Mü'minlerden öyle erler vardır ki, (o gün) Allah'a verdikleri sözde durdular. Öyle ki onlardan kimi adağını yerine getirdi (şehîd oldu), kimi de (şehîd olmayı) bekliyor! Fakat(onlar) hiçbir şekilde (verdikleri sözü) değiştirmediler (Ahzâb Sûresi 23).
Şehadet Bir çağrıdır nesillere, çağlara...
İslam geldiği günden itibaren sürekli adaleti, iyiliği, güzelliği tavsiye ederken şeytan ve avaneleri sürekli buna karşı çıktılar. Mantık çerçevesinde düşündüğünüz zaman “sizin iyiliğinizi isteyenle neden mücadele edersiniz ki?” Kör ideolojilerin ve saçma sapan fikirlerin eseri olanlar ya da ahiretini bırakıp dünyasını mamur etmeye çalışanlar kör, sağır ve kalbi taşlaşmışlar, sürekli İslam'la mücadele ettiler. İslam ise değil sadece dünyalarını, ahiretlerini dahi kurtarmaya çalışıyordu. Nitekim, Müslümanlar yalnız dünyaya değil ahirete kadar uzanan bir huzurun temsilcileridir.
Tarih boyunca tebliğ ve irşad vazifesinde bulunanlar, zalimler tarafından işkenceye maruz bırakılmışlardır ve işkence ile yetinmeyip şehit edilmişlerdir. İslamiyet'in bu geniş ufku Müslümanların da canını, malını, ailesini, evladını feda etmesine vesile olmuştur. Fakat bu fedakârlık öyle basit bir fedakarlık değildir. Allah kendi yolunda can verenlere “Şehadet makamı” vad etmiştir. Öyle ki cennete girdiklerinde tekrar çıkıp 10 kere daha şehit olmayı arzu eden sadece şehitlerdir. İşte Şehadet böyle yüce bir makamdır. 3 günlük dünya'yı ebedi bir saadete dönüştürme yoludur Şehadet.
1948'den beri İsrail, Filistinli kardeşlerimizi akla gelmeyecek işkencelerle şehit etmişlerdir. Ne İsrail batıl inancının esaretinden kurtulup bu işkencelerden vazgeçmiş ne de en büyük şerefi şehadet kabul eden Müslümanlar bu davadan vazgeçmiştir. Sayısını bilmediğimiz kadar şehit verilmesine rağmen Filistinli Mücahitler davalarını devam ettirmektedirler.
Bu mücahitlerden biri de İsmail Heniyye idi. Ne mutlu ona ki kendinden önce değil ailesini denebilir ki sülalesini şehit göndermiştir. Vakarıyla, duruşuyla, ilmiyle, Müslüman kimliği ile tam bir dava adamı… Akrabalarının şehadetini haber aldığında “benim çocuklarımın kanı Filistinli kardeşlerimin kanından daha değerli değildir” diyecek kadar büyük bir dava adamı... Akla hayale gelmeyecek komplo ve saldırılarla nice Filistinliyi şehit eden Terör devleti İsrail, bütün Hamas liderlerini öldürmeye yönelik açıkça beyanatta bulunmuştu. Şimdi İran gibi bir devlette İsmail Heniyye’nin şehit edilmesi birçok yorum ve fitneye belki sebep olacak, lakin gerçek şu ki kendisi en büyük makama şehadete ulaşırken, davasını yürütenler kafirlere karşı kinini diri tutup mücadelesini daha da artıracaklardır.
Gerek Mücahitler gerekse mücahitleri destekleyen bizler, şehadet gibi hepimizin arzu ettiği büyük bir makama ulaşan kardeşlerimizin değil davasından vazgeçmek, çok daha büyük bir gayretle davaya hizmet etmeye devam edeceğimizden şüphe olmasın.
Mücahitler en büyük şeref kabul ettikleri ve uğruna can verdikleri şehadete alışıklar. Her gün nice Filistinli kardeşinin ve Mücahit kardeşinin şehadetine şahit olan mücahitler, liderlerinin şehadetinden dolayı asla geri adım atmayacaktır. Emin olun bir yerine, İsrail terör devletine 10 vuracaktır, 100 vuracaktır, 1000 vuracaktır. Bizler ise meydanlara inip, yardımı arttırıp, sosyal medyada bu zulmü paylaşıp, siyasileri harekete geçirerek onlara destek olmaya devam etmeliyiz.
İsmail Haniye vazifesini bu dünyadan tamamlayıp darı bekaya göç eyledi. Ne mutlu ona ki arkasında bu kadar şahit bıraktı. Şimdi sıra bizde, asla pes etmeden desteğe devam etmeliyiz.
Not: Basın ve medya, diline dikkat etmelidir. Batının servis ettiği haber diliyle Hamas lideri “öldürüldü” gibi bir dil kullanmak gaflet ve cehalettir. Nitekim Hamas lideri öldürülmedi, bunu bizzat Allah söylüyor. Hamas lideri “şehit” edildi. Basın ve medyaya çağrımız, Müslümanca bir dil kullanmalarıdır. En azından İslam davasına canını feda eden şehitlerin haberlerini verirken “öldü, öldürüldü” gibi kavramlar yerine “şehit edildi” kavramlarını kullanmalarıdır.
YORUMLAR