حاصل عمرم سه سخن بيش نست
خام بدم پخته شدم سوختم
Hâsılı umrem seh suhen bîyş nist,
Häm budem, puhte şüdem, sûhtem.
Ömrümün özeti şu üç sözdür:
Hamdım, Piştim, Yandım.
Celaleddin-i Rumî (k.s) kendine ait olduğu bilinen bu beyitte kendi hayatını özetliyor, önce ham olduğunu, sonra piştiğini, sonra da yandığını söylüyor, söylüyor ama, 66 yıllık ömrünün kaç yılı ham, kaç yılı pişmiş kaç yılı yanmış meçhuldur. (en azından bize meçhul)
Şurası kesindir ki insan doğduğu zaman genelde pek bir şey bilmiyor, hem ham ve hem de acemi'dir.
Yüce Allah bir ayette şöyle buyuruyor:
"Sizler hiç bir şey bilmez durumdayken Allah sizi analarınızın karnından dışarı çıkardı,şükredesiniz diye size kulaklar, gözler, kalbler verdi " Nahl Suresi: 78.Ayet
Doğuştan itibaren ham ve acemi olan insan (matbû' ve mesmû') akıl ile kesbi ve bazılarına göre vehbi ilimle, kendi gayreti ve hayatın her türlü tecrübesi ile ve tüm bunların üstünde yüce Allah'ın muvaffakiyeti ile tecrübe kazanıp olgunlaşıyor, hantallık ve acemilikten kurtuluyor.
Yüce Allah'ın yardımı ile bu insan, kâmil oluyor ve kutup yıldızı misali kendi gibi olan insanlara yol gösterir hale geliyor ve pişip olgun hale geliyor.
Pişip olgunlaşma safhası, hayatın en önemli, verimli olan safhasıdır. Hattâ indirilen bütün kitaplar, gönderilen tüm peygamberler ham ve acemi olan insanı olgun ve usta yapmak icin indirilmiş, gönderilmiştir.
Bize göre konuşalım: Bir müslümanın olgun, yetkin olması, kendine, ailesine çevresine ve ümmete faydası, indirilen Kur'an ve gönderilen Peygamber ile olan ilgi ve alakası, bu iki ana kaynak hakkında bilgive birikimi, bu iki kaynağa olan ittibâ'ı ile orantılıdır.
Celaleddin-i Rumî'nin bahsettiği ve hayatının son safhası olan "yanma"safhası, bizim boyumuzu aşar ancak, bu safhayı yaşayan insanların bir kısmı aşk ile yanıp tutuşmayı bülbül'ün gül'e olan aşkı misali dile getirebilmiş kimi de pervane'nin ışığa olan aşkı misali yanıp tutuşmuş ama, ses ve nefes çıkarmamıştır.
Her iki kesimi takdir ediyor ve imreniyoruz ve herşeyin sonsuz güç ve kudret sahibi yüce Allah'ın tasarrufunda olduğuna inanıyoruz.
Tasavvuf tâifesinin piri olan Cüneyd-i Bağdadi'nin (k.s) bir soruya verdiği bir cevap ile kısa yazımızı bitirelim:
Hocam bazısı cezbeye düşüyor, bağırıyor, coşuyor ama sende bu anlamda niçin bir şey göremiyoruz?
Buyurmuş ki:"
Dağları görür, onların durduğunu sanırsın; oysa bulutlar gibi hareket ederler" Neml Suresi : 88. Ayet
Allahım! bizlere ve bütün mümin kardeşlerimize her anlamda olgunluk, iç ve dış huzuru Kur'an ve sünnete ittibâ' nasîb eyle. Amin.
Ahmet ÖZKAN
Emekli Müftü
10 Şubat 2025 P.tesi
YORUMLAR