İnsanlık Vicdanına Gazze Çağrısı: Sen Değilse Kim?
Gazze savaşı gösterdi ki Siyonistler devletlerin başlarına kendi adamlarını yerleştirmişler. Lakin henüz halkı bir bütünüyle ele geçirememişler. Gazze savaşı gösterdi ki batının halkları bütünüyle henüz insanlığını ve vicdanını kaybetmemiştir. Gazze savaşı gösterdi ki vahşi Batı deyimi özellikle devlet yöneticilerini tasvir ediyor. Batının belki de hakiki İsevileri vicdanını korumaya devam ediyor. Çünkü Amerika'nın başkanı ve dışişleri Bakanı ölen insanların özellikle kadın ve çocukların vahşi şekilde öldürülmesini alaycı bir üslupla karşılıyor. Ancak Amerika halkı bir bütün olarak olmasa da, milyonluk Gazze’ye destek yürüyüşü yapabiliyor. Avrupa'nın göbeğinde çok ciddi sayıda insanlar İsrail'i ve destekçilerini, hatta kendi yöneticilerini protesto edebiliyor. Demek ki henüz halk cihetinde batıda insanlık ve vicdan tamamen çökmemiştir.
Diğer taraftan doğuya geldiğimiz zaman, yine Müslüman halklar sokaklara dökülüyor. Protestolar yapılıyor. Ancak yöneticiler cihetinde yine sessizlik var, gaflet var, dalalet var. Bu da yine gösteriyor ki aynı Siyonizm batıya nasıl kendi adamlarını devlet yöneticisi yapmışsa doğuya da aynı şekilde kendi adamlarını yönetici yapmıştır. Yani denebilir ki insanlık haklar cihetinde henüz ölmemiştir, lakin yöneticiler vicdanları tefessüf etmiş, insanlıkları batmıştır ve bitmiştir.
Gazze savaşı tek başına bütün bunları ortaya çıkartmış durumdadır. Ebubekirleri de Ebu cehilleri de ortaya çıkarmıştır. İnsanları da insan görünümlü olanları da ortaya çıkartmıştır. Görünürde mazlum, özünde ise zalimleri de ortaya çıkarmıştır. Nitekim Yahudiler yıllarca Mazlum olduklarını, katledildiklerini öne sürerek insanlığın vicdanını sömürmüştür. Şimdi Gazze savaşı gösterdi ki dünyadaki en vahşi, en katil, en zalim topluluk İsrail'de yaşayan Yahudi topluluğu ve İsrail dışında onu destekleyenlerdir.
Evet, burada henüz vicdanını kaybetmemiş insanlara sesleniyorum! Gazze'de dünyanın en teknolojik silahlarına ve en zalim firavunlarına karşı mücadele veren, insanlığın onurunu, izzetini, şerefini ayakta tutan bir avuç insan ve onların arasında yine bir avuç mücahitler çok zor durumdadır. Özellikle Gazze'nin kuzeyi başta olmak üzere zalim İsrail'in yardımları engellemesi ile ve sürekli bombardımana tutması sonucunda aç kalan ve açlığın vermiş olduğu hastalıklardan ötürü vefat eden kadınlar, çocuklar, yaşlılar, siviller vardır. Sakın sahaları terk etmeyin, sakın meydanları terk etmeyin. Meydanlarda başta zalim yöneticileriniz olmak üzere, bütün insanlığa, insanlığı haykırmaya devam edin.
Vicdanını kaybetmemiş dünya halklarına sesleniyorum! Sosyal medyada yapılan zulümleri paylaşın. Facebook kaldırsa da, YouTube kaldırsa da, Instagram kaldırsa da siz paylaşmaya devam edin. Hesaplarınız kısıtlansa da, kapatılsa da, ne de olsa yeni hesaplar açılabileceği gerçeğini düşünün ve bu zulmü haykırmaya devam edin.
Elbette bu zulüm bir gün bitecek. Elbette zalimler tarihin tozlu sayfalarına karışacak. Elbette mazlum Gazze ve Filistin halkı tarihteki kahramanlık destanlarıyla yerini alacak. Elbette vicdanını kaybetmemiş, insanlığını yitirmemiş biz insanlar, bu savaştan sonra da onurlu bir duruşla hakkın ve hakikatin, mazlumun yanında yer aldığımızı evlatlarımıza şerefle anlatacağız. Hatta torunlarımıza anlatacağız. Peki ya Yahudi mallarını satan hainler ve katiller ne olacak, çocuklarının ve torunlarının gözlerinin içine nasıl bakacak? İsrail'e destek veren işbirlikçi katiller torunların ne anlatacak?
Elbette hak ve hakikat bir gün yerini bulacaktır. O zaman Ebubekirler de, Ebucehiller de hesap verecektir. Peki ya vicdani hesaplarını kim nasıl verecek? Şu anda neredeyiz ve kimi destekliyoruz? Zalimin yanında mıyız, mazlumun yanında mıyız? Bunlar puslu havada belki çok fazla fark edilmeyecek. Lakin yarın pus dağıldığı zaman, yani savaş bittiği zaman, vicdanlar devreye girecek ve eminim psikolojik sorunlar yaşayacak birçok işbirlikçi hain olacak. Ahiret hesabı ise çok daha çetin olacak.
Ey dünyanın vicdanlı milleti! Ben almazsam ne olur ki demeyin sakın. Yahudi’nin bir tek sakızını dahi almak bu büyük katliama ortak olmaktır. Çoğu haram olanın azı da haramdır. Zalimliğin çokluğu, azlığı olmaz. Bu zalimlerin en büyük desteği ekonomik mallarıdır. İsrail şu anda ekonomik olarak çöküş aşamasındadır ve tek kurtuluşu ekonomidir. Dolayısıyla Yahudi ekonomisinin can damarını kesmenin yolu boykottur. Sakın ha geri durmayın. Cep telefonunuzdaki programlarla alışveriş yaparken kontrol edin. Yahudi malları ise sakın almayın. Alırsanız siz de işbirlikçi katil olursunuz.
Bugün Gazze açlıktan kırılmak üzere. Kimin elinden ne geliyorsa, bugün yapmazsa yarın bir anlamı olmayacak. Bugün insanlık ayağa kalkmalı ve bu büyük vahşete, katliama dur demelidir. Hiçbir bahane ve mazeret sunmayarak, Yahudi’nin algı yönetimi ile sus payı şeklinde sunduğu ateşkes şartlarına da kimse kanmamalıdır. Sizin evinizi elinizden alıp sonra kira karşılığı bir odasını size veren birini nasıl hoş görmezseniz, “biz kendimizi muhafaza etmek ve korumak için Gazze’yi kuşattık” diyen İsrail'e de sakın inanmayın. Hamas’a terörist demekle meşrulaştırmaya çalıştıkları vahşete kanmayın. Nitekim Hamas Filistin’in Kuvayı Milliye’sidir. Büyük resmi görmek lazım. Büyük resim ise Filistin'in karış karış toprağının işgal edilip Filistinlilerin yurdundan, evinden kovulmasıdır.
Sakın ben ne yapabilirim ki demeyin. Mikrodan makroya kadar herkesin mutlaka yapabileceği bir şeyler vardır. Bu zulme karşı parolamız şu olmalıdır: Sen değilse kim şimdi değilse ne zaman?
YORUMLAR