Sen Allah De!

SEN ALLAH DE!
كانت لقلبى أهواء متفرقة
فاستجمعت مذ راتك العين اهوائ
فصار يحسدنى من كنت احسده
وصرت مولى الورى مذ صرت مولاى
تركت للناس دنياهم ودينهم
شغلا بذكرك يا دينى ودنياى

Kênet likalbî ehvêün müteferrikatün,
Festecme'at mu(n)z raatkelaynu ehvâî,
Fesâre yahsudunî men küntü ehsuduhû,
Ve sırtu mevlelverâ mu(n)z sırta mevlêyê,
Teraktü linnêsi dunyehüm ve dîynehumû,
Şuğlen bizikrike yê dînî ve dünyêyê.

Kalbimin (Nefsimin) çok hevaları (arzuları ve istekleri) vardı, ama gözüm seni gördüğünden (görür gibi ibadet ettiğimden) beri, isteklerim bire (tek'e) indi.
(Yegane arzu ve isteyim sen olunca bu sefer)  hased ettiklerim,beni haset eder oldular.

Seni efendim mevlam ve sahibim baştacım olarak gördükten sonra bu sefer ben bütün insanlara baştacı oldum.

(Bu devlete,bu şerefe,bu izzete ve lezzete ulaştıktan sonra)Ey dinimin ve dünyamın kefili,sahibi ve herşeyim olan Allahım! Senin zikrinle meşgul olduğum için,İnsanların dünyalarını da,(içinde bulunduğum lezzetin, tadın,halavetin çok uzağında olan) dini yaşantılarını da, onlara bıraktım.

Şâir'in"Seni gördüğümden beri" sözünden kasdı yüce Allah ise,"Allah’ı görür gibi ibadet et"manasına gelen müşahedeye,veya "O seni görüyor gibi ibadet et" manasına gelen murakebe hâline ve şuur'una işaret vardır. 

"İnsanların dünyalarını ve dinlerini onlara bıraktım" sözü ise, Yüce Allah'ın zikrini, hele zikrin sultanını(kalbin ve kalıb'ın zikri) yakalama ve yüce Allah tarafından anılma şerefine ve şerefesine ulaşan biri, insanların bitpazarında satılan eşya misali dünyalarını ne yapsın ki, dünyalarını çekiştirmeden,dini yaşantılarını eleştirmeden artık onlara kâl ile değil,hal ile örnek oldum demek istiyor.

Allahım!  Bizleri ve bütün mümin kardeşlerimizi, mübarek adını dâima zikreden nimetlerine şükreden, Kur'an- kerim ayetlerini,kevnî ve enfusî ayetlerini tefekkür ve tedebbür eden,mübarek zat'ın tarafından anılma şerefine eren kullarından eyle,Âmîn.