Adem DOĞANTEMUR

Adem DOĞANTEMUR


Evlilik ve Kâbus

11 Ekim 2024 - 14:03

Evlilik ve Kâbus!

Bir iş seyahatine çıkmak üzere hava alanına gelen şahıs, uçağın kalkış saati yaklaştığı bir anda gaipten bir ses duyar: “Ey fâni, sakın binme, o uçak yolculuk esnasında düşecek.”
 
Adam kısa bir tereddütten sonra, “ne olur ne olmaz” diye düşünerek uçağa binmekten vazgeçer. Kısa bir süre sonra gerçekten de söz konusu uçağın düştüğü ve hiçbir yolcusunun kurtulmadığı haberi yayılır.


 
Adam büyük bir şaşkınlık içinde trenle gitmeye karar verir ve biletini alıp tam binmek üzeredir ki yine gaipten aynı ses kulaklarında yankılanır âdeta: “Ey fâni, bu trene de binme çünkü raydan çıkacak.” Adam bu sefer tereddütsüz bir şekilde trene binmekten vazgeçer. Kısa bir süre sonra beklenen kaza yine vukû bulmuş ve maalesef kurtulan olmamıştır.
 
Adam seyahate çıkmaya kararlıdır ve kurtulmuş olmanın buruk sevinciyle bu sefer otobüsle gitmek üzere terminale doğru yönelir. Tam otobüse binmek üzereyken o mâlum ses yine devrededir: “Ey fâni, o otobüse de binme uçuruma yuvarlanacak. En iyisi sen özel arabanla git.”
 
Bunun üzerine adam tamamen şaşırmış bir durumda etrafına bakar ama kimseyi göremeyince derin bir iç çekerek ve sitemli bir edayla der ki: “Kimsin, nesin bilmiyorum ama on beş yıl önce ben evlenirken neredeydin be adam!”
 
Evlilik gerçekten de böyle bir uyarıyı gerektirecek kadar tehlikeli midir değil midir bilmiyorum ama tehlikeli değilse bile başarılması dünyanın en zor sanatlarından birisi olduğu muhakkaktır.
 
Bu anlamda “Savaşa giderken bir, denize girerken iki, ama evlenirken üç kere düşünmeyi” tavsiye eden Rus atasözü, sanırım yabana atılır türden olmasa gerekir.
 
Zîra evlilik olayı, bekârlık döneminde kişinin tüm hayallerini, evlendikten sonra ise tüm hayatını çepeçevre kuşatan önemli bir konudur.
 
Bu yüzden, tüm geleceğini ve mutluluğunu “evlilik hülyaları” ile süsleyen insanlarımız, bir süre sonra “evlilik kâbusuyla” karşı karşıya kaldıklarında hayal bile kuramaz hale geldiklerindendir ki Temel fıkralarının başkahramanı oluverirler.
 
Hani oğlu Temel’e sorar: “Baba, insan evlenince mutluluğun ne olduğunu anlıyormuş doğru mu?” Derin bir iç çeken Temel cevap verir: “Doğru oğlum doğru, insan evlenince gerçekten de mutluluğun ne olduğunu anlıyor, ama iş işten geçmiş oluyor!”
 
Yalnızlığın tek kişilik olanı zor ama iki kişilik olanı sanırım daha da zor. Yaşamınız öyle mutlu olsun ki; ömrünüz hayat arkadaşınızın varlığına kahrederek değil ŞÜKREDEREK geçsin inşallah!
 
 
 
 
 
 
 

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum