Din iki ucu keskin bir kılıca benzer. Onu güzel çözümlediğinizde ufkunuzu aydınlatan mükemmel bir ışık olur, aksi takdirde iyi gelir getiren harika bir sömürü aracına dönüşür. İşte dinin sömürü aracı olarak en sık kullanıldığı alanlardan birisi de halk diliyle üç harfliler/cin, şeytan, sihir, büyü ve nazar gibi konulardır!
Üstelik bu konu yalnızca din tüccarlarının sömürü aracı değildir. Zira son yıllarda en çok izlenen film serilerinden birisi de muhtemelen cin-şeytan-iblis-büyü konulu korku filmlerdir ki, bu durum maalesef birçok gencimizin düşünce ve inanç dünyalarını alt üst etmenin de ötesinde metafizik bir fobi oluşturmakta ve adeta cin paranoya diyebileceğimiz psikolojik bir travmaya yol açmaktadır.
Geçenlerde bir arkadaşım bana, her biri oldukça yüksek bir rakam olmak üzere toplam 40 adet “cin çıkartma seansları” yapıldığından ve içine cin girdiğine inanan birçok insanın bu tür kimselere gittiğinden bahsetti. Daha önce de yakından tanıdığım birisi birtakım anlamsız ve gereksiz dini takıntıları yüzünden psikiyatra gittiğinde doktorun kendisine “maalesef dindar insanlarda bu tür rahatsızlıklara çok rastlıyoruz” dediğini bana aktardığında emin olun bir Müslüman olarak kendimi çok kötü hissetmiştim! Zira benim inanç metodolojime göre vahiy, gönülleri rahatlatmak, huzur ve mutluluğa erdirmek üzere insan aklının ve doğasının (fıtrat) açılımı olarak vardır.
Bizzat şahit olduğum bir olaydır ki kendisini hoca olarak nitelendiren bir şahıs, televizyon programına telefonla bağlanarak psikolojik sorunlarından bahseden insanlara sürekli “sana cinler musallat olmuş, üzerinde büyü var, bizimle irtibata geçmelisin” vs. türünden cevaplar veriyor ki maalesef ülkemizde bu tür görüntülere oldukça sık rastlıyoruz!
Esasında söz konusu şarlatan bu tür söylemiyle hocadan ziyade Ortaçağ kilise papazlarını andırmaktadır. Zira “cin çarpması, cin musallat olması, içine cin kaçması, cin çağırmak vs…” tam anlamıyla Ortaçağ kilise inancı ve uygulamalarıdır!
Hemen söyleyeyim; herhangi bir insan cinlerle görüşüp konuştuğunu, onlarla diyalog halinde olduğunu vs. söylüyorsa iki ihtimal söz konusudur: Birincisi; bu kişi “CİN” üzerinden “DİN” sömürüsü yaparak medyumluk, fal, büyü, cin çıkartma seansı vb. yöntemlerle çıkar sağlayan bir şarlatandır. Ya da söz konusu kişi, esasında doğru söylediğine inanan, cinlerle alakalı anlatılan ipe sapa gelmez bilgi kirliliği yüzünden “cin paranoya” bağlamında psikolojik rahatsızlıkları olan birisidir.
Birinci gurubun hidayete, ikincilerin ise tedaviye ihtiyaçları olduğu açıktır. En basit tedavi yöntemi ise bir nevi psikanalitik yöntemle zihinsel terapi yaparak bilinçaltı bilgi kirliliğinden kurtarmaktır. Zira Evrenin Sahibi; mükerrem bir varlık olarak yarattığı insanın ardına yaygın tabiriyle üç harflileri(!) takarak onlara tuzak kurup dalga geçmeyecek kadar ne dediğini ve ne yaptığını bilen bir Allah’tır!
İşte siz, Zerdüştlükten Şamanizm’e, Budizm’den Ortaçağ’ın Hıristiyanlık anlayışına kadar her türden akıl dışı saçmalık, hurafe ve israiliyyatı dinsel doğrularmış gibi insanlara sunarak zihinleri kirletirseniz; cinle korkutup “cin çıkartma seansçılarına”, kabir azabıyla korkutup “azaptan koruyan kefen satan ölü soyguncularına” müşteri artırmış olursunuz. Ama en acısı da, bu mantıkla sadece mutsuz ve paranoyak Müslüman yığınları yaratırsınız!
YORUMLAR