Adnan KALKAN | Yazar | Aile Danışmanı

Adnan KALKAN | Yazar | Aile Danışmanı

[email protected]

Sâcid - Şehâdet ve Medine Sözleşmesi

26 Temmuz 2023 - 13:26

"Allah yolunda öldürülenler için “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz" ayeti, şehitlerin ali makamını ve Allah katındaki değerini anlatır. Tarih boyunca hak ve batılın mücadelesi sürmüştür. Bu mücadele bazen savaş meydanlarında Malazgirt'te olduğu gibi kılıç kalkan ile, bazen Çanakkale'de olduğu gibi top, tüfek ile devam etmiştir. Günümüz ise ideolojiler dönemi olması sebebiyle mücadeleler daha çok fikir düzeyinde olmaktadır. Gerek sosyal medyada gerekse sosyal hayatta hak ve batılın mücadelesi sürmektedir.
Bilinçli, şuurlu, mantıklı insan fikirler düzeyinde mücadele eder. Aciz, kindar, kendini ifade edemeyen ve insan haklarını yok sayan cani insan ise kavga, saldırı, öfke ve hatta bıçak, silah vs. ile mücadele eder. Davası hak olan şiddete başvurmaz. Davası batıl olanın ise elle tutacağı, fikrinin sağlam dayanağı ve argümanı olmadığından dolayı şiddete başvurur. Bu şiddet ve saldırılar ile nice canlara zarar verir, nice yuvaları yıkar ve günahsız çocukları babasız, annesiz bırakır. Tıpkı Sacid Pişgin kardeşimizin küçücük yavrularının babasız, gencecik hanımını kocasız bırakan 73 yaşında, vicdan ve imandan ve hatta insanlıktan nasibini alamamış katil gibi...

Şehadet bir çağrıdır asırdan asırlara... Habil'den tutun, Hz. Osman Ra., Hz. Ömer Ra., Hz. Ali ve hatta Efendimiz'in (asm) göz nurları Hz. Hasan Ra. ve Hz. Hüseyin Ra. ile şehitler kervanı devam etmiştir. Bu kervana 22 Temmuz 2023 cumartesi ikindi namazı kılarken secdede şehit edilen kardeşimiz Sacid Pişgin de katılmıştır.
Sacid (isim anlamı secde eden) kardeşimiz ve HÜDA-PAR Adana il başkanı Salih Demir ağabeyimiz cumartesi günü ortamın sakin olduğu ikindi vaktinde parti binasındaki mescidde namaz kılarlarken sırf kör ideoloji bataklığına batmış 73 yaşındaki kalbi mühürlü, vicdanı çökmüş, secdede adam öldürecek kadar imandan nasibini alamamış bir katil tarafından satırlı saldırıya uğradılar. Sacid kardeşimiz hastanede şehit oldu. Başkan Salih Demir ise yaralı hastanede yatıyor.
Elbette fail belli. Arkasında başka kimler var, onu emniyet ve adalet tespit edecektir. Peki, insanları suça teşvik eden başka kimler var? Suçlu başka kimler?

Şiddeti Yayan Medya
Gerek diziler ve filmlerle insanı insana düşman edip şiddeti meşrulaştıran medya da suçlu değil mi? Kardeşlik şuurunu ortadan kaldıran platformlar suçlu değil mi? Neden muhatap kurumlar bunların önüne geçmez?

Öfke Aşılayan Siyasiler
Mecliste nerdeyse birbirine söven, hakaret eden, kin aşılayan siyasiler suçlu değil mi? Bir kesimi başka bir kesimin kini ile bileyerek seçmeni galeyana getiren, düşman eden siyasetçiler suçlu değil mi? Kendi ideolojisini merkeze alıp diğerine hayat hakkı tanımayan ve hatta kandan beslenenler suçlu değil mi? Konuşmalarında nefret dili kullanan siyasetçiler suçlu değil mi?

Cezaların Caydırıcı Olmaması
Daha önce de Mersin HÜDA-PAR standına saldırı oldu. Bu süreçte Genel başkan Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu "Seçime gidiyoruz, savaşa değil" diyerek sağduyu çağrısı yapmıştı. Eğer o gün yeteri kadar önlem alınsa sizce bu saldırı olur muydu? 3 çocuk babasız, gencecik bir bacımız kocasız, ümmet ise bir yiğit evladını kaybeder miydi?
En azından bundan sonra caydırıcı cezalar için kanunlar yapılmalıdır. Bu tür suçlara karışanlar için tek çözüm kısastır. Rabbimiz kitabında "kısasta hayat var" diyor.
Şiddet kime karşı olursa olsun asla kabul edilemez. Şiddet uygulayan da gerekli cezasını çekmelidir. Bu tür fiilerin asla cezai indirimi de olmamalıdır. Devlet adaletle hükmedip gerekli cezayı vermezse Allah muhafaza insanlar kendisi ceza kesmeye kalkışırsa toplumsal huzur kalmaz. Devlet de aciz düşer. Emniyet ve adalet önemlidir.

Toplumsal Barışın Yolu Medine Sözleşmesi
Bu gün en büyük ihtiyacımız birlikte yaşama kültürüdür. Bunun da en güzel örneği Hz. Muhammed Efendimiz'in (ASM) Mekke'den Medine'ye hicret ettiğinde Yahudi, Müşrik, Hristiyan ve Müslümanların birlikte yaşadığı Medine'de, Medine Sözleşmesini" imzalayarak bir nevi toplumsal mutabakat, barış ve huzur vesikası ile toplumu bir arada tutmuştur. Bu sözleşmeye göre "Medine'ye herhangi bir saldırı olduğunda bütün Medineliler birlikte karşı koyacaktı. Toplumsal huzuru bozan kim olursa olsun Medine'den sürgün edilecekti." Nitekim bu sözleşmeyi çiğneyen Yahudiler Medine'den sürgün edilmiştir. İşte Medine İslâm devleti bu temeller üzerine bina edilmiş ve yüzyıllarca süren medeniyetlerin temelini oluşturmuştu.
Bugün de Medine sözleşmesi misali birlikte yaşama kültürünü edinebileceğimiz yasalara, kanunlara ve bir düzene ihtiyacımız vardır. Fikir düzeyinde tartışmaların olabileceği ama şahsa karşı asla bir saldırının olmayacağı, saldırıyı yapan da kim olursa olsun, gerekli ceza ile karşı karşıya kalacağı bir düzen oluşturulmalıdır. Bunun için gerekli yasal ve sosyal çalışmalar yapılmalıdır. Aksi halde dört tarafı düşmanlarla dolu olan devletimiz ve Anadolu topraklarını uzun süre elde tutamaz ve güçten düşeriz. Kurt iken çakala yem oluruz. Birlikte yaşamak kültürünü edindiğimizde ise Nesli İhyâ Medeniyeti İnşâ mefkûremize ulaşırız.

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum