Ni'meti Takdir Ve Kanâat

Ni'meti Takdir Ve Kanâat
آن كس كه زچرخ نيم نان دارد
وز بهر مقام آشيانى دارد
 نى طالب كس بود نه مطلوب كسى
گوشاد بزى كه خوش جهان دارد
Ân kes ki ziçerh nîm nani dared,vez behri makamı âşiyâni dared,
ne talibi kes buved ne matlubî,gûşâd bizi ki hûş cihan dared.

Şu dünyada yiyecek yarım ekmeği olan, oturmak için de bir yuvası bulunan, hiç kimseden bir şey istemeyen ve bir şey beklemeyen,kimseye de borcu olmayan bir kimse için şunu de(diyebilirsin): Zevkinle yaşa,ne hoş ne kadar da güzel bir hayatın var.

Şaka da değil, bazıları belki bir çokları böyle yaşamış, bugünün dünyasında bile birçok ülkede bir kesim ve bir kısım insanlar bu durumdalar, yaşadıkları hayatlarından da  memnun, kadere ve kazaya sitem etmiyorlar Yüce Allaha teslim olmuş hallerinden şikayet etmiyorlar.

Bir lokma bir hırka ile geçinelim demek istemiyorum,olamayız da, ama böyle olanlara
saygı duyalım ve kanaatkâr oluşlarını, ni'metleri takdir ettiklerini,takdir edelim.

O'na salât ve selâm olsun Rasulullah Efendimiz bu hususta şöyle buyurur:
"Sizden kim sabahlar da malı canı ırzı güven içinde, bedeni sağlıklı ve bir günlük yiyeceği de varsa,sanki bütün dünya onundur"
Tirmizi Hadis no;2346

Hz Ali r.a bir ağacın altında oturuyordu,  yanında çamuru dibe çökmüş bir su ve kavrulmuş biraz un vardı, şöyle seslendi: Allah'ım! Ne güzel bir gölge! Yanımda su var, un var, bana verdiğini sultanlara bile vermedin sana şükrediyorum.

Sahabi'in biri bir gün işten eve geliyor hanımı cübbesini alıp katlıyor bakıyor ki kocası biraz üzgün ve yorgun ona diyor ki: Bir derdin mi var, eğer bu derdin varsa ve bu dert ahiret derdi ise, Allah derdini arttırsın zira âhiret derdi şerefli bir derttir ve hazırlık yapmayı gerektirir, yok derdin dünya ve geçim derdiyse üzülme üç günlük dünya için üzülmeye değmez.

Evet bizden önce ve günümüzde, biz farkında olmasak da böyle yaşayanlar vardır.

Yüce Allah'ın nimetlerini takdir eden ve bitmeyen hazine olan kanaati şiâr edinenler vardır.

Allahım! Bizleri, sayılamayacak kadar çok olan ni'metlerini takdir eden, gücünün yettiği kadar hâl ile, kâl ile, kalb ile şükreden verdiğine kanaat eden, senden razı olan senin de razı olduğun kadîrşinas ve şâkir olan Kullarından eyle, Âmîn.