Müdür Müdür müdür?
Seslendirme: Yusuf Koçak Your browser does not support the audio element.Müdür Müdür müdür?Okullarda müdürler ve müdür yardımcıları “idareci” olarak görev yapıyor. Peki gerçekten idarecilik yapıyorlar mı? Ya da ne yapıyorlar? Ellerinin altında yönetmelikler var. Müdür ve müdür yardımcıları bu yönetmeliklerle okulları yönetmeye-idare etmeye çalışıyorlar. Sistem bu şekilde işliyor. Bazı sınavlar var, bu sınavlara girerek idareci oluyorlar. Aslında onlar da birer öğretmen. Ama İdareci olduklarında öğretmen olduklarını unutuyorlar ve okuldaki öğretmenleri ve hizmetlileri “yönetmeye" çalışıyorlar.
Dikkat ettiyseniz bazen “idareci” bazen de “yönetici” ifadelerini kullandım. Bu iki kavram aynı şeyler değil. İdareciler alt ve üst kadrolar arasında gerekli durumları “idare” eden kişilerdir. Yani idare edilecek şeyleri idare eden kişilerdir idareciler.
Yönetici ise yönetmelikleri uygulamaktan başka bir derdi olmayan kişi demek, yani yönetici demek "yönetmelikçi" demek. İdareci ise öyle bir kişidir ki, kendi ağırlığını ortaya koyar, inisiyatif alır, bazen yönetmeliklerde yer almayan uygulamalara imza atar ve hiç de sorun yaşamaz. Çünkü bu kişiler “idarecilik” sanatını iyi bilirler. İdareciler öğretmenlere güvenirler.
Özel sektörde de benzer durumlar vardır. Bazı üstadlar gerçekten idarecilik yapar, problemleri efektif biçimde çözer, bazıları da yöneticilik yapmaya çalışır. Şunu hemen söylemeliyim ki gerek özel sektörde gerekse kamuda gerçek İdarecilerin işleri düzgün işler. Yöneticiler ise tökezleyip dururlar.
Hayatın akışı içinde “insan” faktörü çok belirleyicidir. Bunu yok saymak büyük bir gaflettir. Gerek okulda gerekse bir işletmede insan odaklı olmadığınızda kaybedersiniz. Makamınız varsa o makamı kaybedersiniz. Çevrenizdeki insanları kaybedersiniz.
Kurallara uymak elbette güzel bir haslettir. Ancak patron yokken insanların sorunlarını çözmezseniz bu insanlar sizi pas geçerek bir şekilde patronla görüşmeye çalışırlar. Patron da profesyonelce hamleler yaparak insan kaynaklarını idare eder. Olan müdüre olur.
Silahlı Kuvvetlerde de durum farklı değildir. Bir komutan emri altında çalışanlarla emir aldıkları arasında köprü vazifesi görür. Kuralları uygulamakla yükümlüdür. Ama komutan da idareci olmalıdır. Bazı durumları tolere etmeyi bilmelidir. Eğer böyle yapmazsa işler yürümez ve sorunlar ortaya çıkar. Örneğin bir er bölük komutanına çıkarak bir maruzatını arz eder. Komutan onu azarlayıp gönderirse bu er tabur komutanına çıkar. O da emri altındaki askeri dikkate almazsa Tugay komutanına çıkar. O da ilgilenmezse işin ucu Genelkurmay'a kadar uzanır. Bu böyledir. O askerin sorunu çözülmelidir.
Bence okullarda müdürlerin daha anlayışlı, çözüm odaklı, sabırlı ve iş bitirici olmaları gerekir. Öğrencilerin başında olan öğretmenlere yürekten güvenmelidirler. Bazı müdürler bu konularda çok başarılı. Onların eğitim öğretim düzenini talep eden veliler olur. İyi eğitim için iyi müdür, iyi müdür yardımcıları, iyi öğretmenler gerekir. Müdür, öğretmenlere iyi eğitim öğretim ortamı sağlamaları için destek olmalıdır. Müdürler öğretmenlere köstek olmamalıdır.
Örneğin bir öğretmen sınıfta yönetmeliklere uygun olmayan bir uygulama yapmayı uygun görmüşse, müdür insiyatif alarak bu durumu hemen cezaya dönüştürmemelidir. Anlamaya çalışmalı, neden bu uygulamanın yapıldığını öğrenmeye çalışarak öğretmeni dinlemelidir.
Empati yapmalıdır. Bir öğretmen durduk yere yönetmeliklere aykırı bir uygulama yapmak istemez. Onun uygun gördüğü bir şey olabilir. Ve bir öğretmen proaktif bir karar almışsa bu yargılanmak yerine değerlendirilmelidir. Sorulmalıdır öğretmene…
Müdürler korkuyorlar. Soruşturma geçirmekten, yönetmelikleri uygulamamış olmaktan, kriz içinde debelenmekten vs. Onları rahatlatmak isterim. Korkmayın. İyi idareci olmaya çalışın. İdare edilecek şeyleri idare etmek sizin göreviniz. Yönetmelikleri uygulamak kadar önemli bir görevdir bu. Hayat tecrübenize yeni tecrübeler ekleyin. Korkmayın. Herkesin sevdiği, örnek gösterilen bir müdür olmak için, empati yapmalısınız. Öğretmen olduğunuzu unutmamalısınız. Makamınızı problem çözülen bir yer haline getirmelisiniz. Problem yaratan bir yer değil…
Gelin bu yazıdan sonra kendinizi bir dinleyin. Yaklaşımlarınızı gözden geçirin. Ne kadar “idareci” ne kadar “yönetici” olduğunuzu sorgulayın. Öğretmenlerin üzerinde kara bulutlar gezdirmekten vazgeçin. Büyük insan olun. Mehmet Nuri Yılmaz’ın dediği gibi: “Büyük insan, kendisini aşmış, cemiyetin üstüne çıkmış insandır. Onlar küçük ferdiyetlerin, bencilliklerin adamı değillerdir. Özel hallerinde de başkalarına örnek olmak kaygısından başka endişe taşımazlar. Çünkü onlar örnek alınan hayatlarıyla iyiliklerin de, kötülüklerin de sebebi olabilecekleri idrakını taşırlar.”
Kalın sağlıcakla…
Yusuf KOÇAK