Müslüman Coğrafyanın Ortak Halleri...
Müslüman Coğrafyanın Ortak Halleri...
Müslüman coğrafya, çoğu şeyde ortak hareket etmese de temel bazı hususlarda birbirine çok benzemektedir.
Bunlar:
● Cehalet,
● Taassup,
● Israrla dinin gerçeğini anlamama inadı.
● OKU! Emriyle başlayan kutsal emre rağmen OKUMAMA,
● Akıl ve bilim düşmanlığı,
● ÇALMA! Emrine rağmen oldukça yaygın hırsızlık,
● EMANETİ EHLİNE VER emrine rağmen haksızca TORPİL yapma.
● Değişimden uzak durma, daimi geçmişte yaşama,
● Üretimi teşvik yerine tüketim kültürünün öne çıkarılması.
● Nesilleri bilinçli ve doğru eğitmek yerine nüfus arttırma çabaları
● Totaliter rejimler,
● Kurtarıcı beklentisi,
● Ezberci, sorgulamayan, araştırmayan, geliştirmeyen eğitim sistemleri,
● kadının ötekileştirmesi.
Müslümanlar son dört yüz yılda ticaret ve ardından sanayi devrimiyle ortaya çıkan yeni piyasa hareketlerini, yani modern iktisadı dikkate almadıkları için fıkıh dondu, Müslümanlar da çağın gerisinde kaldı.
Ülkede büyük seçim var ama ekonomi, enflasyon, hukuksuzluk, yolsuzluklar, deprem sonrası yapılamayan evler, Gazze'ye gemilerin İsrail'e hâlâ hayâsızca mal götürmeleri, kent içi trafik, kentsel dönüşümler ana gündemler olamıyor.
Bir tarafta halk ekmek kuyrukları, ucuz et kuyrukları, sürünen emekliler...
Öte tarafta hâlâ yerli otomobil, uçak, uzaya gideceğiz, petrol bulacağız... söylemleri.
"Aklını kullanmayanların üzerine Allah pislik boca eder "
Ülke pislikten, pis kokudan geçilmiyor. Bunu; dini söylemlerle sürdürenler ve hâlâ inananlar nesillerin kul hakkını ödeyebilecekler mi?
Bize yüksek faizlerle borç veren, yatırım ve planlamamıza müdahale eden güçler, devletler;
Tüm güçleriyle; Kuran'ın anlaşılmaması, ezberci eğitim, düşük teknolojili üretimler, eski usül tarım, yüksek faizli borçla çevrilen ekonomi, gösterişli beton yapılar, bolca otoyol ve hava limanı yapımı, gösterişli ancak işlevi düşük üniversiteler, bolca teknolojik ürün, ilaç, gübre, tohum ithalatı için çalışıyorlar.
Bu görevleri keyifle yerine getirenler mevcut ve gelecek nesillerin potansiyel yaşam standartlarını mahvetmenin vebalinin farkında mı?
ENFLASYON REKORLARA DOYMUYOR
Enflasyon Neden düşmüyor?
● Sanayi ve tarım üretimi artmıyor.
● Hukuk ve eğitim standartları düşük.
● Yabancı yatırımcı gelmiyor
● Üretim değil tüketim revaçta
● Çalınan kaynaklar üretime değil, yurt dışına transfer ediliyor
● Liyakatsiz atamalar zarar veriyor
Enflasyonun lokomotifi gıda oldu. Fiyatı en çok artan 10 üründen 9’u gıda ürünü
- Türkiye İstatistik Kurumu’na göre Şubat’ta enflasyon aylık yüzde 4,53, yıllık yüzde 67,07 oldu.
- Gıda enflasyonu aylık yüzde 8,25 yıllık yüzde 71,2 arttı.
Şubat’ta fiyatı en çok artanlar (%)
- Tereyağı: 16,99
- Sebzeler: 16,14
- Kuzu eti: 14,81
- Peynir: 11,57
- Çiğ süt: 10,99
- Alkolsüz içecekler: 10,57
- Taze meyveler: 10,32
- Un ve diğer tahıllar: 9,50
- Makarna: 9,10
Şubat ayı enflasyonu TÜİK'e göre % 4,53, ENAG'a göre % 4,34 arttı. 12 aylık enflasyon TÜİK'e göre % 67,07, ENAG'a göre % 121,98 arttı. Siz hangisini yaşıyorsanız ona inanın.
Enflasyon sadece Pahalılık, yoksulluk, adaletsizlik değil aynı zamanda ahlaksızlığın da kaynağıdır. Zor ve bitip tükenmeyen zillet ve yanlışlar ikliminde geçiyoruz. Ahlakını kötülükle değiştirenler olduğu gibi inancını terk edenler, namusuna veda edenler gibi ülkeyi terk edip gidenlerin sayısı hissedilir büyüklüklere ulaştı. Hâlâ Yabancı, niteliksiz savaş ve ülke kaçkınlarından medet bekleyip, bu ülkenin geleceğini riske atmak, göçmenlerin Avrupa'ya gidişini engellemek ne kazandırabilir bize?
Makul sayıda göçmene itirazım yok ancak istiap sınırını çoktan geçen niteliksiz göç artık, ekonomiden sonra bu ülkenin beka sorunu olmaya aday ikinci canavardır.
Kötünün iyisine razı olmaktan değil, iyi olanı inşa etmekten sorumluyuz
Yanlışa kılıf bulmaktan değil, hakkı haykırmaktan sorumluyuz
Önce elimizle, sonra dilimizle, en son çare kalbimizle, kimden gelirse gelsin yanlışa direnmekten sorumluyuz.