Müslüman Milletlerin Kaderi Eziklik Ve Cehalet Olmamalı!
Müslüman Milletlerin Kaderi
Eziklik Ve Cehalet Olmamalı!
Emevilerin islama verdiği en büyük zarar: şirk kavramını gündemden düşürüp, bu tehlikeyi görmezden gelmeleridir.
ŞİRĶ'le başlayan bu gölgeleme çok önemli başka ana direklerin de yıkılmasına, görülmemesine, yeteri kadar önemsenmemesine yol açmıştır.
Adalet, liyakat, Münafıklık, zulüm, israf, gösteriş, vehn (aşırı zenginleşme) kavramları da çok hafife alınmıştır.
Namaz, hac, cami, sakal, giyim İslam’ın yeter şartları haline getirilmiştir. Bugün İslam dünyasının neredeyse birincil öncelikleri bu sembollerdir.
Maalesef günümüzde de bu semboller, Kuran'ın içeriğinden önde yer almaktadır.
Dini değerleri istismar etmek, çok cesurca ve yaygın olarak İslam coğrafyalarında yaşanmaktadır.
Yönetimlerdeki ceberut yapılar, diktatörlüğe uzanan baskılar, yolsuzluğun yüzlerce türü, İslam hukukunun, zorlama yorumlarla ayaklar altına alınması, adil olmayan paylaşımlarla, ihale yapılabilen ülkelerde, ihalelerle, kamu malının belirli bir zümrede toplanması, eğitim sistemlerinin günün gereklerinden uzak, ezberci olması, keşfedici olmaması, kamu yönetimlerinde liyakat şartının hafife alınması (nepotizm), aile yapısının bozulması, kadın ve çocuklara uygulanan insanlık dışı uygulamalar, mahrem ortamlarda yaşanan cinsel sapıklıklar, taciz ve tecavüzler, çevreye olan duyarsızlık, bunların doğal sonucu olarak ortaya çıkan yoksulluk ve sınıf farklılıkları maalesef İslam dünyasının dünyaya sunduğu en önemli panoramadır.
Islam dünyası bu görünümü, Allah'ın emrettiği, Nebevi bir şekle dönüştürmek zorundadır.
Nebevi yönetim ilkeleri bellidir.
-ADALET; Adalet, İslam’ın en yaşamsal önceliğidir
-EMANET; Devleti yönetenler güvenilir olmak zorundadır.
-EHLİYET; İyi yetiştirilmiş, konusunun uzmanı kişilerin atamalarda öncelik bulması.
-MASLAHAT; Kamu yararının birinci öncelik olmasıdır.
-MEŞVERET; İşleri uzmanlarla istişare ile yapmak.
Bunlardan sadece ilki bile uygulanmaya başlasa yüzlerce sorun çözüm yoluna evrilir.
Eğitim sisteminin, araştırmacı, sorgulayıcı, uygulama ile beraber planlanması, (Devlet yönetimi, sanayi, işletmeler, tarım...) hayatımıza büyük farklılıklar katacaktır.
Bunlara ilave olarak; üretimin arttırılmasına dayalı; AR-GE, inovasyon çalışmaları, doğru dürüst lisan öğreten bir sistemin başarılması, eğitimin üretimle birlikte planlanması İslam’ın gerektirdiği şartlardandır.
Ancak doğru eğitimle, doğru insanlar yetiştirilebilir. Sağlam binalar, sağlam yetiştirilmiş nesillerle inşa edilebilir.
Bunu başarmak zorundayız. İslam’ın liyakat diye adlandırdığı, iyi yetişmiş eleman demektir.
İyi eğitim, hakkaniyet, adalet, gelişim Müslümana her milletten daha çok yakışır.
İnanıyorum ki Rabbimiz de bu öncelikleri önemseyenleri ve uygulayanları farklı sever.
Müslüman toplumun kaderi cahillik, ezilmişlik, sömürü olamaz, olmamalı.