Jakoben "Laikçilik" ile Bağnaz "Dincilik" Sarmalında Atatürk!

 

Cumhuriyet tarihi boyunca din üzerinden Atatürk düşmanlığı yapan dincilerle, Atatürk üzerinden din düşmanlığı yapan laikçilerin sığ mücadelesini izleyip durduk.
 

Toplumsal zaafımızdır; ne severken ölçü tanırız ne de söverken. Sevince göklere çıkarır, nefret edersek de cehennemin dibine sokarız…
 

İlginçtir ki Cumhuriyet tarihi boyunca LAİKÇİLER ile DİNCİLER Atatürk’ün “din karşıtı veya dinsiz” olduğu konusunda hemfikirdirler.
 

Zira birinciler bu durumu jakoben ateist anlayışlarına meşruiyet kazandırmak için, ikinci gurup ise saltanatı hilafet, hilafeti de din zanneden sığ düşünceleri için temel argüman haline getirmişlerdir!
 

Ancak unuttukları bir şey vardı ki yüzyıllardır Türkleri inandıkları dinin temel kitabı Kuran’ın meali, tefsiri ve Hz. Muhammed’in en sahih hadislerini ihtiva ettiği kabul edilen Buhari’nin Türkçe anlamıyla ilk defa buluşturan Mustafa Kemal olmuştur.
 

Üstelik bu camiadan birisi olarak söylüyorum, bu nasıl bir dinsizliktir(!) ki o dönemde yazılan “Hak Dini Kuran Dili” tefsiri, şu ana kadar ülkemizde yapılan tüm Kuran ve tefsir çalışmalarına kaynaklık etmiş ve hâlâ etmekte olup aşılamayan bir eserdir!
 

Demem odur ki Mustafa Kemal Atatürk hatasıyla sevabıyla, jakoben Laikçilere de, bağnaz Dincilere de bırakılamayacak kadar entelektüel ve önemli bir şahsiyettir ve buradan size ekmek çıkmaz. Gölge etmeyin başka ihsan istemez!
 

Not: “Laik” ve “dindarlarla” eş değer tutmamak adına özellikle LAİKÇİLER ile DİNCİLER kelimelerini kullandığımı bilmem söylemeye gerek var mı?