Neslimiz uzun zamandır batı sekülerizmi altında, toplumuna yabancılaşıp batıyı model görerek kendi milli ve manevi kültürüne yabancılaşmış durumdadır. Bunun da en büyük sebebi seküler bir zihniyetle hazırlanmış müfredat ve inançsız içerikte yazılmış ders kitaplarıdır.
Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin, "milli maarif modelini hazırlıyoruz" dediğinde, bu söylem ciddi bir ses getirdi. Çünkü ilk defa bu kadar iddalı ve büyük bir hedef koymuş oldu.
Diğer taraftan, bugünlerde hazırlanmakta olan müfredatın yine seküler ve milli manevi değerlerden uzak olduğu söylemleri artmış durumda. Sayın milli eğitim bakanının değerlere olan düşkünlüğünü elbette biliyoruz. Lakin Müfredatı hazırlayan bakan yardımcısı, genel müdür ve daire başkanı aynı hassasiyetleri taşıyor mu? Özellikle müfredatı hazırlayan, aldığımız duyumlara göre 600 civarında eğitimciyi kim seçti? Hangi kriterlere göre seçti? Eğer Müfredatı hazırlayan ekip seküler ise -ki bütün duyumlar seküler ağırlıkta olduğuna yöneliktir- nasıl milli bir müfredat ortaya çıkacak? Gerek Sayın Cumhurbaşkanımızın gerekse Milli Eğitim bakanımız milletimizin özlemle beklediği müfredat milli ve manevi değerleri barındırmazsa büyük bir hayal kırıklığı olur ve aynı zamanda siyasi açıdan da ciddi bir kırılganlığa sebep olur. İş bilmezlerin kibri yüzünden yerel seçimlerde Ak Parti büyük bir darbe aldı. Bu müfredat ile bir nesil yetiştirme hayali kurarken, nesli kaybetmeye devam edersek bu işin dönüşü olmaz. Bu sebeple bütün komisyonlar titizlikle denetlenmelidir. Her ne kadar danışma kurulu hükmünde olsa da Talim Terbiye Kurulu titizlikle incelemeli ve milli manevi değerleri barındırmıyorsa asla imzalamamalıdır. Gençlerin milli ve manevi değerlerden son iki yılda %100 uzaklaştığı anketleri söz konusuyken, artık sabredecek veya alttan alacak bir zaman kalmamıştır. Asıl beka meselesi müfredattır. Maddi kalkınma er ya da geç olabilir ama bu maddi kalkınmayı yapacak milli ve manevi değerleri barındıran bir nesil olmazsa ne ortada devlet kalır ne de millet.
YORUMLAR