Reklam
Adnan KALKAN | Yazar | Aile Danışmanı

Adnan KALKAN | Yazar | Aile Danışmanı

[email protected]

Türkiye'de Eğitimin Sorunları ve Çözümleri: İmhadan İhyâya

27 Nisan 2025 - 19:09

 İmha eden eğitimden ihya eden eğitime geçiş için daha fazla geç kalınmamalıdır. Sadece sınav odaklı değil, hayat odaklı eğitim sistemi geliştirilmelidir.

 
Türkiye'nin geleceğini belirleyecek en kritik alan hiç şüphesiz eğitimdir. Ancak eğitim sistemimiz yıllardır kronikleşmiş bazı yapısal sorunlarla mücadele etmektedir. Eğitim sistemi müfredat, öğretmen eğitimi ve ders kitaplarının içeriği temelinde sağlam temellere oturtulabilir. Sorun-çözüm odaklı bazı konuları ele alalım.
 
1. Merkeziyetçi Müfredat ve Tek Tipli Eğitim
 
Sorun:
Türkiye’de müfredat, tüm öğrencilere tek tip bir eğitim modeli sunmaktadır. Coğrafi, kültürel ve bireysel farklılıklar gözetilmeden tek merkezden belirlenen içerikler dayatılmakta, öğrencilerin ilgi ve yetenekleri yeterince dikkate alınmamaktadır. Esneklik ilkesi olsa da pek uygulanamamaktadır.
 
Çözüm:
 
    Bölgesel ve bireysel farklılıkları gözeten esnek müfredat sistemine geçilmelidir.
 
    Okullar, ihtiyaçlarına göre alternatif eğitim programları geliştirme serbestliğine sahip olmalıdır.
 
    Öğretmenlere, müfredatı yerelleştirme ve çeşitlendirme yetkisi verilmelidir.
 
2. Zorunlu ve Uzun Süreli Eğitim Dayatması
 
Sorun:
12 yıl zorunlu eğitim sistemi, hem öğrenme motivasyonunu düşürmekte hem de üretken genç nüfusun meslek edinmesini geciktirmektedir. Birçok genç, hayatına geç başlamaktadır.
 
Çözüm:
 
    Zorunlu eğitim ilkokul ve ortaokulla sınırlandırılmalı; lise eğitimi tercihe bırakılmalıdır.
 
    Mesleki yönelim ve yetenek geliştirme ortaokuldan itibaren başlamalıdır.
 
    Ev okulu ve açık öğretim gibi alternatif öğrenme yöntemleri desteklenmelidir.
 
3. Mesleki Eğitimin İtibarsızlaştırılması
 
Sorun:
Meslek liseleri uzun yıllardır "başarısız öğrencilerin gittiği yer" algısıyla değer kaybetmiştir. Oysa sanayi, tarım, teknoloji ve hizmet sektörlerinin nitelikli işgücüne büyük ihtiyacı vardır.
 
Çözüm:
 
    Meslek liseleri ve Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) güçlendirilmeli, cazip hale getirilmelidir.
 
    Meslek lisesinden mezun olanlara, üniversitede alanlarına yönelik kolay geçiş ve burs imkânları sağlanmalıdır.
 
    Sanayi, ticaret ve hizmet sektörleri ile doğrudan işbirlikleri kurulmalıdır.
 
4. Sınav Odaklı Eğitim ve Gençliğin Umutsuzluğu
 
Sorun:
Öğrenciler, ilkokuldan itibaren sınav merkezli bir yarışa sokuluyor. LGS, YKS, KPSS gibi sınavlar bireysel gelişimi gölgelemekte, gençlerde stres ve umutsuzluk üretmektedir.
 
Çözüm:
 
    Sınavlar tek belirleyici olmaktan çıkarılmalı, toplumsal hizmet faydası, portfolyo, proje, uygulama ve mülakat gibi yöntemler de değerlendirmeye dâhil edilmelidir.
 
    Lise bitirme sınavı ve alan odaklı yeterlilik belgeleri sistemi kurulmalıdır.
 
5. Öğretmen Yetiştirme ve Mesleki Gelişim Eksikliği
 
Sorun:
Öğretmenlik, toplumda hak ettiği itibarı kaybetmekte ve öğretmenler sürekli değişen müfredatlar ve bürokrasi arasında tükenmektedir. Öğretmenler ayrıca mefkûresini kaybetmekle karşı karşıya kalmaktadır.
 
Çözüm:
 
    Eğitim fakülteleri, uygulamalı öğretmenlik eğitimine ağırlık vermelidir.
 
    Hizmet içi eğitim programları yenilenmeli ve öğretmenlerin mesleki gelişimi için gerçekçi kariyer basamakları oluşturulmalıdır.
 
    Öğretmen maaşları ve çalışma şartları iyileştirilmelidir. Performansa göre maaş sistemi getirilmelidir. Öğretmen psikososyal sağlıkta sorun yaşıyorsa başka memuriyete kaydırılmalıdır.
 
