Filistin Soykırımı ve İHH İncirlik Konvoyu
Her savaşın bir ahlakı olur, bir yöntemi olur. Lakin süregelen İsrail saldırıları ile 7 Ekim'de başlayan Aksa Tufanı harekatiyle, zulmünü hat safhaya zaten çıkarmış olan İsrail, hiçbir ahlak ve yöntem tanımadan, ele geçirdikleri devletlerin siyasi ve askeri teknolojisi ile birlikte Filistin'de dünyada eşi benzeri görülmemiş bir soykırım başlatmıştır.
İsrail tarihi boyunca hiçbir zaman insani duygular, düşünceler ve davranışlar sergilememiş teröristler grubudur. Tevrat kitabını tahrif ve bertaraf ederek, Talmud kitabına sırtını yaslayıp bütün insanlığı kendine köle olarak gören, kendini ise insanlığın efendisi olarak gören, bütün insanlığın ırzı, canı, namusu, malı, mülkü kısacası her şeyi kendisine helal olarak gören ve bunun için de savaşan ahlaksız, katil bir terör örgütüdür.
7 Ekim tarihinde İsrail zulümlerine karşı “yeter artık” diyen Kahraman Hamas ve İzzettin el Kassam mücahitleri, İsrail’e karşı Ebu Ubeyde öncülüğünde savaşmaya devam ediyor. Dünya tarihinde görülmemiş bir soykırım yapan İsrail'e karşı, yine dünya tarihinde görülmemiş az sayıdaki Mücahit inandığı davasına canını vermek için eşi benzeri görülmeyen bir mücadele veriyor. 1948 yılından itibaren ne inanç özgürlüğü ne ibadet özgürlüğü ne namus ne toprak bırakmayan İsrail'e karşı Müslümanca bir başkaldırı olan Kassam tugayları ve Hamas mücadelesi devam ederken, korkak İsrail hastane, cami, kilise, ambulans, üniversite, okul demeden bombardımana devam ediyor. Taş üstünde taş bırakmayan İsrail terör örgütü, Avrupa ve Amerika'nın başındaki Siyonist uşaklarını da yanına alarak Filistin’i ortadan kaldırmaya gayret ediyor. Oysa inancımız gereği biliyoruz ki nice azlar nice çoklara galebe etmiştir. Yeter ki Ebu Ubeyde öncülüğündeki Kassam tugaylarına dua ve desteğe devam edelim. Elinden gelen maddi yardım, icra makamındakiler fiili yardım, elinden bir şey gelmeyen ise Teheccüd namazlarında akıtacakları gözyaşlarıyla, kanlarını akıtıp şehit olan Gazzeli kardeşlerine yardım etmelidir. Mücahitlere ise “müminin mümine en büyük yardımı dua illedir” anlayışı gereği dua etmelidir.
Diğer taraftan, neredeyse bütün ülkelerin, örgütlerin, birliklerin sustuğu bir zamanda ya da sadece kınamayla sesini çıkardığı bir zamanda, sadece Allah'a güvenen, “malımız olmadığı için canımızı Allah yolunda feda ettik” diyen Kassam tugaylarına Bir yiğit adam olan İHH başkanı Bülent Yıldırım, İncirlik'e varmak üzere İstanbul'dan yola çıkmıştır. Mavi Marmara döneminde zulme sessiz kalmayan yiğit adam Bülent Yıldırım, şimdi belki de en büyük rolünü tekrar oynamak için sahaya inmiş durumda ve bu sefer öyle bir hedefle yola koyuldu ki, Amerika'nın belki de en çok korktuğu başına gelecek. Yeter ki bu Ümmet omurgalı durup inancı gereği Bülent Yıldırım’ın arkasında dursun.
Peki, nedir bu Amerika'nın korkusu ve bu yiğit adamın hedefi? Hatırlarsınız 15 Temmuz’dan sonra Fetö'nün Türkiye'ye iade edilip edilmemesi konusu konuşulurken benim en çok dillendirdiğim konu “Fetö'nün Amerika tarafından Türkiye'ye iade edilmeyişiydi.” Kendimce sebebim ise “Amerika her ülkede Fetö gibi kullandıkları maşalara karşı güven kaybetmek istemeyişidir.” Çünkü Fetö'yü Türkiye'ye verseydi, diğer maşalarına karşı güven kaybedecekti. “Başları dara düştüğünde bizi de satar” düşüncesiyle Amerika'dan desteğini çekme ihtimaline karşın, Amerika Fetö'yü korumak zorunda kaldı. Hatta Türkiye'yi dahi karşısına almış oldu.
Şimdi İHH başkanı Bülent Yıldırım çıkmış ve “bütün ülkelerde Amerikan üstlerine yürüyeceklerini, halkları ayağa kaldıracaklarını” söylüyor. Bu ise Amerika'nın en büyük korkusudur. Eğer gerçekten bunu yapabilirse ve halklar vatanlarına sahip çıkabilirse, Amerika bütün ülkelerden defolup kendi kıtasına sıkışmak zorunda kalacaktır. Bu öyle hafife alınacak bir konu değil. Başkan Bülent Yıldırım bu konuda ciddi bir adım atmış oldu ve bu sadece Türkiye ile de sınırlı kalmayacaktır. Yıllardır Afganistan'da, Irak'ta, Suriye'de kadınlara tecavüz eden, insanları zindanlara atıp işkence eden, petrolleri ve ekonomik kaynakları orta doğudan Amerika'ya götürüp Ortadoğu’yu sömüren Amerika, eğer bu plan tutarsa ciddi darbe yiyecek ve çöküşe dahi geçecektir. Diğer taraftan Amerika halkı dahi başındaki terörist destekçisi Biden’e karşı tepkisini göstermeli ve vatanına sahip çıkmalıdır.
Amerika ve Avrupa halklarına sesleniyorum!
Başınızdaki Siyonist yöneticilere karşı ayaklarının ve bir milli mücadele vererek ülkenizi başınızdaki Siyonistlerden kurtarmaya çalışın. Yoksa onlar yüzünden sizler de çok ciddi anlamda maddi manevi sıkıntılar yaşayacaksınız. Nitekim İsrail ve Siyonizm sadece Müslüman değil insanlığın düşmanıdır. Bunun için Talmud kitabını okumanız yeterlidir.
Biz Müslümanların anlayışı, savaş meydanında olmadığı sürece değil insana değil hayvana bitkiye dahi zarar veremeyiz. Ama savaş meydanına çıktığı takdirde ölüme eğlenerek, gülerek gideriz. Başınızdakilerin dünya ve içindekileri sevdiğinden çok daha fazla, biz ölümü seviyoruz. Çünkü biliriz ki ölüm bizim için bir son değil tam tersine asıl vatanımız olan cennete açılan bir kapıdır. Biz biliyoruz ki Siyonistlerin asıl amacı Türkiye'de dâhil olmak üzere Arz-ı Mevud’tur. Bu amaçla bu alanda olan bütün devlet topraklarını ele geçirmeye çalışmaları asıl hedefleridir. Onun için söz konusu bütün devletler bir olması gerektiği gibi yani sıra kendisine gelmesini beklememesi gerektiği gibi, dünyayı üçüncü dünya savaşına sürüklemeye çalışan, başta İsrail terör örgütü olmak üzere, buna destek veren bütün devlet yöneticilerine karşı mücadele vermelidir.
Bütün dünya halklarını, başlarındaki Siyonistlere karşı harekete çağırıyorum. Bütün devletler başındaki Siyonistlere karşı Milli mücadele vermelidirler. Kendi devletini Siyonistler değil kendi elleriyle yönetme hakkını elde etmelidirler.
Son olarak İHH başkanının başlatmış olduğu İncirlik üssü konvoyuna başta Adanalılar olmak üzere çevre iller ve imkânı olan herkes destek vermelidir. Biz Adana'da canla başla hazırda bekliyoruz. Devletimizin de fiilen icraatlerde bulunmasını beklerken, Sayın Cumhurbaşkanımızın “haydi” dediği anda şehadete koşacak olan bizler, sıra bize gelmeden bir vatan savunması olarak Filistin soykırımını sonlandırmak için hazır bekliyoruz. Nitekim Filistin “Sultan Abdülhamid han dedemizin bize mirasıdır.” Biz de dedemizden kalan mirasımıza canımız pahasına sahip çıkacağız. İnancımızda da yer aldığı gibi İsrail terör örgütü eninde sonunda cehennemin dibini boylayacak ve özgür Filistin, özgür Kudüs’te bizler saf saf namaz kılacağız.
Makalenin İngilizce Versiyonu
Adnan Kalkan
[email protected]
Twitter: @adnankalkan01
YouTube: Adnan Kalkan
YORUMLAR