Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ile Hasbihal Yazı Serisi - 6
Eğitimden kasıt terbiye etmektir. Terbiye ise Rabb'in istediği doğrultuda adam yetiştirmektir. Yani terbiye kavramının kökeni Rabb'e dayanır. Rabbi bilmek için ise evvela kendini bilmektir. Yani kendi nefsini terbiye etmektir.
Biraz geçmişe gidecek olursak Sultan 2. Mahmut ve sonrasında Meşrutiyet döneminde batılılaşma başladı ve gittikçe hız kazandı. Eğitim de bu batılılaşmanın getirdiği sekülerleşme ve dünyevileşmeden payını aldı.
Özellikle Cumhuriyet döneminde yüzünü batıya dönen Türkiye, batılılaştıkça eğitim ve kültürde battı, çöktü. Çöken ahlaktı, terbiyeydi, aidiyet duygusuydu. Bunların yerini ise ahlaksızlık, teşhir, aşağılık kompleksi, öğrenilmiş çaresizlik ve menfaate dayalı yarış aldı.
Ders kitaplarının tevhid yerine seküler, dünyevi ve hatta fiilin olup failin Allah olmadığı bir içerikte yazıldığı, öğretmenlerin sadece ezbere dayalı YKS sınavıyla alınıp seküler yüzyıl öncenin pedagojik formasyonuyla eğitildiği, okullarda kız ve erkeklerin birlikte okutulup özgüven, özsaygı, sosyal yönlerinin bastırılıp, farklı öğrenmelerine rağmen karma eğitime tabi tutulduğu ve nice cinsel istismara maruz bırakıldığı, eğitim kademesi arttıkça inançsızlığın arttığı, okuyan öğrencilerin ciddi bir oranının okuduğu okulla alakalı bir meslek kazanamadığı, zorunlu eğitime tabi tutulduğu için meslek kazanım kritik yaşını kaybettiği, okullarda toplumsal cinsiyet eşitliği safsatası sebebiyle eşcinselliğin hızla yayıldığı, ezber teste dayalı sistemle gençlerin mantık ve muhakemesini çökerttiği ve daha nice sorunların olduğu eğitim sistemimizde eğitimi zorunlu kılmak akıl kârı değildir. Bu durumda zorunlu eğitim sorunlu eğitimdir.
Oysa gençlerimize inanç, ahlak, Maneviyat, kimlik, kişilik, meslek, karakter, değerleri kazandıracak bir eğitime kim hayır diyebilir?
Eğitim anaokulda yani okul öncesinde zorunlu olmamalıdır. Okul öncesi yaşta anne baba kendi çocuğunu yetiştirme fırsatı bulmalıdır. Bu yaş her alanda kritik öneme sahiptir. Ayrıca diyanetin 4-6 yaş Kur'an Kursu" için de bu yaş önemlidir. İlkokul temel ahlak, maneviyat, okuma yazma, temel matematiğin verildiği yer olmalıdır. Meslek ortaokulları açılmalı ve ortaokullardan itibaren mesleki eğitim başlamalıdır. Diğer taraftan ortaokul itibarı ile açık öğretim hakkı verilmelidir. Lise yine mesleki ve açık olmak üzere iki yönlü devam etmelidir. Üniversiteyi ise gerçekten okumak isteyenler bölüm seçimi öncesinde mülakat ve yetenek testleri yapılarak herkesin her mesleğe gidemediği bir sistem geliştirilmelidir.
Böylece okumak isteyen okur. Okumak istemeyen ise mesleğe yönelir. Terbiye ve ahlak da toplumda artacağı için daha huzurlu bir toplum ve kalkınmış bir Türkiye'de yaşama şansımız olacak.
Zorunlu eğitim sebebiyle disiplin suçları artmakta ve okumak isteyenlerin de hakkına girilmektedir. Devlete ciddi yük olmaktadır. İlkokuldan sonra açık öğretim hakkı verilmelidir. İsteyen açıktan okusun isteyen örgün. Bu da demokratik bir haktır. Nitekim dünyada ev okulu hızla yayılmaktadır.
Özetle;
Neslimizi fıtrat üzere yetiştirmeyen bir eğitim sisteminde zorunlu eğitim devam ettirilmemelidir. Meslek kazandırmakta çok kısır olan ve meslek kazanım pedagojik yaşını da oyalayarak kaybettiren zorunlu eğitim kaldırılmalıdır. Devletin parasını boşa harcatan zorunlu eğitim kaldırılmalıdır. Seküler adam yetiştirip gençlerimizi kendi inanç ve değerlerimizden koparan zorunlu eğitim kaldırılmalıdır.
Nesli İhyâ Medeniyeti İnşâ mefkûremize ulaşmanın yolu fıtrat eğitiminden geçmektedir. Hep birlikte fıtrat doğrultusunda bir nesil yetiştirmeye gayret etmeliyiz. Rabbim bize bunu nasip eylesin.
Adnan Kalkan
[email protected]
Twitter: @adnankalkan01
YouTube: Adnan Kalkan
YORUMLAR