وما من كاتب الا سيبلى
ويبقى الدهر ما كتبت يداه
فلا تكتب بخطك غير شيء
تريد يوم القيامة ان تراه
Ve mê min kêtibin ille seyüblê Ve yübkiddehru mê ketebet yedêhü,Fe lê tektüb bihattike ğayre şey'in Turiydu yevm el kiyêmeti en terâhu.
Her Kâtip (yazar, eliyle bilgisayarla telefonla internetle, gazete dergi kitap ve herhangi bir şekilde yazı yazan kişi) öldükten sonra (bazıları hariç) bedeni toprak olacaktır. Fakat yazdığı şeyler (telefondan, internetten vesaire yerlerden silinse bile amel defterinden silinmeyecek, zaman (Melekler, mekan ve herşeyi yaratan yüce Allah) herşeyi kaydedecek ve bu yazılanlar ve yapılanlar kalmaya devam edecek ve kıyamet günü sahibi ile yüzleşecektir.
O zaman ey yazanlar, ey yazarlar katipler, kitap yazanlar, makale yazanlar dergi yazanlar mesaj yazanlar, program yapanlar ve tüm yazarlar, kıyamet günü amel defterinizde görmek istediğinizden başka hiçbir şey yazmayınız.
Kur'an'ın, sünnetin Rasulullah efendimizin, islam'ın, Mukaddesâtın aleyhinde yazı yazanlara ses ulaşabilse onlara şu denebilir:
Kendinize yazık etmeyin,siz kıyamet günü bu yükün altından kalkamazsınız bu dinin sahibi var Allah ile kimse baş edemez, Kur'an-ı Kerim ve Rasulullah efendimizin hadisleri bize bunu anlatıyor, tarih bunu bize bariz bir şekilde intikal ettiriyor.
Hani o debdebe insanlar? Hani o boyu boynu uzun varlıklı insanlar? Neredeler? Yok olup gittiler! Hani Kur'an-ı Kerim'in sesini kısmak isteyenler? Sesleri kesildi, nefesleri tükendi ve çok çetin bir azap onları bekliyor ama şimdi de bir çesit azabın içinde olduklarına inanabiliriz.
Yüce Allah'ın zamanımızda bulunan düşmanları,Kur'an'ın ve İslam'ın düşmanları Rasulullah'ın ve sünnetin düşmanları dolayısıyla şeytanın dostları aynı azap onları da bekliyor. Demek ki bir insan sadece konuştuğundan ve yaptıklarından değil, yazdıklarından da sorumludur, bu hususta Yüce Rabbimiz Şöyle buyuruyor :
"O hiçbir şey söylemez ki yanında çok dikkatli bir gözetleyici olmasın"
Kaf Suresi : 18. Ayet.
Kalem, (yazı) iki dilden biridir ve kalem de emanettir, kalemle yazan kişi, bundan da mutlaka sorulacaktır. Yüce Allah önemine binaen kalemle kasem buyurmuştur; "Nûn. Kaleme ve yazdıklarına yemin olsun ki" Kalem Suresi: 1. Ayet.
Madem kalem bir emanettir ve onunla yazanlar sorumlu, o halde kalemin mürekkebi kurumadan, amel defteri dürülmeden güzel şeyler yazmakta fayda vardır.
Peki, bir insan güzel bir şey yazacaksa niye yazar?
Şunun için:
1- Güzel söz sadakadır onun için yazar; Adî b. Hatem rivayet etmiştir O'na salât ve selâm olsun. Rasulullah Efendimiz bir gün Cehennemden bahsetti mübarek yüzünü buruşturup çevirdi ve 'Ateşten korunun!" buyurdu, sonra tekrar döndü ve yüzünü buruşturdu, biz zannettik ki ateşe bakıyor. Sonra, "yarım hurma (sadaka vererek) ile bile olsa ateşten korunun, bunu da bulamayan güzel bir söz söylesin" buyurdu. Müslim Hadis no : 1016
2- Din nasihattir düsturundan hareketle nasihat niyetiyle yazar.
3- Çok kıymetli sermayesi olan zamanı değerlendirmek için yazar zira zaman, keskin bir kılıç gibidir; sen onu kesmezsen o seni keser. (İmam-ı Şafîi)
4- Eğer kişi, yalan yanlış veya ahirette sorumluluk getirecek şeyler yazdıysa o yazdığı şeyleri affettirmek için yazar, zira Rasulullah Efendimiz bir hadisi Şerifte: "Bir seyyie (kötülük) yaptıysan arkasında bir hasene (iyilik) yap ki bu onu yok etsin" Tirmizi Hadis no : 1987.
Ayrıca her organın ayrı ayrı tövbesi mevzubahis ise -ki böyledir- o zaman yazan parmaklar İslam'a göre yazılmaması gerekeni yazmışsa bunların tövbesi güzel şeyler yazmak iledir.
Özetle diyebiliriz ki:
Eğer bir şeyler yazılacaksa, bu ve daha yazamadığımız başka güzel niyet ve sâiklerle yazılır çünkü "Kim zerre miktarı hayır yaptıysa onun (karşılığını) görür, kim de zerre miktarı kötülük yaptıysa onun (karşılığını) görür." Zilzal Suresi: 7,8 Ayetler.
Bir mümin, bir şeyi yazdığında ondan sorumlu olacağı gibi, o anda hangi niyetle yazıyor ondan da sorulacağına göre, bir şey yazıp çizerken mutlaka niyetin şer'i şerife yani Kur'an ve sünnete uygun düşmesine dikkat etmelidir.
Ey yüce Allah'ım! yaptıklarımızı yazdıklarımızı okuduklarımızı niyetlerimizi rızana muvafık eyle, bizleri ve bütün müminleri lütfunla kereminle mahfuz ve masûn eyle, Âmîn.
YORUMLAR