Abdulaziz TANTİK

Abdulaziz TANTİK


Aksa Tufanı, İsmail Haniye'nin Şehadeti ve Bangladeş'te Meydana Gelen İktidar Değişimi…

08 Ağustos 2024 - 11:27


Aksa Tufanı, insanların vicdanları ile buluşmalarını sağlayacak bir zemin inşa etti. Halklar, kendilerine yapılan zulmü vicdanları ile değerlendirerek tepkilerini belirtmeyi tercih etmeye başladılar. Vicdanın uyanışı, zulmün ayyuka çıkan sesini kesmeye yönelik en büyük tehdittir. Bu tehdidi geriletmek adına atılan adımlarda akim kalmaya mahkûm olacak gibi görünmektedir. Nerede Gazze dolayısı ile yapılan eylemlere yönelik bir tepki ve şiddet gösterisi olsa ters tepki oluşturarak daha fazla bir coşku ile eylemlere yeni heyecanlar katmaktadır. Birçok ülkede, özellikle de ABD üniversitelerinde bu durum açık bir şekilde görülmüştür.

 
Değişimin ayak sesleri yavaşça gelişir…
 
Son günlerde aşırı sağ grupların İngiltere’de Müslümanlara yönelik geliştirdikleri saldırıları gözlemliyoruz. Ama bu sefer Müslümanlar bu şiddete karşı örgütlenerek birleştiler ve karşı koymaya başladılar. Pes ederek geri çekilme yerine, ‘buradayız ve bizde sizin gibi temel haklarımıza sahibiz’, diyerek karşı koymayı temel bir ahlaki tutum olarak öne çıkardılar. Bu sefer hükümet müdahale etmek zorunda kalmaktadır. Bu çıkış bilebildiğimiz kadarıyla Avrupa’da kalan göçmenler açısından bir ilktir.
 
Daha temel bir tutum ise Bangladeş’te meydana geldi. İslam ve Müslümanlara yönelik şiddet işaret eden uygulamalar, haksız hak hukuk uygulamaları halkın büyük bir katılımı ile protesto edildi. İktidar değişti. Muhalefet liderleri ve bu çerçevede gözaltına alınanlar serbest bırakıldı. Yeni İktidar ile birlikte Filistin bayrağının dalgalandırıldığını görmek ise bize başka bir zemine işaret etmektedir.
 
Bangladeş’te yaklaşık üç haftadır süren hükümet karşıtı protestolar sonunda Başbakan Şeyh Hasina istifa etmek zorunda kaldı. Hasina’nın başkent Dakka’yı helikopterle terk ettiği ve Hindistan’a gittiği bildiriliyor. 90’ı Pazar günü olmak üzere gösterilerde ölenlerin sayısı 300’ü aşmıştı. Müstafi başbakan Hasina’nın İngiltere’ye sığınma istediği de haberlerde geçmektedir.
 
İsrail, kendi sonunu hazırlamada ısrarlı ve aceleci davranıyor. İsmail Haniye’nin öldürülmesi, sonun başlangıcını başlatmıştır. Her ne kadar İsrail savaşı bölgeye sıçratarak kendi meşruiyet zeminini inşa etmeye ve ABD ile Avrupa ülkelerinden destek almayı planlasa da yaptıkları yüzünden giderek yalnızlaşacak ve karşısında bütün dünya halklarını görerek hem siyasi, hem iktisadi yenilgiyi ve hem de ötekileştirilerek kendini yokluğa mahkûm edecektir.
 
İnsanlar, sanıldığı kadar kör, aptal ve aldatılmaya açık bir halde değiller. Her şey her insanın gözü önünde gerçekleşmektedir. Bu yüzden aldatmak her zamanki gibi mümkün görünmemektedir. Ayrıca aynı yöntemi/sosyal medyayı kullanan halk, vicdan sahibi insanlar büyük kül yutturmayı da engellemeye başladılar. On ayı geçti, İsrail, bir adım ileri gidemedi. Sadece katliam yapmakta ve öncü kişileri öldürmeyi başarıyor. Ama her ölenin yerini dolduracak o kadar çok yetişmiş insan var ki İsrail yöneticilerinin havsalası bu durumu almıyor.
 
Eğer, Ortadoğu’da yeni bir siyasi ve askeri pakt oluşturulabilirse ki bunun adımları atılacak gibi görünmektedir. Sayın Bahçeli’nin bunu gündeme taşıması birçok açıdan önemlidir. Türkiye, Mısır, Suriye ve Irak ile birlikte İran ve Pakistan’ın dâhil olacağı bu pakt, aynı zamanda bölgede ABD ve Avrupa’nın etkisini kıracağı gibi bağımsızlığı da sağlam bir zemine taşıyacak, bölgesel barış kadar bölgesel ekonominin gelişimini de tetikleyecektir.
 
Şimdi sırada Mısır ve Suudi Arabistan’da halkın vicdanlarına dayanarak iktidarlarını zorlamaları ve Filistin halkının yanında yer almalarını sağlamaları beklenmelidir. Türkiye iktidar bağlamında Filistin davasının yanında yer almakla birlikte Haniye’nin vefatı dolayısıyla bütün şehirlerde ve büyük bir katılım gösterilerek anılması yeni başlangıçlara kapı aralayabilir.
 
Filistin halkı direnmeye devam etmektedir. Bu direniş, halkların uyanışı tetiklemeye devam edecektir. Avrupa sağının göçmenlere yönelik sert politikaları, o insanları ayağa kaldırarak yeni iktidar alanlarını oluşturmaya zemin olabilir. İngiltere bir başlangıç, artık göçmen olması, zulüm görmesi ve yeri geldiğinde rahatlıkla öldürülebileceği anlamına gelmeyecektir. Buna direnecek yeni bir neslin varlığı önemini hissettirecektir. Bu durum İsrail aleyhine döneceği de malumdur.
 
Uyanış, birçok ülkede vicdanları ayağa kaldıracak ve İsrail’e yönelik tepkiyi çoğaltarak güçlendirecektir. Almanya gibi göçmenlerin çok olduğu ve Fransa gibi ülkelerde bu durum daha vahim sonuçlar doğurabilir. Zaten sallantıda olan Avrupa ülkeleri, İsrail zulmüne karşı çıkmadıkları için bir girdaba düşme ihtimalleri güçlenmektedir.
 
Küresel çeteler, dünya sistemini elinde tutan elitler, sermaye sahipleri, iktidarlarını koruma adına İsrail katiline ses çıkarmayanların hepsi, büyük bir yenilginin arefesinde bulunmaktadırlar. Evet, bu bir anda ve sert bir şekilde olmayabilir, ama kesinlikle yavaşça ve ısrarlı bir şekilde devam ederek gerçekleşecek bir olgudur. Ama bir gün bir anda olmuş gibi gündeme düşer ve herkes şaşkınlıkla parmaklarını ısırabilir.
 
Uyanış başlamıştır. İngiltere ve Bangladeş’te meydana gelen olaylar bunun işaret fişekleridir. Israrla Filistin halkının yanında duran halkların eylemlerini sürdürmeleri ve bunu on ay gibi uzun bir sürede devam ettirmeleri durumun ciddiyetini göstermektedir. Uyanış kendini geliştirerek devam edecektir. Sırada İsrail ve ABD’nin çöküşü vardır. Avrupa ise hala kendi çöküşünü durduracak bir ara zamana sahiptir. İsrail katilini desteklemekten vazgeçerek, göçmenler ile birlikte hareket ederek kendi geleceğini garantiye alabilir. Her şey para değil, silah değil ve güç değildir. Vicdan en büyük silah, güç ve paraya tekabül eder. Hiçbir paranın yaptıramayacağı şeyi vicdan yaptırır. Hiçbir iktidarın yaptıramayacağı şeyi vicdan yaptırır. İşte vicdan uyanıyor derken kastedilen şey büyük bir inkılâbın varlığının ayak seslerinin duyulmaya başlaması anlamını taşıyor.
 
Vicdan demek anlam demektir, ahlak demektir ve safiyet demektir. Anlam, ahlak ve safiyeti ortadan kaldıracak bir güç ise hala yeryüzünde bulunmamaktadır. Vicdan aynı zamanda bilginin mahiyetini ve değerini de ortaya koyan bir durumu işaret eder. Yani vicdan temeldir. Bu temeli yıkmaya kimsenin gücü yetmez! İsrail kendi sonunu kendi eli ile hazırlamaya devam etsin, onun yıkılışı da pek yakındır. Uluslar arası sistem, güç dengeleri vesaire ile bir yere kadar kendini ayakta tutabilir. Ama son kertede yıkılmaya mahkûm bir ülkeyi, halkı, iktidarı, ideolojiyi hiçbir güç ayakta tutamaz!
 
Bakalım, zaman kimi haklı çıkaracaktır. Bir müslüman olarak benim inancım, zaten her zulüm ve zalim karşılıksız kalmayacak bir gücün boyunduruğu altına girmekten kurtulamaz! Ahiret adaletin ikamesini sağlama alan bir olgudur. Onun inkârı ise herhangi bir şeyi değiştirmeyecektir.
 

Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum