Ülkemizin Kaderi Nasıl Şekilleniyor?
Sesli Makale Dinle Değerli okurumuz, browser'ınız maalesef ses dosyasını desteklemiyor
Ülkemizin kaderi nasıl şekilleniyor?
Ortadoğululaşmak Tehlikesi Bu Ülkenin Kaderi Olmamalıdır. Yeniden alevlenen Suriye iç/dış savaşında en akılcı tavrı alabilmemiz geleceğimiz için kalıcı, stratejik sonuçlar doğuracaktır. Asıl beka sorunu da bu izlenecek politikalar sonunda yaşanacak veya uzaklaştırılıcaktır.
Bir ülkenin geleceği, olaylara insan hakları, medeniyet ve evrensel değerler temelinde yaklaşılmasıyla şekillenir. Sadece din, mezhep ya da ırk üzerinden bakış açısı geliştirmek, yanıltıcı sonuçlara yol açabilir. Stratejik bir akıl ve planlama ile hareket etmek, olayları çok yönlü değerlendirmek ve gereken önlemleri almak şarttır. Geçmişteki Irak ve Suriye işgalleri, ülkemize yarardan çok zarar getirmiştir.
Bugün yaşanan ekonomik zorluklar — pahalılık, enflasyon, işsizlik, yüksek kira bedelleri ve hastanelerden randevu alınamaması gibi sorunlar — yanı sıra suç oranlarındaki artış (uyuşturucu, hırsızlık ve diğer suçlar) ciddi bir alarm durumuna işaret ediyor. Bu olumsuzlukların en büyük sebeplerinden biri de ölçüsüz ve kontrolsüz göçlerin ülkeye olan etkileridir.
Ortadoğululaşmak Nedir?
Ortadoğululaşmak, bir milletin kendi kimliğini ve değerlerini kaybederek başkalarının yazdığı senaryolarda figüran olmayı kabullenmesidir.
Ortadoğululaşmak demek:
Adil bir paylaşımı ve toplumsal refahı değil, bireysel ya da ailevi servet birikimini öncelemek demektir.
Eğitimi ve bilgiyi değil, cehaleti ve geleneksel bağnazlığı seçmek demektir.
Demokrasiyi değil, diktatörlüklerin peşinden gitmek demektir.
Üretimi teşvik etmek yerine, üretmeden tüketmeyi alışkanlık haline getirmek demektir.
Hukukun üstünlüğüne değil, tartışmalı örf ve adetlere bağlı kalmak demektir.
Uzlaşmayı reddedip, çatışmayı ve kavga kültürünü benimsemek demektir.
İnsan haklarını ve gelişimi değil, mezhepçilik, ırkçılık ve baskıcı rejimleri kabul etmek demektir.
Bilgiyi ve okuma alışkanlığını dışlayarak, hurafelere ve sorgulanmayan alışkanlıklara bel bağlamak demektir.
Tartışarak çözüm bulmayı değil, kavga ederek üstünlük sağlamayı seçmek demektir.
Kuran ve bilimi yok sayıp, akıldışılığı meşrulaştırmak demektir.
Liyakati ve adaleti dışlayarak, başarısız kararlara ve kadere boyun eğmek demektir.
Kabadayılığı yüceltip, uzlaşmayı reddetmek demektir.
Düşünmek yerine, sorgulamadan itaat etmeyi tercih etmek demektir.
Sonuç
Ortadoğululaşmak, bir ülkenin kimliğini, adalet anlayışını ve ilerleme kapasitesini yok eden bir süreçtir. Bu durum, bizim gibi bir toplum için asla kader olmamalıdır. İnsan haklarına dayalı, hukuku önceleyen ve bilimsel düşünceyi merkeze alan bir yönetim anlayışı geliştirilmelidir. Ülkemizin kaderi, Ortadoğululaşma girdabına kapılmak değil, çağdaş medeniyetler seviyesine yükselmektir.