Ahmet Özkan

Ahmet Özkan

İlmin Kaleminden

Ağzın Tadı Bozuk Olursa

29 Kasım 2022 - 03:20

AĞZIN TADI BOZUK OLURSA
قد تنكر العين ضوء الشمس من رمد
وينكر الفم طعم الشهد من
 سقم

Ked tunkir ül aynu dav'aşşemsi min ramadin,ve yünkir ül  femu ta'meşşehdi min sekemin.

Göz, bazen uğradığı bir hastalık sebebiyle (veya yamuk baktığı için yeryüzünün sultanı olan) güneşin ışınlarını inkar edip yok farzediyor. 

(Hasta bir insanın ağzı veya bizzat hasta olan) ağz'ın kendisi hastalıktan dolayı tadı bozuk olduğu için bal'ın tadı bozuktur diye bal'ın tadını inkâr ediyor,tadı bozulmuş diyor.

Hastalık ya bedende, ya akılda, ya da ruh'da olur. Bedendeki hastalıklar uykusuzluk,bir kaza veya buna benzer sebeplerden meydana gelir, akıldaki hastalıklar insana layık olmayan ölçüsüz tasarruf ve hareketlerden meydana gelir, Ruhi hastalıklar ise, insanın yaratıldığı asıl gaye'nin dışına sapması ile meydana gelir.

İnsan da üç unsurdan meydana gelir. Beden akıl ve ruh. Beden topraktan, ruh Allah'ın emrinden olan gaybi bir üfürüş, akıl ise Rabbani bir nurdur ki onunla insan eşyayı idrak eder.İslam dini bu üç unsura hitab eder,iman akla, İslam bedene ihsan da ruha hitap eder.

Ruhun en büyük hastalığı gaflettir, gafet kişinin ne için yaratıldığının farkında olmaması,yarın denecek kadar yakın olan(Haşr Suresi.18) ahirete hazırlık yapmaması aleyhinde olacak şeylerden gafil olması, kendini kuşatan  sayısız nimetlerden habersiz olması, kendisini yaratan Allah'a, yüce Allah'ın gönderdiği elçiye ve indirdiği kitaba karşı lakayt kalmasıdır. 

Bu gaflet, ayrıca insanı  şükürsüz de kılar, şükürsüzlük ve nankörlük ise şeytanın en büyük kozu ve silahıdır.

Kur'anı kerim İblis için şöyle buyurur:
"Ve sen onların çoğunu  şükredenlerden bulamıyacaksın"
A'râf Suresi :16,17 Ayetler.

Bu gaflet, kişiyi dünya ve ahirette kendisine  fayda vermeyecek aksine zarar verecek şeylerle uğraştırır ve ömrünü boş yere geçirmesine yol açar, dünyayı ahirete tercih etmeye sürükler.

Ahireti yok farz edenler veya dünyayı ahirete tercih edenler meşhur alim Hattabi'nin"Risaleler" isimli kitabında naklettiği şu olayı dinlemelerinde fayda vardır.

İbni Semmak Harun Reşid'in yanına girer, Harun Reşit o'na bana vaaz et der,İbni semmak: Ey müminlerin emir'i susuzluktan helak olacak dereceye geldiğinde içecek bir su için ne verirsin, servetinin yarısını verir misin? Harun Reşit hiç tereddüt etmeden evet der,peki o suyu içtin ama çıkaramadım çıkarmak için servetinin geri kalan yarısını verir misin  diye sorar,Harun yine hiç tereddüt etmeden evet der. bunun üzerine İbni Semmâk der ki: O zaman ancak bir içim  su ve bir miktar bevl(sidik) eden dünya'yı ne diye(bu kadar) seviyorsun?

Burada güneş gibi olan hakikatı görmemek ve hakikatın hakiki bal gibi olan tadını almamak bir hastalıktır,bu hastalık, gafletin ve günahların ortaya çıkardığı yamuk bakış ve ağız ile ağızdaki dil'in kontroldan çıkmış olmasıdır.

Allah'ım bizleri ve bütün müminleri bütün hastalıklardan özellikle insanı gaflete götüren, tehlikeye sürükleyen Ruhî hastalıklardan,yakamızı dünya'ya ve satafatına kaptırmaktan  hıfz eyle, koru.Âmîn.

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum