemle bir sağa bir sola bakınırken yaşı baya ileri bir amcamız, “ Turist misin sen kızım” diye sesleniyor. Gazeteciyim, yazarım diye cevap veriyorum. Köprüyü de yaz diyor. Kısa bir muhabbetin ardından köprüye doğru yol alıyorum. Kozan İlçe merkezinde doğu batı doğrultusunda yer alan köprü, eskiden Adana’yı Kozan’a bağlamaktaydı. Tam olarak ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmeyen köprünün mimari tarzına bakılırsa Roma İmparatorluğu döneminde inşa edildiği tahmin edilmektedir. Köprünün üzerinde bulunan kitabeden 1776 yılında Osmanlılar döneminde tamirat gördüğü anlaşılmaktadır. Trafiğe kapalı olan, yaya yolu olarak kullanılan köprünün tarihi yapısı, Kozan ilçesini süsleyen bir yapıttır tarih severlerin nazarında. Canım amca ne güzel bir şeye vesile oldun. Orada teşekkür ettim ama gazetemizden de selamlayayım seni. Teşekkürler güzel insan.
Kozan ilçe merkezinde uzunca bir yürüyüş bedenim içim yorucuda olsa, yüreği tarihe susayan bir nefer için sükûnet dolu bir gezi haline geliveriyor her an. Sokaklardan yükselen insan sesi, caddelerden taşan korna sesleri, havanın tatlı soğuğu, kuşların neşesi haz veriyor kalemimize, renk katıyor yazma sevdamızın en özel haline. Tarihi çarşı, hamam, sinema salonu, küçük cami ve dahası selama duruyor bu sevda karşısında. Yazmakla bitmez dediğimiz noktalardan birindeyiz yine...
Ve ilçeye dair dörtlükler dökülür dilimden tarihi sokakların arasında;
Kozan dağı çatal matal
Arasında aslan yatar
Ünü büyük Kozanoğlu
Kürk giydirir, at bağışlar
Çıktım Kozan'ın dağına
Karı dizleyi dizleyi
Yaralarım göz göz oldu
Hekim gözleyi gözleyi
Kara çadır is mi tutar
Altın tabak pas mı tutar
Kozanoğlu ölmeyinen
Avşar kızı yas mı tutar
Vedalaşmak zor geliyor bu güzelliklerden. Kozan barajına ve yaylara doğru yol alıyorum...
Kozan Barajı
Kozan'ın kuzeyinde Kilgen Çayı üzerinde bulunan sulama ve elektrik üretimi amacıyla kurulmuş bir baraj olan Kozan Barajının hemen yola bakan kısmında yerel yönetim tarafından işletilen küçük bir kafe bulunmaktadır. Burada çayınızı veya kahvenizi yudumlarken çam ağaçlarının ve zakkum çiçeklerinin, balık çiftliği görüntüsü eşliğinde şahane baraj manzarasında dinlenebilirsiniz. Baraj gölünde özellikle yaz aylarında yaklaşık 1 saat süren tekne turuyla koyları gezebilirsiniz.
Yaylara giderken yol üzerinde mütevazılığı çoktan bırakmış görsel şölen havasında bir mesire alanı; Dağılcak
Kozan- Feke yolu üzerinde Kozan’a 6 km uzaklıkta bulunan Dağılcak Mesire Alanı, yöre halkı tarafından çok tercih edilen bir mesire alanıdır. Kuvvetli bir pınardan çıkan suyun dere olarak aktığı alanda yüksekliği göklere ulaşan yemyeşil çınar ağaçları, etkileyici peyzajı, dereler üzerindeki köprüleri ile piknik ve doğaseverler tarafından tercih edilen bir yerdir. Burada, piknik için kamelya, çeşme, mescit, otopark gibi tüm altyapı imkânları mevcuttur. Tarih kokan ilçe de, dumanlı dumanlı bir piknik için bu vazgeçilmez mekânı tavsiye ederim.
Göç alan ve göç veren kozan ilçemiz her geçen gün büyümekte olup, son zamanlarda il olacağı tartışmaları ile gündemdeki yerini korumaktadır. Son zamanlarda adrese dayalı nüfus kayıt sisteminden alınan verilere göre eski sistemde köy, yeni haliyle mahalle olan bölgeler ve şehir merkezinin nüfus toplamı 132.974’tür.
Yazılacak daha onlarca güzelliklerin var ey güzel ilçem Kozan. Kale, camiler, tarihi konaklar, çarşı, köprü, mesire alanları, yaylalar, baraj ve dahası... Kalemimin oynadığı, dilimin döndüğü âcizane bunlardan ibaret.
Sürç-ü lisan etmişsem affola...
Her bir dokusunu ayrı ayrı ele almak istediğim görseli muhteşem, bağrında tarihi barındıran ilçemizi bir yazıda topluca sunmak az gelecek kıymetli okurlarıma. Bir nebze de olsa tarih bilinci ve duygusunu yaşatmak adına yapmış olduğumuz bu çalışma, siz okurlarımızı araştırmaya ve okumaya sevkeder, daha faydalı bilgilerle karşılaştırırsa ne mutlu bizlere..
Bu duygu ve düşüncelerle başta kozan ilçe halkımıza minnet ve muhabbetlerimi sunarken, siz kıymetli okurlarıma bir tarihi yazının daha sonunda veda ediyorum. Bir başka yazıda buluşmak dileğiyle tarihte ve tarihle kalın, hoşça kalın sevgili okurlarım.
Esra GÜL
YORUMLAR