Abdulaziz TANTİK

Abdulaziz TANTİK


Fasık Bir Haber ve Sinagog Saldırısı Diye Yapılan Propaganda…

31 Ocak 2023 - 12:43

Büyük ülke olmanın yollarından biri de size sunulan haberlerin arka planını doğru öğrenerek ve doğru yorumlayarak onların emellerine alet olmadan tavır takınmaktır. Son Filistinli bir gencin yaptığı eylemde maalesef açığa çıkan şey, hem Dışişleri ve hem de Ak Parti sözcüsü tarafından yapılan açıklamaların meseleyi detaylı bir şekilde incelemeden yapılmış açıklamalar olduğunun açıklık kazanmasıdır. Aynı şekilde muhafazakâr dindar entelektüellerde aynı tuzağa düşerek olayın bir terör olayı olduğunu deklare eden açıklama ve yorumlarda bulundular. Hâlbuki bu konuda daha dikkatli bir şekilde davranmak asli sorumlulukları olacaktı. Eğer bir olay varsa bu olayın iki tarafı söz konusu ise adalet gereği her iki tarafın açıklamaları dikkate alınarak ve tarafsız bir gözle yapılmış haberleri de gözetleyerek yorum yapmak en doğrusu olmalıdır.

Biz Müslümanlar zaten ‘bize bir fasık haber getirdiğinde onu araştırmadan asla onunla amel etmemeyi’ öğrenmiş olmalıyız. Modern haber tekniği ve modern sosyal mühendislik gereği sosyal medyada yayınlanan her şeyi bir fasık haber statüsünde görerek değerlendirme yapmak müslüman olmanın ahlakına uygun davranmak anlamına gelecektir. Önümüze sürülen her haberi yem olarak kabul eder ve hareket edersek, istenilen yere, istenilen kıvama getirilmemiz ve mühendislik faaliyetlerinin tuzağına düşmekten kurtulamama gibi bir durumla karşı karşıya kalmamız imkan dahiline girer.

Cenin’de bir günde 9 Müslüman’ı şehit eden Siyonist rejime karşı, misilleme yapan Alkam Hayri adlı Filistinli; Kudüs’te 7 Siyonist’e operasyon düzenlemiş, Anadolu Ajansı ve Dışişleri Bakanlığı bu saldırının bir sinagogda yapıldığı yönünde İsrail makamlarınca yapılan açıklamayı teyit etmeden yayınlayarak, Kudüs’teki bu istişhad eylemi terör saldırısı olarak nitelendirmiştir.

Bir şeyin terör olarak kabulünü sağlayan şey ancak haksız bir şekilde şiddet uygulanarak uygulandığında ve kendini savunamayanlara yönelik yapıldığında ortaya çıkan sonuçtur. Son olayda ise öyle bir durum yok! Dedesi Yahudi yerleşimci tarafından öldürülmüş bir torun, son dokuz Filistinlinin yine yerleşimciler tarafından öldürülmesini de dikkate alarak istişhadi bir saldırı düzenlemiş, yani ölümü göze alarak bir saldırıda bulunmuştur. Bu saldırı bütün literatür ve hukuk sistemlerinde terör olarak ele alınamaz. Bu durumu işaret eden doksanlı yıllarda yapılan tartışmalarda bu konu yeterince yazıldı, tartışıldı. Mesele çok açık, kadın, çocuk ve din adamlarına yönelik yapılmayan ve yetişkin erkeklere yönelik olduğu açık olan bu eylem, kısas olarak betimlenmelidir.

Olaydan sonra yaşanan gelişmelerle sıra dışı detaylar ortaya çıktı. Haaretz Gazetesi, Doğu Kudüs’te bulunan “Neve Yakov” isimli yasa dışı Yahudi yerleşim biriminde 27 Ocak gecesi düzenlenen ve 7 kişinin öldüğü, 3 kişinin de yaralandığı saldırının failiyle ilgili bilgiler paylaştı.

Alkam’ın amcası Şerhabil Alkam’ın aktardığı bilgilere dayandırılan haberde, işgal altındaki Doğu Kudüs’te 7 kişinin hayatını kaybettiği istişhadi eyleminin faili Filistinli Hayri Alkam’ın (21)  dedesinin 25 yıl önce bir yerleşimci kılığındaki ağır silahlı işgalci tarafından bıçaklanarak öldürüldüğü kaydedildi.

Haberde, Alkam’ın dedesinin Doğu Kudüs’teki Tur Mahallesi sakinlerinden olduğu belirtildi. Açıklamaların ardından, bu işgalci zihniyetli yerleşimcilere ”sivil yahudiler” algısı yapan medya bir kez daha ters köşe oldu. Kudüs Operasyonu’nun gerçekleştiği esnada Hayri Alkam ile karşılaşan yerleşimci kadın, Alkam’a “Lütfen bana dokunma” dediğini Alkam’ın ise “biz kadınları öldürmeyiz” dediğini ifade etti. İşgalci İsrail’e ait bir yayın organında (ynet) yer alan haber, Hayri Alkam’ın eylemi sinagogda gerçekleştirmediğini ortaya koydu. Araştırmacı-yazar ‘Yurtdışındaki Filistinliler Halk kongresi Genel Sekreterliği’ üyesi Muin Naim İsrail medyasında yer alan haberi şu notla paylaştı: Bu yayın İsrail işgal medyasına ait ve açık bir şekilde saldırının sinagogla ilgisi yoktur diyor…

Meselenin propaganda tarafının önemini ayrıca belirtmekte yarar var. İslam Âlemini bir arada tutan şu an için tek bir Filistin davası ve Kudüs sorunu bulunmaktadır. Bu meselede ortaya çıkan durum, bu konuda da ciddi bir kafa karışıklığının oluşturulduğu tezinin güç kazanmasıdır. Yapılan açıklamalar, yazılan yorumlar vesaire üzerinden meseleye bakıldığında ve konunun tartışılma zemini meseleyi derin bir çetrefilli zemine mahkûm ettiğini göstermektedir. Filistin meselesinin İsrail ile ilişkilerin normale döndüğü bu zeminde kazandığı yeni zemini görmek açısından da bu haberin veriliş biçimi, tartışılma zemini üzerine derinlikli bir analiz geliştirilmelidir. Birçok müslüman site bile haberi aynı başlık üzerinden vermesi calibi dikkat gerektirir.

Meselenin özü, bizi birebir ilgilendiren bir haberi daha dikkatli ve ayrıntılı bir analiz ve araştırma üzerinden sonra yorumlamaya çalışmak olmalıdır. Bir sosyal mühendislik faaliyetinin konu mankeni olmamak adına bunu gerçekleştirmek ve adaletin ikamesini sağlama adına yapılması zorunluluk addeder. Hâlbuki bugün rahatlıkla Yahudi yayınlarına da Filistinli yayınlara da ulaşılabilir. Sorumluluğumuzu unutmadan hareket etmeyi başarmak aynı zamanda bağımsız bir karakter oluşturmada da en önemli amil olacaktır. Ülke olarak da adaletin ikamesi, bağımsızlığımızın güçlendirilmesi, ümmetin birliğinin sağlanması bakımından meseleyi ele alarak daha derinlikli araştırmalar ile hareket etmeyi öne çıkarmak elzem bir zorunluluktur. İktidar elitlerinden beklentimiz, yapılan açıklamaları da değerlendirecek yeni bir açıklama yapmalarıdır…

Son söz olarak Filistin davası, ümmetin davasıdır. Ümmetin birliği, beraberliği Kudüs davası ile birebir ilintili bir durumu işaret eder. Her müslüman insanın kalbinde haksız yere sürekli öldürülen Filistinli kadın, erkek ve çocukların acısı büyüyerek devam etmektedir. Tek din olan İslam’ın tarihsel sürekliliği içinde hep bir ibadet yeri ve kutlu bir mekânı olan Kudüs Müslümanların yürek acısı olarak varlığını korumaktadır. Orada yapılan her zulüm Müslümanların kalbini derinden yaralamaktadır. Bu konu ile ilgili haber ve propaganda yöntemlerini dikkate alarak yapılan haberleri izlemek ve okumak çok önemlidir.

Adaletin ikamesi, bir haberin iki yönlü araştırılması ve varsa bağımsız kaynakları da dikkate alarak değerlendirme yapılmasıdır. Ama yukarıda ifade ettiğim gibi medya bizatihi kendisi fasık haber hükmündedir. Bu gerçeği dikkate alarak araştırma yapmak ise her müslüman entelektüelin sorumluluğunu işaret eder. Ancak güven duyulan ve Müslümanlığından şüphemiz olmayan kişilerin, kurumların haberlerini ilk elden kabul edebiliriz. Bu da istisnai bir durumu işaret ediyor. O yüzden daha dikkatli bir okuma adil ve ahlaki bir sorumluluğumuzdur…

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum