Sesli Makale Dinle
Dünyanın bir yönelimi var. Bu yönelimi belirleyen şey ise halklar veya ulus devletler değil, Küresel Elitler… Bu Küresel Elitler, yönelimin önce nereye olması gerektiğini sanat üzerinden sinema sektörü ve romanlar üzerinden yapmaktadır. Son yıllarda yazılan metinlere ve gösterime giren filmlere bakılması yeterli olacaktır.
Graham Fuller’in İslamsız Dünya kitabı bu çerçevede ele alınması gereken temel metinlerden birisidir. Çünkü İslam var oldukça kurulacak her türlü dünyaya karşı alternatif bir muhalefetin varlığı zorunlu olacaktır. Bu yüzden İslamsız veya Hıristiyanlık, Yahudilik ve Budizm gibi dinlerin karşılaştığı modernlik tarafından belirlenim kazanma halinin geçerlilik kazanması gibi bir durum elzemdir. Olup bitenlere bu göz ile bakılması, karşılaştığımız meselelere bu çerçeve içinden bakılması elzemdir.
2020 yılının ilk yarısında Dünya Ekonomi Forumu (WEF) Başkanı Klaus Schwab ve Galler Prensi Charles tarafından ortaya atılan “Büyük Sıfırlama” (Great Reset) kavramı yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrasında dünya ekonomisini yeniden inşa etme ana fikri etrafında şekilleniyor. Büyük Sıfırlamanın fikir babaları bütün dünyanın bir yıldan fazla bir süredir altında ezildiği Kovid-19 pandemisini bir “fırsat penceresi” olarak görüyor ve bu fırsat iyi değerlendirilirse dünyanın gidişatına yeni bir yön verilerek daha yeşil, daha adil, sürdürülebilir ve daha katılımcı bir dünya yaratabileceğini düşünüyorlar.
Büyük Sıfırlama sadece ekonomi alanında gerçekleştirilmesi bile mümkün değilken, meselenin kültürel, siyasi, dini ve yaşamın bizatihi kendisine yönelik bir beklentiyi de içermesi dikkate şayandır. Ülkemizde bile son yıllara bakıldığı zaman on binleri Taksim meydanında bir araya getirerek LGBT-İ gibi oluşumların ifade ettiği Toplumsal Cinsiyetsizlik hikâyesini de bu çerçeve içinde yorumlamak lazımdır. Çünkü görebildiğimiz kadar, herhangi bir siyasi meselede ileri sürülen fikirler, bir bakışa istinaden söylenen değil, ezberlenen ve kesinmiş gibi ileri sürülen fikirlerdir.
Toplumsal katılım, çevreyi koruma ve iklim değişikliği üzerinden yeni bir yaşam tasarımı öne çıkartılarak yeni bir dönüşümün izleği oluşturulmak istenmektedir. Sol, kendisine biçilen bu yeni rolü oynamakta kararlılık göstermektedir. Çevre ve iklim ile ilgilenenlerin sermaye ve dağılımını dikkatten kaçırmalarından daha kolay ne olabilir ki? İşçi, memur ve emekli olmuş insanların, köylü ve tarlalarından geçim sağlayan insanlar, ırgatlar vs gibi alt grup insanlar sürekli bir baskı altında tutularak veya sırtları sıvazlanarak ama hiçbir hakları tam olarak verilmeyerek onları diledikleri şekilde konumlandırmaya devam etmektedirler. Yeni trend ise gençler, özellikle okul çağı gençleri, onlar üzerinden sürdürülen büyük bir kampanya var… Daha iki sene önce sokaklarımızda çıplaklık bu kadar ayyuka çıkmamıştı. Şimdi ise kırk ile on dört yaş arasındaki kızlar, hanımlar, neredeyse yatak kıyafeti için bile uygun olmayan bir kıyafet ile boy göstermekten büyük haz alıyorlar. Kızlar, erkekleşmiş, erkekler, kızlaşmış gibi bir durumu gözler olmuşuz…
Büyük Sıfırlama’nın temel kavramları, sürdürülebilirlik, doğaya dost olma, adalet, kapsayıcılık ve dijital ve sınırsız bir dünya olan Büyük Sıfırlama, insanların özel hayatına dijital imkânlarla daha fazla müdahale edilmesi ve hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması endişelerini de beraberinde getiriyor.
Bir şeyi tek sıfırlamak yeterli olmuyor. Yaşam tecrübesi bunu bize göstermektedir. Herhangi bir şeyi sıfırladığınızda onunla irtibatı olan ve etkileşim içinde yer alan her şeyin etkilendiğini gözlemlersiniz, az yâda çok her şeyin bir etkileşime girdiğini görürsünüz. Bunun toplumsal, ya da bireysel yaşamda da etkisini görmek mümkündür. Ekonomiyi sıfırladığınızda, kültürü, kültürü sıfırladığınızda, yaşamın ritüellerini ve ilişki biçimini de değişime zorlarsınız, bu siyasal değişime de yansır. Hangi olgu sıfırlanırsa sıfırlansın, diğerleri de etkilenerek yeniden varlık kazanır.
Büyük Sıfırlama, dijital bir diktatörlüğü zorunlu kılacaktır. Dijital diktatörlüğün uygulama sahası ve örneklemler için Çin’in belirli eyaletlerinde bu durum pratiğe geçirilmektedir. Puanlama sistemi içinde yeni bir sistemin hayata geçirilmesi ve insanların puan sistemi içinde yaşamlarını idame ederek varlıklarını sürdürdüklerini haberlerde okuduk… Bu bir insanın sahip olduğu her şeyi değişime açık hale getirmesi anlamını taşır. İslamsız bir dünya derken kastedilen şey tam olarak bu: şeriat, insanların lehinde ve aleyhinde olanın açık bir tanımını yapar. Mümin, bu tanıma uygun bir yaşamı varlık sahasına çıkarır ve ona uygun davranarak ilahi mükâfata hazırlık yapar. Bu yeni sistem ise, bu durumu sıfırlayarak, insanın lehinde ve aleyhinde olanın kendileri tarafından belirlenerek puanlaştırılması gerektiğini ve buna uygun davranıp davranılmadığı zeminde o puanların artırılıp eksiltilerek yaşam alanının belirlenmesini şart koşmaktadır. Cenneti dünyaya taşıdığını ilan etmektedir.
Zaten adı konulmamış bir sistem dayatması ve ona binaen bir yaşam dayatması söz konusudur. Toplumsal cinsiyet meselesi ile bu sistem arasında birebir irtibat vardır. Tıpkı çevre ve iklim değişikliği ile bu sistem arasındaki var olan irtibat gibi… O zaman bu sistemi kuranlar şunu diyorlar insanlara; sizin yeni tanrılarınız biz olacağız ve siz bunu kabul edeceksiniz, ama size bunu dayatma ile değil rızanızı alarak bunu yapacağız, o yüzden de sürekli insanların ilgisini çekecek ve onları yaşam konforu olduğunu inandırılmış anlatılar üzerinden ikna operasyonları yapılmaktadır.
Bunun temeli ise; kaotik zemin ve kaosun düzene dönüşmesidir. Ortadoğu ülkelerindeki parçalanmalar, şiddet, aşırı tüketim, ülkelerin bölünmesi; Irak, Suriye, Libya, Lübnan, Sudan ve benzeri ülkelerin durumu… Türkiye üzerinde oynanan oyunlar ve buna muhalefetin yeşil ışık yakması gibi meselelerde bu Büyük Sıfırlama ile ilişkili olarak yorumlanmalıdır.
O yüzden her aklı başında bir entelektüelin başını iki eli arasına alarak neler olup bittiği konusunda derin bir tefekküre yönelmesi ve ona göre yeni bir düşünce şematiği içinde yeni bir bakışın öne çıkarılmasını sağlayacak bir alt yapıyı kurması elzemdir. Ama bu şematik ve alt yapı aynı zamanda mevcudun içinde var olduğu her şeyi dikkate alarak düzenlenmesi veya inşa edilmesi ise şarttır. Yoksa bir başarı elde edilmesi beklenemez! Ama müslüman, önce Allah’a tevekkül eder. Ardından kendisine bildirilmiş bilgi vahye yönelir, vahyin şartlar içinde oluşmuş halini takip ederek Sünnetin ağırlığını hisseder ve ona göre bu yeni hali yine Müslümanlaştıracak bir görüşü inşa ederek öne çıkartır ve bu büyük oyunu yapı bozumuna uğratarak insanlığın nefes alacağı bir yaşam alanı sunar. Tanrıcıklar yerine Allah’ın büyüklüğün idrak edildiği bu yaşam pratiğinde ise lehinde ve aleyhinde olanın ne olduğunun açık bilgisi ile tuzağa düşmekten kurtulur. Hayatını bu ilkeler üzerine kurarak, büyük bir özgüven ile Büyük Sıfırlamaya karşı onu sıfırlayacak daha Büyük bir Sıfırlama ile karşılık vererek Şeytanin iktidarını alaşağı edecek iradeyi inşa eder.
YORUMLAR