Sevgi doluyken kulaklarına fısıldayarak konuştuğumuz bir kimseye, öfkelendiğimizde adeta böğürerek konuşuruz. Çünkü böylesi durumlarda aramızdaki duygusal bağ o kadar zayıflar ki sesimizi duyurmak için bağırmak zorunda kalırız!
Üstelik öfke anında yalnızca çığlıklarınızı duyabilirsiniz ama kalbinizin nağmelerini asla! Zira iç sesinizi ancak sükûnet ve sessizlik zamanlarında hissedebilirsiniz!
Öfkede ne akıl vardır ne de insaf! Hatta o, iradeyi tarumar eden bir tufandır. Bu nedenledir ki insanları gerçekten tanımak istiyorsanız mutlu oldukları değil öfkeli oldukları anlardaki tavırlarına bakın!
Hintli bir bilge öğrencileri ile gezinirken Ganj nehri kenarında birbirlerine öfke içinde bağıran bir aile görmüş. Öğrencilerine dönüp “İnsanlar neden birbirlerine öfke ile bağırırlar?” diye sormuş.
Öğrencilerden biri “Çünkü sükûnetimizi kaybederiz” deyince bilge “ama öfkelendiğimiz insan yanı başımızdayken neden bağırırız? O kişiye söylemek istediklerimizi daha alçak bir ses tonu ile de aktarabilecekken niye bağırırız? ” diye tekrar sormuş.
Öğrencilerden ses çıkmayınca anlatmaya başlamış: “İki insan birbirine öfkelendiği zaman, kalpleri birbirinden uzaklaşır. Bu uzak mesafeden birbirlerinin kalplerine seslerini duyurabilmek için bağırmak zorunda kalırlar. Ne kadar çok öfkelenirlerse, arada açılan mesafeyi kapatabilmek için o kadar çok bağırmaları gerekir.”
“Peki, iki insan birbirini sevdiğinde ne olur? Birbirlerine bağırmak yerine sakince konuşurlar, çünkü kalpleri birbirine yakındır, arada mesafe ya yoktur ya da çok azdır.”
“Peki, iki insan birbirini daha da fazla severse ne olur? Artık konuşmazlar, sadece fısıldaşırlar. Çünkü kalpleri birbirlerine daha da yakınlaşmıştır. Artık bir süre sonra konuşmalarına bile gerek kalmaz, sadece birbirlerine bakmaları yeterli olur. İşte birbirini gerçek anlamda seven iki insanın yakınlığı böyle bir şeydir.”
Daha sonra bilge insan öğrencilerine bakarak şöyle devam etmiş: “Bu nedenle tartıştığınız zaman kalplerinizin arasına mesafe girmesine izin vermeyin. Aranıza mesafe koyacak sözcüklerden uzak durun. Aksi takdirde mesafenin arttığı öyle bir gün gelir ki, geriye dönüp birbirinize yakınlaşacak yolu bulamayabilirsiniz!”
İşin özeti şudur ki “SEVGİ” yaşamın şifresidir. Bu nedenledir ki dudaklarınızdan dökülen sevgi sözcüklerine yüreğiniz eşlik edebiliyorsa, mutluluk nağmeleri gönlünüzün yamaçlarında bir bülbül sesi gibi yankılanıyor demektir. Yüreğinizden sevgi yaşamınızdan huzur eksik olmasın…
Âdem DOĞANTEMUR
YORUMLAR