6. Dijital Yetersizlik ve Teknoloji Uyum Problemi
 
Sorun:
Pandemi süreci, dijital eğitimdeki eksiklikleri acı bir şekilde göstermiştir. Altyapı eksikliği, içerik yetersizliği ve dijital pedagojik bilgi eksikliği önemli bir problem haline gelmiştir. Diğer taraftan uzaktan eğitimle sağlıklı bir eğitim süreci oluşturulamamış ve ders çalışma yerine bağımlılık düzeyi artmıştır.
 
Çözüm:
 
    Okullara yüksek hızlı internet ve dijital altyapı sağlanmalıdır.
 
    Öğrencilere ve öğretmenlere dijital okuryazarlık eğitimi verilmelidir.
 
    Uzaktan ve hibrit eğitim modelleri geliştirilmelidir.
 
    Okullarda ekran kullanımı yaşına uygun ve kontrol odaklı sunulmalıdır.
 
7. Ahlak, Değerler ve Kimlik İnşâsında Boşluk
 
Sorun:
Modern eğitim modelleri, ferdin sadece meslek sahibi olmasına odaklanıyor. Hâlbuki sağlam bir toplum için ahlaklı, değerlerine sahip çıkan fertler yetiştirmek esastır. Bakan tekin döneminde Maarif Müfredatına her ne kadar değerler eklenmiş olsa da bu değerleri verecek olan öğretmen eğitimi ve kitap yazımı da bir o kadar önemlidir.
 
Çözüm:
 
    Eğitim programlarında ahlak eğitimi, şahsiyet inşası, kişilik gelişimi, milli ve manevi değerler merkezî konuma alınmalıdır.
 
    Aile ve okul iş birliği ile çocukların karakter gelişimi merkezi haline gelmesi desteklenmelidir.
 
8. Adaletsiz ve Bilimdışı Karma Eğitim
 
Sorun:
Türkiye’de uzun yıllardır uygulanan zorunlu karma eğitim modeli, "eşitlik" adına dayatılmakta; fakat biyolojik, psikolojik ve pedagojik farklılıklar göz ardı edilmektedir. Yapılan bilimsel araştırmalar, kız ve erkek öğrencilerin hem zihinsel gelişim hem de öğrenme tarzları açısından farklılık gösterdiğini ortaya koymuştur.
 
Örneğin kız çocukları, sözel becerilerde daha erken gelişim gösterirken; erkek çocukları sayısal ve mekânsal düşünme alanlarında daha hızlı ilerlemektedir. Ayrıca, dikkat süreleri, motivasyon kaynakları ve öğrenme stratejileri de cinsiyetlere göre değişmektedir. Bu doğal farklılıklar, karma sınıf yapısında çoğunlukla göz ardı edilmekte; hem kızlar hem erkekler kendi potansiyellerine uygun eğitim ortamından mahrum kalmaktadır.
 
Buna rağmen, herkes için "zorunlu karma eğitim" dayatması demokratik ilkelere de aykırıdır. Aileler, çocuklarının hangi eğitim ortamında daha iyi gelişeceğine karar verme hakkına sahip olmalıdır.
 
Çözüm:
 
    Eğitim sisteminde kız-erkek ayrı okul modeli bir seçenek olarak sunulmalıdır.
 
    Karma eğitim isteyen aileler için karma okullar korunabilir; ancak isteyenler için kız okulu ve erkek okulu alternatifleri oluşturulmalıdır.
 
    Bu tercihler eşit fırsat ve pedagojik uygunluk temelinde ailelerin ve öğrencilerin özgür iradesine bırakılmalıdır.
 
    Ayrı eğitim modeli, biyolojik farklılıklara uygun ve öğrenmede verimlilik hedefiyle kurgulanmalıdır.
 
Böylece, hem kız öğrenciler hem de erkek öğrenciler kendi öğrenme tarzlarına daha uygun, motivasyonu yüksek ve başarı odaklı ortamlarda yetişebileceklerdir. Bu yaklaşım, eğitimde adaleti ve bilimsel gerçeklere uyumu esas alarak geleceğimizin daha sağlam inşa edilmesini sağlayacaktır.
 
Türkiye’nin eğitim sorunları çözümsüz değildir. Ancak köklü ve samimi reformlara ihtiyaç vardır. Bunu yapacak uzmanlar seçilirken de alanında uzman ve bu toplumun değerlerini bilenler arasından seçilmelidir. Eğitim sistemimiz, ferdin ruhunu da inşa eden, yeteneklerini geliştiren, üretken ve ahlaklı fertler yetiştiren bir yapıya kavuşmalıdır. Eğitim, sadece sınav kazandıran değil; kendini, ailesini ve toplumunu ihya eden nesiller yetiştirmelidir.
 
Bu değişim için irade, cesaret ve milli bir vizyon gerekmektedir. Unutmayalım: Eğitimi düzelten millet, geleceğini kurtarır. Milli Eğitim Bakanımız Sayın Yusuf Tekin sağlam bir ekiple Nesli İhyâ Medeniyeti İnşâ edecek ekibi hazırlamalıdır. Nitekim neslimiz ve medeniyetimiz hızla çözüldü ve yıkıma doğru gidiyor. Bu fırsat bir daha ele geçmeyebilir.
 

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum